Ersin Tatar İstanbul’da mı, Bartın’da mı, Bellapais’te mi bilemem ama sabahın 01.00’inde, beni rüyasında gördüğünden eminim!
-*-*-
Nereden mi eminim?
Çünkü saat Salı sabahı 01.00 sularında whatsapp grubunda benle ilgili bir paylaşım yaptı…
Köşe yazımı paylaştı!
Kendisine benim için ücret almaksızın reklamımı yaptığından dolayı teşekkürü bir borç bilirim!
-*-*-
Tatar paylaşımında dedi ki; “… Ana Muhalefet Partisi’nin devletten aldığı katkılarla yayınladığı gazetenin başyazarı Serhat İncirli KKTC’ye sahte devlet diyor!”
-*-*-
Yenidüzen’in “başyazarı”…
Onurlu bir unvan!
Ama değilim!
Olmasam da, “Thank you very much Mr Tatar ama teveccühünüz yani!”
-*-*-
Tatar sizce bu paylaşımı neden yapmış olabilir?
-*-*-
Bir kere, Serhat İncirli, yani ben, KKTC’ye, kurulduğu günden beri “sahte” ya da “psefto” diyorum!
1989’dan beri de “bunu söylemek” bir yana, fırsat buldukça yazıyorum!
Ve bundan emnim!
Görünen köy kılavuz istemez ki!
-*-*-
Peki ne oldu da ansızın Tatar uyandı?
Hemen açıklayayım…
-*-*-
Tatar, en başta – aklı sıra - tabii ki CTP’yi yıpratmak istiyor…
“Bakın, CTP’nin gazetesinde bir kişi devletimize sahte diyor” diye gammazlıyor!
Jurnalcilik yapıyor!
İspiyonculuk becerisini daha önce Altan paşa ve Osman paşanın görevden alınmaları aşamalarından biliyoruz…
-*-*-
İkincisi, beni faşistlere hedef gösteriyor!
Bu iki olasılık, Tatar gibi garip bir kişiliğe çok yakışan şeyler…
-*-*-
Ancak, Tatar, bu paylaşımı, bana karşı gizli bir hayranlık ve sevgi duyuyor olmasından dolayı da yapmış olabilir…
Bu, tabii ki düşük bir ihtimal…
-*-*-
Gelelim bir diğer olasılığa!
Tatar sabahın köründe neden reklamımı yaparcasına, benim yazımı paylaştı?
-*-*-
Olasılıklardan bir tanesi de şu:
Neydi yazdığım?
Özetle şuydu:
“… Türkiye, yıl başından beri, yani sekiz aydır, KKTC’de sponsor olduğu, yani maddi finansını sağladığı projelerin parasını ödemiyor… TBMM onayladı ama Tayyip Erdoğan onaylamadığı için para KKTC’ye aktarılamıyor… Müteahhitler, alacaklılar da TL’nin değer kaybı nedeniyle, çok ciddi zarar uğramak bir yana, alacakları olan parayı bir türlü alamıyor…”
-*-*-
Ve demiştim ki, gerek hükümet, gerekse Tatar, bu paranın serbest bırakılması için Erdoğan’a ulaşamadıklarından ya da ulaşmaya korktuklarından, benim yazıyı fırsat bulmuş olabilirler!
Kim bilir belki de Maliye Bakanı Dr. Özdemir Berova gece yarısı Tatar’ı uyandırıp, “Sayın Başkan, İncirli’nin yazısını paylaş, belki Erdoğan’ı uyarırız, paramızı gönderir yoksa alacaklılar bizi kesecek” demiş olabilir!
-*-*-
Haaa dün biri dedi ki, “Seni Ünal Üstelci ve Zorlu Töreci biliyor, bu nedenle senden huylanıyor…”
Gülmedim!
Gülümsemedim!
Kahkaha falan yok!
Haklıdır; ikisinden biri cumhurbaşkanı olursa, beni işe alacaklarmış!
Külliye’ye gece bekçisi olacağım!
Sözleşmeli!
Fatoş hanımla konuştum, Ünal bey kazanırsa, işim kesin!
Söz verdiler!
-*-*-
Dün de demiştim; acın da genne ama n’apayım!
Simon Aykut’un sağlık durumu ve insanlık utancı!
Simon Aykut, 1974 sonrasında Kıbrıs’ın Kuzey yarısına en büyük yatırım yapanlardan biridir…
Ve bu yüzden Kıbrıs Cumhuriyeti’nin faşistleri için açık bir düşmandır…
Ama ne ilginçtir, KKTC’ye yatırım yapan bu kişiye sırf Musevi olduğu için saldıranlar da Türk milliyetçisi geçinenlerdir…
-*-*-
Türk faşistlerin ihbarları neticesinde, Elen faşistlerin ekmeğine yağ sürülmesi ile birlikte, tek bir kriminal suçu olmayan Simon Aykut, şu anda Kıbrıs Cumhuriyeti’nde tutukludur…
Mahkemeyi beklemektedir.
-*-*-
Simon Aykut’a “yürüyün da arkanızdayız” diyen Ersin Tatar ve KKTC Hükümeti’nin yanı sıra, ne acıdır ama Türkiye de “hiçbir şey” yapmamaktadır.
-*-*-
Ve bu adamın sağlık durumu çok ciddidir…
Ailesine yakın kişilerden aldığım bilgiye göre, Simon Aykut’ta kan incelmesi sorunu bulunuyor…
Sürekli duş almasını gerektiren bir tedaviden söz ediliyor ama Güney Lefkoşa’daki Hapishane Yönetimi, akşam 8’den sonra banyo yapılmasına izin vermiyor…
-*-*-
“Gardiyanlar, Simon Aykut’a, ‘yanına bir bidon su al ve olduğun yerde başına dök’ diyormuş”…
-*-*-
Çok ciddi prostat sıkıntısı da baş gösteren Simon Aykut, her geçen gün daha kötü duruma düşerken, avukatları, son sağlık durumu ile ilgili bilgilerin, eski doktoruna gönderilmesi için başvuru yaptı. Hapishane Yönetimi başvuruya yanıt bile vermedi.
-*-*-
Aile fertlerine göre, Simon Aykut’a hem fiziksel hem de ruhsal işkence yapılıyor…
-*-*-
Ve bu adamın suçu nedir?
Siz yani hem Türk hem de Rum tarafı - Kıbrıs meselesini çözmediniz – diye, yatırım yapan bu adamın hapiste ölmesi mi lazım?
Yoksa siz – bizim Müteahhitler Birliği Başkanı gibi ırkçı mısınız?
Hani “Kıbrıslı Türk tutuklanırsa harp çıkaracaktı” ya!
Hangi Kıbrıslı Türk, KKTC’ye, Simon Aykut kadar yatırım yapmıştır?
-*-*-
Oturup konuşun!
Yargılanması süreci farklı bir şeydir – hukukla alakalı olan bu süreci kabul edebilirim - ama şu anda hapishanede, mevcut koşullarda tutulması “insanlık utancı”dır!
Bu fotoğrafı sevgili arkadaşımız, fotoğraf sanatçısı Ertaç Cüneyt çekti… Akkuyruklu kartal… Balıkla besleniyor… Ertaç Cüneyt’e sordum, “Gardaş bu güzelliği nerede yakaladın?”… “Polonya” dedi… Keşke KKTC’de de benzerlerini yaşatmayı başarabilseydik… Eline gözüne sağlık sevgili Ertaç…