‘Tavuk kılığında...’

Soframızdaki tavuğun ne kadar ‘güvenli’ olduğunu çok sorguladım. Bu köşenin sürekli okurları bilir ki, bizim ülkemizde “hormon” tahlilleri yapacak bir teknoloji yoktur... Ve ne ilginçtir, kimi “veterinerler” aynı zama

 

 

Soframızdaki tavuğun ne kadar ‘güvenli’ olduğunu çok sorguladım.

Bu köşenin sürekli okurları bilir ki, bizim ülkemizde “hormon” tahlilleri yapacak bir teknoloji yoktur...

Ve ne ilginçtir, kimi “veterinerler” aynı zamanda “tavuk ticareti” yapar, mesela...

Bunu ‘belgeledik’ de... Ne oldu? Hiç!..

 

***

 

Kıbrıs’ın kuzeyinde bu alanda bir “tekel” oluşması, denetimin önemini artıyor...

Hangi alanda denetim var acaba?

Öyle de “tüketiciler” gerçek anlamda örgütlenmez, hakkını aramazsa, az bile...

 

***

 

“Tavuk diye önünüze konulan hayvana dikkat edin" dedi bir uzman...

Ve ekledi:

“Entegre tesislerde çabuk büyüsünler diye ilaç verilen tavuklar kansere yol açıyor. Kuluçka süresi 17 güne inen tavuklar kesilmediklerinde kendiliğinden 45 günde ölüyorlar.”

Biliyor musunuz, bizim ülkemizde evde, kümeste “tavuk beslemek” yasak...

Sağlıklı değilmiş (!)

Bu yasağın amacı da “entegre tesisleri teşvik” etmekmiş, üstelik!..

 

***

 

Marmara Çevre Platformu'nun toplantısında konuşan İstanbul

Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nden

Dr. Yavuz Dizdar’ın sözlerini, endişeyle okudum, paylaşmak istedim:

·        “Tavuk diye önünüze konulan hayvanın karnından tümörler fışkırıyor.

·        Bu endüstrinin görevi size üzerinde et tutturulmuş bir şey vermek. Hayvanın sağlıklı olması umurlarında değil. İşin ilginç yanı, bunun onayını da veterinerlerden alıyorlar.

·        Dünyada bütün ülkelerde kanser artmıyor, bütün kanserler de artmıyor. Belli kanser türleri artıyor.

·        Paralelinde ilaç endüstrisi büyüyor.

·        Bir ülkenin gıdasını ne kadar endüstrileştirirseniz,  uzun raf ömrü ile ne kadar bozulmaz hale getirirseniz hastalık o kadar artıyor.

·        Bakliyat ve hububat tüketiniz...”

 

***

 

Sessiz sesiz izleyelim ve “kuzu kuzu” yaşayalım mı dersiniz, hâlâ...

Öyle ya ‘kanser’ de kendiliğinden artıyor sonuçta. Suçu yok kimsenin (!)

 


 

notcuklarım

 

Engelsiz takıma, çağdaş bir otobüs alacağız, insanların ‘elden ayaktan kamyonla’ taşındığı ayıbı temizleyeceğiz. Dün, yeni telefonlar geldi, yeni ‘gönüllü bağışçılar’  var. Şimdi federasyon öncülüğünde bir komite oluşacak, adım adım yürünecek, hep birlikte katkı koyacağız. Başaracağız...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri