Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu, gerek 1963, gerekse 1974 “kaybı” Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın gömü yerlerinin aranmakta olduğu kazılara devam ediliyor.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi’nden edindiğimiz bilgilere göre, Tekke Bahçesi’nde isimsiz mezarların açılmasına devam edilirken, Kayıplar Komitesi’nin bir diğer kazı ekibi de bir şahitle birlikte Kayıplar Komitesi’ne göstermiş olduğumuz Mora dışındaki bir alanda başlattığı kazıları sürdürüyor.
Tekke Bahçesi’ne bazı “kayıp” Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumlar’ın gömülmüş olduğu yönünde son on yıldır kesintisiz biçimde bu sayfalarda geniş yayınlar yapmıştık… Tekke Bahçesi’nde gömülü olduğu söylenen “kayıp” yakınları, ilk kez YENİDÜZEN’in yayınlarıyla, sevdiklerinin buraya gömülmüş olabileceğini öğrenmişti.
Tekke Bahçesi’nde isimsiz mezarların kazılması için geçmişte Kayıplar Komitesi ve “kayıp” yakınlarının girişimleri sonuçsuz kalmış ancak Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanlığı’na seçildikten sonra, askeri bölgelerde kazıların artırılmasıyla birlikte, Tekke Bahçesi’nde kazı yapma yolu da açılmıştı…
Kıbrıslıtürk yetkililer, bu alana bazı “kayıplar”ı defnettikleri halde, yıllarca bu bilgiyi ailelerden gizlemişlerdi.
Gerek Kıbrıslıtürk yetkililer, gerekse Kıbrıslırum yetkililer, geçmiş yıllarda kendi “kayıpları”nın gömü yerlerini bildikleri halde bunları “kayıp” yakınlarından gizlemişler ve böylece “kayıp” yakınlarının acılarının katmerlenmesine yol açmışlardı… 1974’te Kıbrıslırum yetkililer, bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ı Lakadamya’ya isimsiz olarak gömmüşler ve “kayıp” yakınlarına yıllarca bilgi vermemişlerdi. Bu konuyu bazı “kayıp” yakınları ortaya çıkarmış, gazeteci Andreas Paraskos da 1995 yılında bu konuda geniş yayınlar yaparak, konunun halkın bilgisine getirilmesini sağlamıştı. Kıbrıslırum yetkililer, aynı şekilde 1974’te Kıbrıslırum ateşiyle yanlışlıkla düşürülen NORATLAS uçağını gömmüşler ve infilak etmiş olan NORATLAS’ta bulunan “kayıplar”la ilgili Yunan “kayıp” yakınları bu konuda tam olarak bilgilendirilmemişti. Geçen yıl bu alanda kazı yapılarak, uçağın çevresinde bazı “kayıp” Yunan komandolarından geride kalanlar bulundu ve DNA testleriyle kimliklendirildiler. Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani İşler ve Yurtdışında Yaşayan Kıbrıslırumlar’la ilgili Komiseri Fotis Fotiu, Yunan ailelerden, bu kazının 40 küsur yıl süreyle geciktirilmiş olması nedeniyle özür dilemiş bulunuyor ancak Tekke Bahçesi konusunda, hiçbir Kıbrıslıtürk yetkili, “kayıp” yakını Kıbrıslıtürk ailelerden henüz özür dilemiş değil…
Ayvasıl’daki toplu mezarlardan çıkarılarak Lefkoşa’da Kızılay Hastanesi’ne götürülen ve burada otopsiye tabi tutulan bazı Kıbrıslıtürk “kayıplar”, daha sonra ailelere hiçbir bilgi verilmeksizin isimsiz olarak Tekke Bahçesi’ne defnedilmişlerdi. 1963 çatışmalarında Lefkoşa’nın çeşitli bölgelerinde öldürülen, naaşları toplanarak Lefkoşa Genel Hastanesi morguna kaldırılan 21 veya 22 Kıbrıslıtürk hakkında, Kıbrıslıtürk makamlara “Geliniz morgtaki ölülerinizi alınız” mesajı gönderilmiş ancak Kıbrıslıtürk makamlar morgta bulunan Kıbrıslıtürk naaşlarını almayınca, bunlar Ayvasıl’da Kıbrıslıtürk mezarlığı dışına açılan çukurlara topluca gömülmüşlerdi. Ayvasıl’da öldürülenlerle birlikte gömülen bu “kayıp” Kıbrıslıtürkler, daha sonra toplu mezarlar açılarak Tekke Bahçesi’ne yeniden defnedilmişlerdi ancak ailelere hiçbir bilgi verilmeksizin yapılmıştı bu…
Bu konuda mezarları açan Kıbrıslıtürk hekim Dt. Hüsrev Dağseven’le geniş bir röportajı bu sayfalarda dokuz yıl önce yayımlamış, bu isimsiz mezarda olabileceklerin listelerini de yayımlamıştık.
1963 olayları patlak verdiği zaman, Tekke Bahçesi bir tür “seçeneksizlik”ten ötürü – surlariçinden Kıbrıslıtürkler’in surlardışına çıkışı kolay değildi – alel acele bir gömü yerine dönüştürülmüştü.
Bu alana 1963’te öldürülen bazı Kıbrıslırumlar’ın da defnedilmiş olduğu yönünde tanıklıklara da bu sayfalarda yer vermiştik.
1974’te de bu bölgeye bazı Kıbrıslırum “kayıplar”ın defnedilmiş olabileceği yönündeki ifadeleri de yayınlamıştık.
Ancak bu bölge olduğu gibi çok değişmiş durumda. Buraya inşaatlar yapılmış, inşaatlar yapılırken bazı insan kalıntılarının bulunduğu da anlatılıyor.
Daha önce İnönü Meydanı’ndaki Şahin Sineması yanında bulunan Kahveci Kazım’ın kahvesi, bu binalar yıkılıp yerine Vakıflar İdaresi tarafından 1980-81 yıllarında yeni binalar yaptırılınca, Tekke Bahçesi’nin bitişiğine yaptırılan bir dükkana nakledilmişti. Kahveci Kazım’ın bu yeni kahvehanesinin bulunduğu yine Vakıflar İdaresi’ne ait dükkanlar yaptırılırken, buradan çok yoğun biçimde insan kalıntıları çıkarıldığı yönünde anlatılanları da bu sayfalarda yayımlamıştık.
Bu alana çeşitli şahitler götürerek, Tekke Bahçesi’nin dışında kalan alanda olası gömü yerlerinin nerede olabileceği yönündeki bilgileri de Kayıplar Komitesi yetkililerinin yanısıra, okurlarımızla da bu sayfalarda paylaşmıştık.
KAYIPLAR KOMİTESİ’NİN DİĞER KAZILARI
Kayıplar Komitesi Tekke Bahçesi’nden başka, Mora dışında bir şahitle birlikte göstermiş olduğumuz bir alanda da kazılarını sürdürüyor. Bu tarlada 1974’te Balekitre’den (Balıkesir) kaçan askerleri taşıyan bir otobüs ve mühimmat dolu bir kamyon isabet alınca infilak etmiş ve bu gruptan ancak üç Kıbrıslırum asker sağ kalarak kaçmışlardı. Geriye kalan sayısı belirsiz Kıbrıslırum asker burada ölmüştü. Kazı yapılan alanda yoğun biçimde mühimmat parçaları, araba parçaları çıkıyor. Bu alanda bir de insan kemiği bulundu ancak bunun antik bir gömüye ait olabileceği söyleniyor. Kazı alanında bulunan mühimmat parçaları nedeniyle bu bölgede patlamamış bomba da bulunabileceği endişesi yüzünden, kazı bazı tanıklıklar da dikkate alınarak biraz kuzeye kaydırıldı.
Kayıplar Komitesi Mora’dan başka Yeşiltepe’de (Elia), Sazlıköy’de (Livadya), Vadili’de, Kermiya ve Girne’de de kazılarını sürdürüyor. Kıbrıs’ın güneyinde ise Pomo ve Paralimni’de 1963-64 “kaybı” bazı Kıbrıslıtürkler’den geride kalanların aranmakta olduğu kazılar devam ediyor. Kermiya’da üç “kayıp” şahıstan geride kalanlara ulaşılmış bulunuyor.
Kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.