Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland ile Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusunu ele aldıklarını ifade ederek, bu önlemlere sıcak baktıklarını ancak bunların iki tarafın egemenliğine ve otoritesine zarar vermeyecek şekilde ileriye götürülmesi gerektiği yönündeki görüşünü Nuland’a aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland ile görüşmesi sonrası gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Nuland ile “faydalı” bir toplantı yaptıklarını belirterek, Nuland ile baş başa bir görüşme yapmasının ardından heyetler arası görüşmelerde bulunduklarını söyledi.
Görüşmede çeşitli konuları ele aldıklarını ifade eden Tatar, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonu detaylı bir şekilde Nuland’a aktardıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa kendi egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesi gerektiğini, çünkü zaten 1960 Anlaşmaları ile bu hakkımızın bize uluslararası anlaşmalar bağlamında bize verilmiş olduğunu anlattık. Geçen yıl nisan ayında Cenevre’de Türkiye’nin tam desteği ile Kıbrıs Türk tarafının bu yeni siyasetimizi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne sunduğumu ve o günden bugüne bütün ilgili taraflara ve paydaşlara bunu anlatmaya çalıştığımızı ve egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmediği herhangi bir yapıda Kıbrıs Türklerinin bu adadaki varlığının tehlikeye girebileceğini ve böyle bir çözümün sürdürülebilir olamayacağını gerekçeleriyle anlattım.”
Güven yaratıcı önlemler konusu…
Cumhurbaşkanı Tatar, Nuland ile Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusunu ele aldıklarını ifade ederek, bu önlemlere “sıcak” baktıklarını ancak bunların “iki tarafın egemenliğine ve otoritesine zarar vermeyecek” şekilde ileriye götürülmesi gerektiği yönündeki görüşünü Nuland’a aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, bu konuya ilişkin şunları söyledi:
“Önümüze baktığımızda bu adada çeşitli temaslar, diyalog ve iki tarafın çeşitli konularda iş birliği yapması noktasında her zaman bu konulara sıcak baktığımızı ifade ettim. Ama Güven Artırıcı Önlemler denildiğinde Güney Kıbrıs’ın egemenliğinin kuzeye yayılması noktasındaki bir takım önerileri de kabul edemeyeceğimizi, çünkü Kıbrıs meselesinin özünde, esasında bir egemenlik kavgası olduğunu ve dolayısıyla Güven Yaratıcı Önlemlerin mutlaka iki tarafın egemenliğine ve otoritesine zarar vermeyecek şekilde ileriye götürülmesi gerektiğini kendisine gerekçeleri ile anlattım” dedi.
Ukrayna’daki olaylar…
Nuland ile Ukrayna’da yaşanan olayları ele aldıklarını belirten Tatar, “Kıbrıs Türk tarafının da ABD’nin demokratik değerlerin daha da bütünleşmesi ile bütün bu sürecin aşılması noktasındaki yaklaşımlarını paylaştığını teyit ettiklerini” ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta da benzer şeylerin zamanında yaşandığını, Birleşmiş Milletler de dahil dünyanın buna seyirci kaldığını, 1974’te bizim imdadımıza anavatan Türkiye’nin müdahalesi ile yetişebildiklerini ve burada 1974’ten beri yeni bir yapı olduğunu, Kıbrıs’ta barışın ve bölgede istikrarın sürmekte olduğunu” Nuland’a anlattığını da söyledi.
Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon konusu…
Tatar, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynakları konusunun da gündeme geldiğini ifade ederek, Kıbrıs Türk tarafının Türkiye ile birlikte ortaya koyduğu siyasetinin kabul edilmesinin “fayda sağlayacağını” Nuland’a aktardığını söyledi.
Görüşmede, ada etrafındaki zenginliklerin paylaşımında Kıbrıslı Türklerin de “söz hakkı olması gerektiğini” ve Kıbrıs Türk tarafının 2019’daki ortak komite önerisinin geçerliliğini koruduğunu ifade ettiğini belirten Tatar, “Hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların bu ortak komitede ada etrafındaki zenginliklerin araştırılması, geliştirilmesi ve ticarete yönelik pazarlara ulaştırılmasında beraber hareket etmesi gerektiğini ve bunun insan hakları açısından da en doğru yöntem olduğunu aktardık ve kendilerinin de bunu konuda bir değerlendirme yapabileceklerini ifade ettim” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:
“Son bu gelişmelerle, özellikle İsrail temasları ve Ukrayna hadisesi sonrası Rusya’ya bağımlı kalan Avrupa Birliği ve diğerlerinin Doğu Akdeniz’den gaz ve benzeri zenginliklerin Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaştırılması ile oradaki iletim hattından Avrupa Birliği’ne nakledilmesi konusunda da bizim bütün bu çalışmaların içerisinde olabileceğimizi ve bunu memnuiyetle karşıladığımızı da ifade ettik.”
Enerji konusu…
Tatar, adanın en büyük sıkıntılarından bir tanesinin enerji meselesi olduğunu ve şu anda dünyada artan akaryakıt fiyatları ile elektrik fiyatlarının artması ve kapasite sorunu da dahil yaşanan sıkıntılar olduğuna işaret etti.
Tatar, “Bunun yegane ve sürdürülebilir çözüm boyutunun esas itibarıyla adanın enterkonnekte sisteminin Türkiye Cumhuriyeti üzerinden Avrupa Birliği sistemine bağlanmasıdır şeklindeki yaklaşımımı ifade ettim. Bunun hem Güney Kıbrıs’a hem de Kuzey Kıbrıs’a büyük faydası olacağını söyledim” dedi.
Kıbrıs’ta şu anda mevcut olan enterkonnekte sistemin Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs’ın elektrik iletişimini sürdürmekte olduğuna işaret eden Tatar, “Bir kablo ile Türkiye üzerinden Avrupa’daki enterkonnekte sistemine bağlanmamız hem Kuzey’in hem de Güney’in kaliteli, sürdürülebilir enerji sağlayacak ve güneş enerjisinin yaygın bir şekilde kullanılmasına yol açacaktır. Hem kaliteli enerji, hem maliyeti düşük enerji her iki taraf için çok önemli bir fırsat olacaktır” şeklinde konuştu.
Tatar, “Bunun olabilmesi tabii ki bir irade gerektirmektedir ve ABD’nin bu konuda bir değerlendirme yapabilmesinin fevkalade faydalı olacağını kendisine ifade ettim. Ve bunun esas itibarıyla arzu edilen Güven Artırıcı bir önlem olacağı görüşümü de paylaştım” dedi.
Tatar, “Nuland, ülkesinin bize duyduğu saygı itibariyle bu görüşmenin Amerika Birleşik Devletleri için de önemli olduğunu söylemiştir. Kendisine ziyaretinden dolayı teşekkür ediyorum” diye sözlerini tamamladı.