Tatar’ı Hangi Tufan New York’a Savurdu?

Niyazi Kızılyürek

Bunlardan ayrı olarak, bir de Lefkoşa’da kopan Tufan vardır ki, Ersin Bey’in New-York’a doğru havalanmasında ciddi basınç yaptığını düşünüyorum. Çünkü biliyordur ki, baston yutmuş halinden kurtulup esneklik kabiliyeti edinmezse, Lefkoşa Tufanı, diğer tufanlar gibi onu sadece sağa sola savurmakla kalmaz, koltuğunu da altından alır...  

------------------

“Gitmem”, “görüşmem” diyen Ersin Tatar sonunda New York’a gitti ve tatlı su balığı yedi.

“Kötü yemek” bir yana, ne egemen eşitlik “teyit edildi”, ne de iki devletlilik formülü kabul edildi. Aslında, böyle olacağını bilmiyor değildi.

Belli ki, bir yerlerde kopan tufanlar Ersin Tatar’ı New York’a sürükledi.

“Meteoroloji uzmanlarına” bakılırsa, tufanlar üç ayrı yerde koptu: Ege Denizi, Brüksel ve Doğu Akdeniz!

Bu durumda, bize bu yerleri mercek altına almak düşer!

Ege Tufanı

Ege’den başlayalım...

Bir süreden beri devam eden Türk-Yunan diyaloğu iki ülke arasında belli oranda bir yumuşama sağlanmasına yol açtı. Türkiye ile Yunanistan şimdilerde daha da ileri giderek aralarındaki sorunları çözmeye yönelik irade sergilemeye hazırlanıyorlar. Diş işleri bakanları ve hükümet başkanları düzeyinde devam eden görüşmelerde, artık uyuşmazlıkların esası ele alınmaya başlanacak.

İşte böyle bir konjonktürde Yunanistan başbakanı Mitsotakis, Türkiye’ye karşı izlediği politika yüzünden ciddi saldırılara maruz kalmaktadır. Hem Kıbrıs Rum toplumunda, hem de kendi partisi içindeki bazı çevreler tarafından, en başta da eski başbakanlardan Antonis Samaras tarafından, Türkiye ile diyalog hatırına “Kıbrıs’ı unutmak”, hatta, “satmakla” eleştirilmektedir. Mitsotakis’in bunlara aldırdığı yok ama bir süreden beri Ankara’ya, Türk-Yunan diyaloğunu daha ileri götürebilmek için Kıbrıs’ta “bir şeyler yapmalıyız” mesajı vermekteydi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka şeyler yanında, Mitsotakis’in hassasiyetlerini de dikkate alarak Ersin Tatar’ı, Yunanistan ile önceden planlanmış bir hareket planı çerçevesinde New-York’a gönderdi. Nitekim, New-York yemeğinde, Ankara ile Atina’nın önceden vardıkları mutabakata göre genişletilmiş toplantı kararı çıktı.

Brüksel Tufanı

Ege denizinden kopan tufana, Brüksel’de kopan tufanı da eklemeliyiz...

Türk-Yunan diyaloğunun Türk-Yunan uyuşmazlıklarını aşan bir boyutu vardır. Bir yandan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden beklentileri söz konudur, ki bu noktada Yunanistan’ın yapıcı tutumu önemlidir. Diğer yandan, Türkiye’yi Batı’ya yakın bir yerde tutma girişimleri vardır ki, bu iki konu birbirine bağlıdır.

Yani, Türk- AB ilişkilerinde ilerleme sağlanmasının Türkiye’nin jeo-stratejik açıdan Batı’ya yakın durmasını beraberinde getireceği umulmaktadır.

Gerek Türk-Yunan ilişkilerinde, gerekse Türk-AB ilişkilerinde ilerleme sağlanması için, Batı dünyasının liderliğini sürdürmeye devam eden Washington Almanya’ya görev vermiştir. Dolayısıyla, bu süreçlerin şekillenmesinde Almanya’nın aktif rolü vardır.

Kuşkusuz, bir ön şart olmasa da, Türk-AB ilişkilerinde ilerlemelere paralel olarak Türkiye’den Kıbrıs’ta da bazı adımlar atması beklenmektedir.

İşte, Ersin Tatar’ı New-York’a sürükleyen “Brüksel Tufanının” arka planında bunlar vardır!

Doğu Akdeniz Tufanı

Şimdi de Doğu Akdeniz’de kopan tufana bakalım...

Doğu Akdeniz’de hem enerji, hem de savunma alanlarında bir süreden beri devam eden gelişmeler sonucunda durum giderek şöyle saydamlaşmaktadır: Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail arasında kurulan işbirliği hattı ve Avrupa Birliği ile ABD’nin buna destek olması...

Türkiye’nin dışarıda bırakılarak oluşturulan bu işbirliği havzasında eğer önlem alınmazsa gerilim yaşanacağı kuvvetle muhtemeldir.

Türkiye’nin kuvvet politikasıyla şansını zorlayarak devreye girmesi başka dengeleri altüst edeceğinden, örneğin Türk-Yunan ve Türk-AB ilişkilerine zarar vereceğinden, istenilen bir durum değildir. Dolayısıyla, bu noktada da Kıbrıs Sorununda sağlanacak bazı ilerlemeler Ankara açısından yararlı olacaktır ve bölgede, özellikle enerji alanında, farklı bir işbirliğinin koşullarının oluşmasına yardımcı olacaktır.

İşte, bu üç ayrı noktada kopan tufanlar, Ersin Tatar’ı New-York’a sürüklemiştir.

Lefkoşa Tufanı

Bunlardan ayrı olarak, bir de Lefkoşa’da kopan Tufan vardır ki, Ersin Bey’in New-York’a doğru havalanmasında ciddi basınç yaptığını düşünüyorum. Çünkü biliyordur ki, baston yutmuş halinden kurtulup esneklik kabiliyeti edinmezse, Lefkoşa Tufanı, diğer tufanlar gibi onu sadece sağa sola savurmakla kalmaz, koltuğunu da altından alır...