Fehime Alasya
Korkunç kazada kardeşi Serkan Özcezarlı’yı kaybeden Mehmet Özcezarlı, tek tesellilerinin kardeşinin sevdiği işi yaparken, ‘severek, mutlu olduğu bir anda ölmesi’ olduğunu dile getirdi. YENİDÜZEN’e konuşan Mehmet Özcezarlı, “Tek tesellimiz ‘severek, mutlu öldü’, severek yaptığı bir işti, onun uğrunda öldü…” dedi.
Yetkililerden memnuniyet dile getiren Özcezarlı, “Geriye devletin üzerine düşen kaldı, o da yerine getirsin. O zaman içimize tamamen su serpilecek.” dedi.
Mehmet Özcezarlı, kardeşi Serkan Özcezarlı ve Hakan Çetinkaya’nın şehit olduğunu belirterek, devletin Serkan Özcezarlı’nın eşi ve kızlarına sahip çıkmasını istedi.
Kardeşi ve arkadaşının ölümüne dair tahminde bulunan Özcezarlı, “Havada mı öldüler yerde mi öldüler raporlarda belli olacak. Ama bence cesetleri yerde yandı. Orada itfaiye ve ambulans olmalıydı.” dedi.
“Tutkusu çocukluğundan gelme…”
Hava Sporları Kurumu üyelerinden olduğunu belirten Mehmet Özcezarlı, kardeşi Serkan Özcezalrı’nın uçuş tutkusunun nasıl başladığını anlattı. Özcezarlı, “Kardeşim benimle paraşüt kurslarına katılarak bu tutkuya başladı. Ağırlığından dolayı iki yıl uçaktan atılamadı, çok küçüktü, kilosu tutmuyordu ama çok aktifti, çok meraklı ve tutkuluydu. Bu işin içine girince ancak da iki yıl sonra özel ağırlıklarla uçaktan atlayabildi. Daha çocukken, üstlerden geçen uçakları büyük bir heyecanla izliyordu. Ben de onun bu hevesini görünce onu itekledim, hatta annem bana bu yüzden çok öfkeliydi…” dedi.
“Maalesef liderlerimiz böyle kurumlara daha fazla katkı yapsın, destek versin vermiyor. Bu tutkuyu bu sevgiyi görmüyor.
Bu çocuklar o kurumda yaşamını yitirdi. Göreceğiz bakalım devlet bu iki çocuğa sahip çıkacak mı?
İki değerli pilotumuz bunu canlarıyla ödedi. Bu raporlar açıklanacak ama bu asla pilot hatası değil, olamaz. Herkese uçuşu öğreten bu kişiler, dünya çapında pek çok sertifikaya sahip bu eğitmenlerin ikisi de hata yapmış olamaz, mümkün değil. Duyumlarımıza göre ikinci kalkışlarında düştüler. İlkinde havalanmış, indi, ikinci kez de havalanmış, tüm bunların bilgisini kuleye vermiş, ama ikinci inişlerinde bilgi vermemiş. Bence her şey çok ani oldu. İkinci kalkışlarında yirmi dakika havada kalıp inerken düştüler. Hiç müdahale etmeye yetiştirmediler. Hiç şanları olmadı, paraşüt bile açamadılar, çünkü paraşütleri yerdeydi, sanırım çarpmanın etkisiyle açıldı. Bu olayda soru işareti çok, hepsini öğrenmek istiyoruz. Arıza olsa ikinci kez uçuşa çıkmayacaktı.”
“Kuruma bir ambulans veya bir itfaiye zimmet etmek çok mu büyük külfettir?”
Federasyona bir itfaiye ve bir de ambulans zimmet edilmesi gerektiğini savunan Özcezarlı, kardeşinin yandığını anımsatarak, olay yerindeki itfaiye eksikliğine değindi. Özcezarlı, “Geçitkale’ye yağ değirmenine gidiyordum, yanan kara dumanı gördüm. İtfaiye olsaydı beyaz duman olurdu. Yanarak öldüler. Orada itfaiye olması gerekirdi.
Resmi tatil olsa bile itfaiye olmalıydı. İtfaiye de ambulans da orada olmalıydı. Normalde paraşüt bile attıklarında bölgede itfaiye veya ambulans olması gerek, öyle uçuşa çıkılır. Orada bir itfaiyenin olması çok mu külfettir?
Bizim devletimizin o kuruma bir ambulans veya bir itfaiye zimmet etmesi bu kadar mı büyük külfettir?” dedi.
“Her uçuşunda telefonuna kayıt yapıyordu”
Kardeşinin her uçuşta cep telefonuna mutlaka görüntü ve video kaydettiğini anlatan Özcezarlı, cep telefonlarının da incelenmesi gerektiğini kaydetti. Kardeşinin uçağı İtalya’dan sürerek getirdiğini de sözlerine ekleyen Özcezarlı, “Yurt dışına gitti, lisans aldı, yıllardır eğitimini veriyordu. Devamlı uçuşlara çıkarlardı. Bu uçağı da kendi İtalya'dan sürerek getirdi. Uçağın sahibi Rus ile birlikte uçağı sürerek geldi. Uçakta bir arıza olsaydı Rus mal sahibi yanına binip İtalya'dan gelmezdi.” dedi.
Kendi uçağının maketini yapıp uçuran bir kişiydi…
“Onlar kayıtlara ‘Şehit’ olarak geçmeli, çünkü şehit oldular” diyen acılı kardeş, uçağın parçalarının sergilenmesi gerektiğini de belirtti.
Özcezarlı, şöyle devam etti:
“Onlar geri gelmez ama bu olay da unutulmamalı. Bu parçalar müzeye konmalı. Umarım bir hurdacıya verdiler diye duymayız.
Kayıtlara geçerken ‘Şehit’ olarak geçmeliler. Tatil gününde ölmüş olabilirler ama onların hiçbir zaman hafta sonu tatili olmadı, hep çalıştılar, hep özveriliydiler.
Unutulmasınlar, bu olay çok basit geçilmesin.
Kardeşim, kendi uçağının maketini yapan ve arazide uçuran bir kişidir. Biz buna tanık olduk, bu denli zekaya ve meraka sahip biriydi. Evinin önünde bu amaç için uçak hangarı vardı.
Her hata veya her başarının sonucu kalıcı olsun, müzeye dönüşsün, ölenlerle unutulmasın. Yeni nesil onları bilerek büyüsün. Değerlerimize sahip çıkalım.”