Taviz

Tümay Tuğyan

Anastasiadis şu anda Rum siyasi partilerinin önemli bir bölümü tarafından, Türk tarafına ciddi bir taviz vermekle suçlanıyor.

Her ne kadar, Rum siyasetince ‘taviz’ olarak nitelendirilen bu gelişme, ne Türkiye ne de Kıbrıs Türk tarafınca dikkate alınmış olsa da, Anastasiadis attığı bu adım nedeniyle, çok büyük bir tepki almış durumda.

Üstüne üstlük, sonuç itibarıyla amacına hizmet etmeyi başaramayan bir adımdan bahsediyoruz.

Yani ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranamama durumu aslında biraz da!

Peki nedir bu adım?

5 Ocak tarihli açıklama.

Türkiye’nin, 6 Ocak’ta yayınladığı Navtex’in hemen öncesinde, tam da Navtex yayınlanmasın diye, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin verdiği güvenceyle yapılan, 5 Ocak tarihli açıklama!

***

Kıbrıs Rum tarafının uzun süredir ısrarla karşı çıktığı önerilerden biri de, doğalgaz konusunun müzakereler kapsamında ele alınmasıydı.

Türk tarafının bu yöndeki çağrılarına, adanın etrafındaki hidrokarbon yataklarıyla ilgili olarak yürütülen faaliyetlerin, doğrudan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklar kapsamında olduğu ve Kıbrıslı Türkler’in bu anlamdaki haklarının, çözümle birlikte onlara teslim edileceği vurgusuyla yanıt veriliyordu.

Fakat Anasatasiadis, 5 Ocak tarihli yazılı açıklamasında, bu konuda önemli bir pozisyon değişikliğine gitti ve şu anda ihtilaf konusu olan ve üzerinde uzlaşma bulunmayan tüm konuların, müzakerelerin son aşamasında, harita konusuyla birlikte ele alınabileceğini duyurdu.

Bu konular arasında, doğalgaz da var.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide aracılığıyla, Türkiye ile dolaylı olarak yürütülen pazarlıklar sonucunda,  bu açıklamanın Türkiye tarafından memnuniyetle karşılanacağı ve bu açıklamanın yapılması durumunda Türkiye’nin yeni bir Navtex yayınlamayacağı, Eide tarafından Anastasiadis’e iletilmişti.

Anastasiadis de bu güvenceyle, bugüne kadar müzakere masası kapsamında değerlendirilmesine karşı çıktıkları doğalgaz konusunu, masaya getirmeyi kabul etti, bunu da 5 Ocak’ta yazılı bir açıklamayla duyurdu.

Ama ne yazık ki bu açıklama, hesaplananın aksine, yeni bir Navtex’in yayınlanmasını engelleyemedi, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için yeterli olmadı.

***

Türk tarafının hidrokarbon konusundaki son önerisi, bu konuda ortak bir komite kurulması yönündeydi.

Ve evet bu öneri, Kıbrıs Rum tarafınca kabul görmedi.

Ancak unutmamakta fayda var, ortamın bunca gerildiği ve tavırların bunca keskinleştiği bir durumda, kimse kendi pozisyonunu tam anlamıyla geriletecek, yani amiyane tabirle ‘tükürdüğünü yalayacak’ bir adım atmaz.

Keşke taraflardan biri, bütün angajmanlarını bir kenara itip, ‘ben şartsız koşulsuz müzakerelere oturuyorum’ diyebilseydi.

Ama demiyor, demeyecek de.

Beğensek de beğenmesek de ne yazık ki diplomasi, böyle çalışmıyor.

Dolayısıyla müzakere masasının yeniden kurulabilmesi için her iki tarafın da, karşı tarafı yüzde yüz tatmin etmese de, küçük de olsa ileriye doğru bazı adımlar atabilmesi gerekiyor.

Anastasiadis’in attığı bu adım da bu kapsamda ele alınıp, Türk tarafınca, müzakerelerin yeniden başlatılabilmesi adına bir iyi niyet girişimi olarak değerlendirilebilirdi pek âlâ.

Ama Türk tarafı, bunu üzerinde konuşmaya bile değer bulmayıp, aynı süratle Rum tarafını suçlamaya devam etti.

Peki Türk tarafı, müzakerelerin başlayabilmesi adına, kendi ne gibi bir ileri adım attı?

Anastasiadis şu anda, ‘taviz’ verdi diye yerden yere vuruluyor Kıbrıs’ın güneyinde.

Ya biz?

Hani, bizim tavizimiz nerede?

Yok!

Yok, çünkü biz hiç ama hiç bir adım atmayacağız.

Biz hep, karşı tarafın bizim çizgimize gelmesini bekleyeceğiz.

Çok bekleyeceğiz!