Seviye o kadar çok düştü ki siyasette.
Bunun bir sorumlusu da seçmendir.
Gökten zembille inmedi bu insanlar.
Seçildiler!
Yetmedi, yeniden ve yeniden seçildiler.
“Seçenler” kendileri ile pek yüzleşmedi.
Kimse kendini suçlu görmedi senelerce.
* * *
Yeni bir dünyada yaşıyoruz.
Bu yeni dünyanın yeni değer yargıları var.
Elbette Kıbrıs da değişiyor.
Farklılaşıyoruz!
Kimi alanlarda iyiye gitmiyoruz.
Ama “dün”e benzemiyor, sorunlar gibi çözümler de… Yarın da bugüne benzemeyecek.
* * *
Ve yine bir seçim var.
“Seçimlerimiz” geleceği şekillendirecek.
Aday adaylarına bakıyorum.
Siyaset tarihimizin “kara leke”leri sıraya girmişler.
* * *
Ayrıntı Dergi’deki röportajında, İtalyan filozof Giorgio Agamben, “Tanrı ölmedi, paraya dönüştü” demişti.
Bu söz ada yarısını da anlatıyor.
İlkesizleşen tüm ilişkiler gerçeği haykırıyor.
Belki o nedenle, kimi siyasi partiler adaylık için “fahiş ücret” istiyor.
Parayla örtülüyor nice ayıbın üzeri!
* * *
Tufan Erhürman gibi bilgisi, kültürü, dürüstlüğü ve idealleriyle donatılmış insanlar da var elbette.
Cemal hoca gibi katıksız demokrat ve dürüstler de var.
Bir de “sağ siyaset kültürü” var yurdumda.
Ve kimileri ısrarla “hepsi aynı” diyor.
Bu “eşitleme” çabasıdır ki nice “kir”in üzeri ustalıkla örtülüyor.
Ve “seçiyorsunuz” canım yurttaşım.
Toplumsal fayda için tek bir çivi çakmayacak nicesini seçiyoruz...
“Nüfus değişti, yurttaşlık dağılıyor, oy devşiriliyor, biz seçmiyoruz” demeyiniz.
Bu yurttaşlıklar dağıtılmadan önce de seçiliyordu, böyleleri…
* * *
Ve ölüyoruz yollarda, “niçin”ini bilmeden...
Ve zehirleniyoruz, sebzeyle, meyveyle...
Ve okullarımız ve hastanelerimiz çöküyor, bir saatlik yağmurda batıyor kentlerimiz, iflah olmaz bir plansızlık, kuralsızlık, pespayelik içinde çürüyoruz...
“Tanrı ölmedi, paraya dönüştü” tam da...
Ama o para kurtarmıyor yarını...
Kir pas içindeyiz...
Seçmesini bilmedikçe...