Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit bugün Meclis Mavi Salon’da basın toplantısı düzenleyerek, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’le görüşme öncesi Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP/BG), Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP/UG) ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) başkanlarıyla yaptığı görüşmeye, TDP’yi davet etmemesini eleştirdi.
Özyiğit, Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından BM’ye sunulan önerinin içeriğinin de kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyledi.
Bazı TDP Milletvekillerinin de hazır bulunduğu basın toplantısında konuşan Özyiğit, toplantıya davet edilmemelerini “TDP’ye karşı yapılan bir siyasi saygısızlık” olarak niteledi ve şunları söyledi:
“Konunun bilgimize gelmesinin ardından, Cumhurbaşkanlığına ulaşarak bilgi istedik ve cevap olarak ‘olay çok ani gelişti haber veremedik’ yanıtını aldık, bu açıklamayı da “Özrü kabahatinden büyük’ olarak değerlendirdik. Meclis’teki partilere bilgi verilecekse, bugüne kadar olduğu gibi ayrım yapılmadan tüm partilere çağrı yapılması gerektiğini yeniden hatırlatmak isteriz.”
TDP’nin Kıbrıs konusunda aktif ve girişimci bir politika sürdürdüğünü belirten Özyiğit, bu politika çerçevesinde son 15 günde Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, DP/UG, AKEL ve Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Ofisi’ni ziyaret ettiklerini anlattı.
“TDP’DEN GİZLENEN, TOPLUMDAN GİZLENMİŞ DEĞİL MİDİR?”
Eroğlu’nun görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, üzerinde tıkanıklık yaşanan ortak açıklama konusunda BM’ye yeni bir öneri sunduklarını, bu konuda da CTP/BG Genel Başkanı, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, DP/UG Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Serdar ve UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün desteklerini aldıklarını ifade ettiğini kaydeden Özyiğit, şu soruları sordu:
“TDP, Kıbrıs Türk tarafının bugüne kadar yapıcı en önemli öğelerinden biri olarak, neden bu görüşme sürecinden dışlanmıştır? TDP’den gizlenen, toplumdan gizlenmiş değil midir?
Kıbrıs Türk toplumunun bilgi edinmesi için soruyoruz? CTP, DP ve UBP ile Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun beraber oluşturdukları yeni çerçeve neyi içermektedir? Bizim özelimizde toplumdan gizlenmeye çalışılan nedir?
Ortak açıklama konusunda üzerinde tıkanıklık yaşanan noktaların başında, 23 Mayıs ve 1 Temmuz anlaşmalarında üzerine anlaşılan, tek egemenlik, tek vatandaşlık ve uluslararası tek kimlik konusu gelmekteydi. Tek egemenlik kavramında ortaya konan yeni açılım neleri içermektedir? Kıbrıs Rum toplumu temsilcilerinin basına yansıyan ifadeleri konfederal talepler olduğu yönündedir? Gerçekleri ortaya çıkartmak bakımından, Kıbrıs Türk toplumunun ne önerildiğini bilmeye hakkı vardır.
Demokratik teamüllerin çiğnenmesi toplantıya katılan diğer partileri huzursuz etmemiş midir? Bu ayrımcılığa nasıl ortak olmuşlardır ve neden itiraz etmemişlerdir?”
“BM’YE SUNULAN ÖNERİNİN İÇERİĞİ DERHAL KAMUOYUNA AÇIKLANMALIDIR”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından BM’ye sunulan önerinin içeriğinin kamuoyuna açıklanması gerektiğini söyleyerek, Meclis’te temsil edilen partilerin uzlaşı taslağına dair öngörüleri bilmeye hakkı olduğunu belirtti.
“TDP olarak gizli bir ajandaya dahil olma olasılığından şiddetle imtina ediyoruz, her kim ki bu gizli ajandanın oluşmasına katkı sağlar ise, onlar da en az Cumhurbaşkanı kadar bundan sorumlu olurlar inancındayız” diyen Özyiğit, görüşmelerin bugüne kadar hep federasyon temelinde yapıldığını ancak “Rum tarafının bunu üniter devlete”, “Türk tarafının ise konfederal yapıya” çekmeye çalıştığını ileri sürdü. Özyiğit şöyle devam etti:
“Bize göre uzlaşmazlık noktası tam da budur. Uzlaşı sağlanmak isteniyorsa her iki taraf da maksimalist taleplerini bir kenara iterek, federasyon temelini dinamitlemeyen önerilerle görüşme masasın şartlarını oluşturmalıdırlar. Bu gerçekten hareketle, her iki tarafı da çözüm konusunda samimi adımlar atmaya davet ediyoruz.”
Özyiğit, sözlerini TDP’nin iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüme ulaşmayı amaçladığını söyleyerek bitirdi.
Özyiğit, konuşmasının ardından bir gazetecinin TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun KKTC ziyareti sonrası Kıbrıs sorununa dair ne gibi gelişmeler yaşanmasını beklediğini sorması üzerine ise “Teşvik edici destekler önemlidir. Dış merkezler görüş ve önerileriyle katkı koyabilirler. Umut ediyoruz ki Davutoğlu Türkiye’nin yapıcı görüş ve önerilerini getirir ve çözüme katkıda bulunur” diye konuştu.
(tak)