Telefonsuz Tabletsiz Kamp: Bu Haberden Haber Çıkar

İbrahim Özejder

 

“Memlekette iyi şeyler de oluyor” denildiğinde sevinmek mi lazım, üzülmek mi? Herhangi “iyi”, “olumlu” bir şeye sevinirsiniz elbette ama iyi şeylerin bir tesadüf olduğu, kötü şeylerin ise kural veya sürekli olduğu bir düzende yaşadığınız için de üzülürsünüz.

Yenidüzen’de 17 Ocak’ta yayınlanan “Kantara Kış Kampı ‘Dijital Diyet’ şeklinde yapılıyor” haberi de öyle birşey. TAK mahreçli ve birçok gazetede de yayınlanan haber inanılmaz “iyi şeyler”den bir girişimi yansıtıyor: Gençler, 1-13 Şubat arasında yapılacak Kantara Kampı’na mobil telefonsuz ve tabletsiz katılacak.

Gençlere yönelik cep telefonsuz ve tabletsiz etkinliklerin bazı ülkelerde yapıldığını duymuştuk. Kıbrıs’ta benzer bir girişimi duymak kesinlikle sevindirici. Akıllı telefonlardan kaçamamak başka bir şey, onların esiri olmak başka bir şey. Çocuklarımız, gençlerimiz, hepimiz akıllı telefonaları tepe tepe kulanırken farketmeden hayatın öteki süreçlerinden çok şeyler kaybediyoruz. Dostluk, sabır, tahammül, hoşgörü, empati, dayanışma, özgüven, özdisiplin gibi becerileri elde etmeye zamanımız kalmıyor.

Akıllı telefon, tablet gibi cazip cihazları, hayatımızda uygun bir yere ve zamana yerleştirme olanaklarına sahip değiliz. Toplumsal geleneklerimiz ve devletin kucaklayıcılığı güven vermiyor. Öyle olunca da Gençlik Dairesi’nin veya başka insiyatiflerin girişimleri anlamlı oluyor, önemli oluyor.

Haberde Kantara’ya pozitif ayrımcılık

Bu girişimin 13 Şubat itibarı ile tamamlanması, yani gündemden düşmesi ve mesela bir daha tekrarlanmaması tehlikesi var. Bu nedenle bu haber abartılmalı, pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalı. Gazeteciler bu etkinliği takip etmeli; gençlerin telefonsuz tabletsiz nasıl dostluklar kurduğu, neleri başardığı ve nasıl mutlu olduğu gözler önüne serilmeli.

Medya’nın da etkisiyle bir “Kantara modeli” ortaya çıkarılabilir, bu model için ailelerin ve kamuoyunun  desteği yaratılabilir. Medya, haberiyle, röportajlarıyla özel yayınlarıyla kesinlikle önemli bir rol oynayabilir. KKTC koşullarında öyle görünüyor ki medyanın tetikleyici bir rolü olmazsa, Kantara gibi örnekler münferit kalacak, yaygınlaşamayacak ve belki de bir daha tekrarlanamayacak.

Bekirpaşa Lisesi ne oldu?

İki yıl önce Bekirpaşa Lisesi’nin benzer bir girişmini bu sayfada ele almış ve  önemsenmesi, yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulamış, Eğitim Bakanlığı’nın Bakirpaşa Lisesi’nin “öğrencilere okulda cep telefonu yasağı”nı tüm okullara yaymasını önermiştik. (https://www.yeniduzen.com/bekirpasa-lisesinden-mesaj-var-5669yy.htm)

Eğitim Bakanlığı’nın bu yönde bir karar ürettiğini duymadık; Bekirpaşa Lisesi’nin ise bu faydalı uygulamayı sürdürüp sürdürmediğini bilmiyoruz. Bu nedenle Kantara dijital diyet kampının da kalıcı izler bırakıp bırakmayacağı soru işareti olarak karşımızda duruyor.

Netice olarak Kantara kampı bir olanak. Kantara, resmi kurumlar ve kamuoyu yanında, onları harekete  geçirebilecek  medyayı da bekliyor; haberiyle, röportajıyla, programıyla…