Fehime ALAYSA
Kıbrıslı Rumlar tarafından son üç yıldır binlerce kişinin yoğun katılımı ile gerçekleştirdiği “Kutsal Cuma” törenine bu yıl izin verilmemesinin yankıları devam ediyor.
Mağusa Suriçi’nde bulunan Ay İkserino Kilisesi’nde son üç yıldır Kıbrıslı Rumlar tarafından yapılan “Kutsal Cuma” törenine bu yıl Dışişleri Bakanlığı’ndan izin çıkmamasına ilişkin YENİDÜZEN’e sunulan görüşler, temelinde ‘Görüşme sürecini sabote’ ve ‘Güvensizlik’ düşüncelerinin barındığını ortaya çıkardı.
Dini ibadetler konusundaki sınırlamalardan yakınan bazı görüşlerde, KKTC vatandaşı olmayan Kıbrıslı Müslümanların dahi güneye geçip Hala Sultan Camisi'nde ibadet ettiği anımsatılarak, “Hala Sultan’a gidemezsiniz deseler hoş karşılanır mı bunu sormak lazım…” denildi.
Açıklamalarda ibadet özgürlüğüne dikkat çekilirken, bu tutumların, güven yitirici tavırlar olduğundan yakınıldı.
“Toplumlar arası saygıya dayalı kabul, işbirliği ve yakınlaşma olmalı”
Yaşananları YENİDÜZEN’e değerlendiren Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, “İbadet özgürlüğü, dinine bağlı herkesin hakkıdır” diyerek, özellikle çözüm süreçlerinde, siyasi müzakerelerle birlikte toplumlar arası saygıya dayalı kabul, işbirliği ve yakınlaşmanın olması gerektiğine dikkat çekti.
“Bizim güven arttırıcı önlemlerimiz yok güven yitirici tavırlarımız var”
Rumların yapmak istediği Ayine izin verilmemesini ‘Fuzuli bir karar’ olarak değerlendiren AB Derneği Denetleme Kurulu Üyesi Ali Erel ise herkesin dilediği yerde ibadetini özgürce gerçekleştirebilmesi gerektiğini ifade etti. Bazı kesimler tarafından atılan olumsuz ve güven zedeleyici adımların, barış yanlısı her Kıbrıslı tarafından süzgeçten geçirildiğine dikkat çekti. Alınan bu kararı eleştiren Erel, “Bizim güven arttırıcı önlemlerimiz yok güven yitirici tavırlarımız var” diyerek tepki gösterdi.
“Güneydeki hayırcılarla işbirliği yapıyorlar”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS)Başkanı Şener Elcil ise DP-UBP hükümetini, görüşme sürecini aksatmaya çalışmakla suçladı. Görüşme sürecini sabote etmek için sürekli provokasyon yapıldığının altını çizen Elcil, bu kışkırtmalara dikkat çekti. Elcil, vatandaşlık ve dini ibadet gibi konularla provokasyon yapılmasının yanı sıra, suni gündem yaratarak da görüşme sürecinin sekteye uğratılmaya çalışıldığını kaydetti.
DP-UBP hükümetini güneydeki bazı partilerle işbirliği yaptığını ileri süren Elcil, tüm bunların olası bir referandum döneminde ‘hayır’ için yapılan temaslar olduğunu kaydetti.
Fikri Toros (Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı):
Gerekli izin esirgenmemeli
İbadet özgürlüğü, dinine bağlı herkesin hakkıdır. Farklı dinlere ait Kıbrıs’lı toplumların ibadet mekanlarını seçmekte serbest olmaları, karşılıklı saygı ve güven açısından önemlidir. Bu nedenle gerekli iznin esirgenmemesi gerektiğini değerlendiriyorum. Çözüm süreçlerinde, siyasi müzakerelerle birlikte toplumlar arası saygıya dayalı kabul, işbirliği ve yakınlaşma zaruridir.
Ali Erel (Kıbrıs AB Derneği Denetleme Kurulu Üyesi):
Bu durumun iki taraf arasındaki güveni etkilediği kesin
Fuzuli bir karardır bu. İnsanlar istediği yerde ibadetini gerçekleştirebilmeli. Hala Sultan’a KKTC vatandaşı olmadan bile binlerce kişi gidiyor. Bizde de bu ayrım yapılmamalı. Bunların altından siyaset dökülüyor, bu ileri sürülüyor ama bence alakası yok. Herkes ibadetini özgürce yapabilmeli. Özellikle bu görüşme süresince güven temelinde hareket etmemiz gerekiyor. Bizim güven arttırıcı önlemlerimiz yok güven yitirici tavırlarımız var, bunlar olmamalı. Görüşme sürecini doğrudan etkilemez diye düşünüyorum. Çözüm arzusu çok daha dinamik ve farklı nedenlerden dolayı etkilenir belki ama bu nedenden dolayı etkilenmez. Fakat bu durumun iki taraf arasındaki güveni etkilediği kesin.
Kıbrıs’ın kuzey ve güneyinde yaşayan ve çözüm isteyen insanlar, atılan adımları çok iyi değerlendirebiliyor. Güneyde Elamcıların teklifinin amacı belliydi, kuzeyde de bu çıkan kararı kimin neden verdiğini biliyor. Toplumlararası güven yıpranıyor ama bu da her mevki ile başarılamıyor. Tüm Kıbrıslılar bunun değerlendirmesini yapabiliyor.
Şener Elcil (Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS)Başkanı):
Görüşme sürecini aksatmaya çalışıyorlar
DP-UBP hükümeti görüşme sürecini sabote etmek için sürekli provokasyon yapıyor. Bunu açıklamalardan da görebiliyoruz. Bu provokasyonlardan biri vatandaşlık dağıtılmasıdır. Israrla bu konunun üzerinde duruyorlar ve devam ediyorlar. Diğeri ise de ibadetler konusudur. Bu konuda da sürekli engel çıkarıyorlar. Bunların dışında zaman zaman suni gündem de yaratıp, görüşme sürecini aksatmaya çalışıyorlar.
Bence tüm yapılanlar görüşme sürecini sabote etmeye yöneliktir. Din konusu hassas bir konudur ve çözüm konusundan da bize yardımcı olabilecek bir süreçtir. Daha önce din verilirdi, hiçbir gerekçe göstermeden izin verilmedi, aynı durumu bize yapsalar, Hala Sultan’a gidemezsiniz deseler hoş karşılanır mı bunu sormak lazım…
Güneye geçip siyasi görüşmeler yapılıyor ve bunu da inkâr etmiyorlar. Olabilecek bir referandumda hayır’a yönelik girişimler yapıyorlar ve bunu da güney ile dayanışma içinde yapıyorlar. Güneyden bazı partilerle temas içerisindedirler. Güneydeki hayırcılarla işbirliği yapıyorlar.