Son dönemde memleketin durumundan oldukça bunaldım.
Yaklaşık bir hafta yazmadım.
Kimileri “Niye yazmıyorsun?” diye çok sordu.
Yazmak istemiyorum.
Ülkedeki 'gündeme' bakar mısınız?
Günlerce 'tavuk' beceren aşçı meselesine kafa yordu memleket.
Tavuk beceren aşçı…
Sosyal medya denen kaçak güreş alanında şakaların ardı arkası kesilmedi.
Yok şöyle tavuk, yok böyle tavuk…
Ağlanacak halimize güldük, her zamanki gibi…
Bırak ağlamayı çığlık atarcasına hıçkırmalıktık, ama güldük…
Neyse…
***
Mağusa’dan gelen haberlere ne demeli?
14 yaşındaki kız çocuğuyla insan görünümlü yaratıklar yatağa girmiş.
Üstelik defalarca!
Kız şimdi hamile.
Karnında bebeği var.
Adam kaçırma olayları da yaşadık son birkaç ay içinde, fazlaca…
Kurşunlamalar…
Kundaklamalar…
Cinayetler oldu.
Zehirle öldürülen adamı kirece bulayıp gömdüler Salamis ormanında, daha 3-5 ay önce…
Luricina’da kaybolan insanımızın hala izine rastlanılmadı.
Bunlar 'adli' gündem olarak günlük hayatımızı meşgul etti, işgal etti.
***
Peki ya siyasete ne demeli?
Serdar Denktaş’ın bir öyle bir böyle politikaları da yordu memleket gündemini.
CTP ile 'iktidar', UBP ile 'muhalefet' tarzı takılmaları mide bulandırdı.
Yerel seçim öncesinde CTP dışında tüm siyasi partiler 'bir diğeri ile' ittifak için kolları sıvadı.
UBP ile DP…
TDP ile BKP...
YKP ile birtakım gruplar vs…
Bir tek CTP seçime yalnız girmeyi tercih etti.
Bu 'ittifak' sarmalı da hastalıklı siyasetimizin bir sonucu değil miydi?
Bu da 'siyasi' gündemimizdi.
***
E Kıbrıs sorununa bakın, Allah aşkına…
'Ah vah' eden bir Cumhurbaşkanı…
Karşısında EOKA kökenli bir başka şoven.
Bir de ELAM meselesi…
Tüm bunların arasında 'doğalgazdan' gaz alan umutlar…
Türkiye medyasında bir gazete müzakereler başlarken doğalgaz konusuna dikkat çekerek “BU GAZLA ÇÖZÜLÜR” diye başlık atmıştı.
Çözülür, ya da çözülmez…
Ancak içimize dolan gazla uzun süre yaşamayacağımız kesin.
***
İçte neler yaşlanıyor diye baktınız mı?
Meclis komitelerinde 'doğmayı bekleyen' onca bebek var ki…
Milletin güzü meclisten gelecek haberlerde.
Belki meclis biraz yüzümüzü güldürür diye umutla bekliyoruz.
Askerlik, kamu reformu, yeni Siyasi Partiler Yasası, yeni Anayasa gibi devrim nitelikli yasal değişlikler henüz fırında, pişmede…
Kokusu gelse de, henüz pişmediler.
Ne zaman pişecek, bilmiyoruz.
Umutla beklemekten başka çaremiz yok.
Tavukların becerildiği ülkede yeni Anaysa beklemek çok mu lüks?
Belki de…
Ama umut da en son ölür derlerdi…
Şimdilik komadayız.
Belki kurtuluruz…
Belki…
--------------------------------------------------
Yazmıştık!
YENİDÜZEN… Eylül 2011… Sınavdaki şaibeyi günlerce yazmıştık… İddialar 'doğru' çıktı… Mahkeme gerçeği açıkladı… “Sınav şaibeli”