Gıda Mühendisleri Odası, tavuk eti gibi son derece riskli bir gıdanın ithalatının kendilerinde soru işaretleri yarattığını ifade ederek, yetkili bakanlıklara; “gıda güvenliği standartları konusunu göz ardı etmeden birincil görevleri haline getirmeleri” çağrısında bulundu.
Oda başkanı Sıdıka Can yazılı açıklamasında, halk sağlığının korunmasında temel basamağın; “sağlıklı ve güvenli gıda tüketimi” olduğuna vurgu yaptı.
Can, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının tavuk eti ithalatını serbest bıraktığını, ancak tavuk eti gibi son derece riskli bir gıdanın ithalatının kendileri açısından soru işaretleri yarattığına işaret etti.
Gıda Mühendisleri Odası olarak, ülkede var olabilmek için üretimden vazgeçmenin doğru bir yaklaşım olmadığına inandıklarını işaret eden Can, şöyle devam etti:
“DESTEKLENMESİ GEREKEN YERLİ ÜRETİMİN ARTTIRILMASI POLİTİKALARI OLMALIDIR”
“Ülke ekonomisini rahatlatma, alım gücünü arttırma politikası üretebileceğimiz ürünlerin ithalatı ile sağlanamaz. Desteklenmesi gereken yerli üretimin arttırılması politikaları olmalıdır. İthalat izini vermek yerine tavukçuluk sektöründeki tekel yapılanmayı ortadan kaldırmak ve rekabet ortamı yaratarak orta ölçekli işletmelerin kurulması desteklenmelidir.
Ekonomik boyutunun yanı sıra Gıda Mühendisleri Odası olarak en büyük endişemiz tavuk eti ithalatında gıda güvenliği standartlarının sağlanabilmesidir. Ürün donmuş olarak ithal edilecekse ürünün herhangi bir çözünmeye uğramadan, soğuk zincir kırılmadan taşınması son derece önemli bir kriterdir. Soğuk zincir korunabilecek mi? Bunu denetleyebilecek miyiz? Bunun yanında ürünün üretim koşulları ve analiz sertifikaları denetlenebilecek mi? Devletin gıda güvenliği ile ilgili denetim mekanizmasının eksikliği zaten ortadayken böyle bir ithalatta denetimlerin yapıldığına güvenebilecek miyiz?”
Can, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Üretimden kopan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözünü de hatırlatarak, ülke gerçeklerini göz önünde tutarak gıda güvenliği standartlarına uygun üretimin desteklenmesi, üretimde tekelden kaçınarak rekabet ortamı yaratılarak kalitenin daha yüksek standartlara ulaştığı, tüketiciye güven veren ürünler elde etmenin birincil hedefleri içerisinde olmaları gerektiğini kaydetti.
Tüm bunlar için gıda güvenliği konusunda yetkili olan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına çok büyük görevler düştüğüne dikkat çeken Can, “Bu bakanlıklardaki uzman kadroların arttırılması ve denetimlerin çok daha etkin yapılabilmesi sağlanmalıdır” dedi.