TATAR NEREYE KOŞUYOR?

Sami Özuslu

Tartışmalı bir seçim sonucunda Saray’a konan Ersin Tatar bir ‘Cumhurbaşkanı’ olmanın sorumluluklarını idrak edememiş gibi görünüyor.
Göreve geldiği günden bu yana ‘tarafsız’ olması gerektiğini hiç hatırlamadığı gibi, ‘bütünleştirici ve kucaklayıcı’ olmak için değil, tam aksine işler yapıyor.
Her konuşmasında birilerini ‘ötekileştirme’yi marifet mi sayıyor acaba?
Pandemi süreci ve getirdiği sosyal ve ekonomik sorunlardan dolayı zaten gergin ve bezgin durumda olan toplum, bir de Tatar kaynaklı gerilimlere maruz kalıyor.
Mecliste öyle bir karar alınmamış olmasına ve de 1977’den bu yana seleflerinin imzalarıyla kabul edilmiş bütün üst düzey mutabakat metinlerinde ‘federal çözüm’ yazmasına rağmen Tatar ‘taksim’ yani ‘ikili enosis’ siyasetini parlatmaya çalışıyor.
Aynı Tatar şehitler ve kayıplar üzerinden siyaset yaparak yakınlarının en doğal ve en masum tercihlerine müdahale edebiliyor, acılara yeni acılar katıyor.
Oturduğu makamın olanaklarını kullanarak farklı düşünenler üzerinde baskı yaratmayı da ‘bir yerlerden öğrenmiş’ gibi görünüyor Tatar. Bu yüzden olmalı, önüne gelene devlet gücüyle ‘ceza davası’ açtırıyor.
Eleştiriye hoşgörülü olabilmeyi denemek yerine ‘polis devleti’ peşinde olduğu izlenimi veriyor.
Altı ay gibi kısa bir sürede bu ve benzeri bir yığın ‘tatsız’ tavır ve beyanata imza attığı yetmezmiş gibi, insanların bir kuru ekmeğe muhtaç olduğu bir dönemde hiç lüzumu yokken ‘Yeni Saray’ tartışmaları da açabiliyor.

*  *  *

Bugün bir kamuoyu yoklaması yapılsa, Cumhurbaşkanlığı makamına ne kadar destek çıkar dersiniz?
Benim tahminim yüzde 40’lara ulaşması bile sürpriz olur. Bırakın kendisine oy vermeyenleri, ‘biz ne yaptık’ diye pişmanlık getiren bir yığın UBP’li vardır.
Özellikle ‘Saray’ konusundaki tavrı toplum vicdanında mahkum edilmiş durumdadır. Yüz milyonlarca liralık yeni bir binaya gerek olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 1’i bile bulmaz herhalde. Onlar da ‘gerekli’ bulduklarından ya da ‘itibar artışı’ masalına inandıklarından falan değil. ‘Madem Türkiye verecek parayı, bize ne’ gibi hem zevahiri kurtarmacı, hem de pragmatist bir yaklaşımları var bu kesimin.
Lakin Tatar’ın toplumsal algıdaki bu kabullenmeyişleri, itirazları çok da anladığı ya da önemsediği söylenemez. Öyle bir görüntü vermiyor en azından.
Birçok hal ve tavrıyla toplumdan tepki almaya devam ediyor çünkü ve bunu sanki bilerek isteyerek yapıyor.
Bu kadar sorunun yaşandığı bir dönemde gerek siyasal partiler arasında, gerekse sivil toplum ve vatandaş nezdinde tansiyonu düşürmek için değil, yükseltmek için çaba sarf ediyor. Elinde benzin bidonu, sürekli ateşe boca ediyor.
Merak ediyorum, Tatar’ın niyeti nedir?
Toplumu iyice polarize etmek, bölüp parçalamak ve insanları birbiriyle kavgaya sokmak mı?
Yoksa ‘rejim’ tartışmalarına zemin hazırlamak mıdır niyet?
Bir ‘film’ dönüyor sanki, ama ne?
Yakında kokusu çıkar muhakkak…
Anlaşılır nereye koşuyor Tatar…