Cumhurbaşkanı adaylarından Eroğlu rakibi Sibel Siber’e karşı daha ‘tecrübeli’ olmayı öne çıkarıp üstünlük sağlamaya çalışıyor. Belli ki bu rekabette Eroğlu’nun sahip olduğu başka bir rekabet-üstü değeri yok.
Eroğlu siyasette nerdeyse kırk yıllık bir geçmişe sahip. Kısa süre Eğitim Bakanı, yirmi yıl başbakan, beş yıl da cumhurbaşkanı olarak görev yapmış. Biraz muhalefet liderliği, biraz da düz milletvekilliği dönemleri var. Tüm siyasi deneyimlerinin kaynağı bunlar. Kaynak az-uz değil, ama bu kaynaklardan yaratılmış toplumsal değer ve yarar pek yok.
Yirmi yıl başbakanlık yapacaksınız ve Kıbrıslı Türklerin yaşamında olumlu iz bırakmayacaksınız… Dürüstlüğünüz, güvenirliğiniz, sizden olmayanlara karşı sevecenliğiniz hep eleştirilir, sorgulanır olacak… Muhaliflerinize partide yaşam şansı vermeyeceksiniz, kurultayda size karşı yarışan başkan adaylarını hep parti dışında çıkaracaksınız… Partinizi bölüp parçalayacaksınız, başka partilerin içini karıştıracaksınız, sonra da dağıttığınızı toparlayacak ‘akil adam’ rolüne soyunacaksınız.
“Seçilmek için her şey mübah” deyip sendikalara yazılı imzalı mühürlü belge vereceksiniz ve seçilince de tam tersini yapacaksınız. Seçilmek için KTHY’yi batıracaksınız. Tavla – teslim imzalar atacak, içeriğini okumadan anlaşmalar imzalayacak, sonra da inkar edeceksiniz. Ekonomi yıkılacak, bankalar çökecek, yurttaşın paraları buharlaşacak ama siz bunu halkın unuttuğunu sanacak bir düşünce yapısında olacaksınız. Kıbrıs Türk ekonomisini Türk sermayesine teslim edeceksiniz ve kendi işadamınızı Türk sermayesinin taşeronu yapacaksınız… Abuk –subuk insanlara yurttaşlık dağıtıp toplumsal tepkiyi üzerinize toplayacaksınız ama kendi insanınızın tepkisini umursamayıp, abuk – subuk insanlara verdiğiniz yurttaşlıklarla ikbal peşinde olacaksınız.
Cumhurbaşkanı seçilmek için “Talat’ın verdiği ödünleri geri alacağım” diye seçmene vaat vereceksiniz, seçilince de “Talat’ın bıraktığı yerden devam edeceğim” diye dünyaya vaat vereceksiniz. Görüşme masasına “yapayım da olmasın” tavrıyla oturacaksınız, Rum lider gelmeyince de görüşmelerin koptuğunu ilan edip bayram edeceksiniz. Cumhurbaşkanlığı döneminizde görüşmelerde bir arpa boyu yol alınmayacak ve kendinizi sütten çıkmış ak kaşık göstereceksiniz. Ve Kıbrıslı Türklerin de bütün bunları anlamayacağını, anımsamayacağını sanacaksınız.
Bir seçim döneminin milyon sterlinlik hesapları hala konuşulur olacak. Aile mülkiyetindeki taşınmazlar hala konuşulur olacak. Aile üyelerinin nüfus kullanıp iş yapması kamuoyunda konuşulunca “benim çocuklarım cami avlusuna mı gitsin?!” diye yorum yapacaksınız… Mercedes aracınızı nasıl ödediğinizi hatırlamadığınızı söyleyeceksiniz.
Korkutacaksınız yurttaşı; korkmayanın üzerinden fırtına gibi geçmeye çalışacaksınız. Yurttaşın aşı – işi ile siyasi emelleriniz için pervasızca oynayacak, size teslim olmayanları süründüreceksiniz. Aile efradınız, muhalifiniz biriyle konuşan yurttaşa telefon edip, “bizden ekmek yiyorsun, onunla niye konuşuyorsun?” diye azarlayacak… UBP’li ama “benim UBP’min UBP’lisi” diyeceksiniz. Ve sizin UBP’nize de bir partiliniz “hanedanlık” diyecek. Ve o partilinizi de önce tertipleyip halledeceksiniz, sonra da kapınızda kul yapacaksınız…
Daha mı? Yazdıkça ve okudukça insanın midesi kalkıyor.
İşte Kıbrıslı Türklerin kırk yıllık Eroğlu ‘tecrübe’si… Bu ‘tecrübe’ elbette kendisine yaradı ama Kıbrıslı Türklere hiç yaramadı. Kim Eroğlu’nun toplumsal fayda sağlayan siyasi bir icraatını anımsar? Kim Eroğlu deyince toplumsal olumlu şeyler anımsar? Kim Eroğlu deyince “Kıbrıs sorununu çözecek kişi” der? Kimse…
İşte Kıbrıslı Türklerin kırk yıllık Eroğlu hafızası… Ve bu hafızayı küçümseyerek, “o hanım toy, siyasette yeni” diyeceksiniz. Bari övünecek bir tecrübe yaşatmış olsaydınız bu halka… Bari göğsünüzü gere-gere anlatacağınız başarı öyküleriniz olsaydı… Bari “ben de çözüm istiyorum” dediğinizde kimseyi kandıramadığınızı anlayacak kadar bu halkı bilseydiniz.
Tecrübe önemlidir ama olumluları… Olumsuzları da öğreti çıkarılırsa önemlidir. Kırk yıllık süreçte olumlu tecrübe yok; olumsuzlardan da öğreti alınmamış. N’apsın Kıbrıslı Türkler bu tecrübeyi?!.
Yapacakları belli aslında, “Tecrübelerin senin olsun, al hepsini eve git” diyecekler…