Yarın sandığa gidiyoruz…
Adaylar, partiler bu gün akşam üzerine (hatta bazıları sabaha) kadar, son çalışmalarını yapıp; “ikna” çabalarına hız verecekler…
Bu seçim sürecinde en çok tartışılan konuların başında “karmacılık” ve “temiz adayları seçin” söylemleri oldu, kuşkusuz…
“TEMİZ” olmanın göreceliliği, hep göz ardı edilerek; Sağ partiler içindeki otokratik yönetim anlayışı es geçilerek; “yeni yüzlerle” bir şeylerin değişebileceğini sananların yanılsamasıydı bu söylemler…
Ne kadar etkili olduğunu yarın akşam hep birlikte göreceğiz… (Hemen belirteyim ki, etkili olacağına inanmıyorum.)
Bu söylemlere karşı yapılan (yetersiz ve klasik) savunmaların da etkili olmayacağı ortada…
Sonuçta, seçmenin çoğu, geçmiş seçimlerde davrandığı gibi davranıp; kendine yakın olan partiye mühür vurup; yakından tanıdığı adaylara “tik” atacak…
Geçmişte “tik” attığı adaydan beklediğini bulamayanlar “yeni yüzler”de arayacak umudu…
Seçeceği adayın “Yeni”, “Temiz” olmanın ötesinde SİVİL olmasını, çok azımız önemseyecek… Feodal ilişkilerin hala etkin olduğu; küçük çıkarlar peşinde koşmanın doğal karşılandığı bir toplumda, SİVİL olabilmenin (ve kalabilmenin) ne kadar zor olduğu ortada…
Siyaset arenasında, bu zorluk daha da artar kuşkusuz…
Liderler sultasının(ve kavgasının) baskın olduğu sağ partilerde ise, imkansızlaşır…
Bu küçük köşede, SİVİL olmayı anlatmaya çalışmak boş bir çaba olacak biliyorum… (Yarın, Haberdar gazetesinde yayınlanacak olan 48 dakikalık söyleşimde anlattıklarım dahi yetersiz kalmıştır.)
Bu yüzden size, yaşanmışlık olasılığı yüksek bir kurgu ile TEMİZ bir aile babasının, SİVİL olmayan durumunu aktarmakla yetineceğim...
-Ahmet, seslen o bubana bakayım nerde galdı…
-Buba, anam sorar nerde galdın ama; yarım sattır beklerik seni geyinmiş, bu sıcakta…
-Öllünün köründe galdım… gelsin yukarı da söylesin, nere galdırdı o yeşil gömleciği…
-Ma, delirdin be herif; dört sene önce dürdün, bükdün, attıydın bir kenara da şimdi geldi aklına o gömlek? Aha gey sana ütülediğimi da geç galdık düğüne…
-Ma delisin be garı; modası geçdi derim sana; gene bu turuncu göyneği ütülen sen…
-Uuu, ne zamandan beri modayı takip eder oldun?
- Elli yaş sendromudur be anne; annaman ama?
- Başlaycam şimdi sendromuna da; modana da; anana da ha? Ben sizin geleceğinizi düşünürüm; siz daşşak maytabına alırsınız beni…
- E o gadar düşüncelisin da; gızının düğününe geç galacağını düşünmen; isden ayıplasın bizi insanlar?
- Asıl bu gömleğnan gidersam ayıplaycaklar bizi; anamazsınız ama?
-Tamam, tamam gey me ozaman; aha ütülenmiş mavi var ya da bordo; onardan birini gey..
-Gavole ama mahsus yaparsınız be; delirdeceksiniz beni? Maviymiş, bordoymuş!... Yarın, çocuklara iş bul dedinde gösterecem ben sana bordoyu da vordoyu da…
Hade, iyi seçimler….