Amerika'nın Kıbrıs Cumhuriyeti Büyükelçisi Julie Fisher, BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in “zaman ve alana ihtiyacı olduğu” görüşünü dile getirdi.
Fileleftheros gazetesi, “Temsilci İçin Zaman ve Alan – ABD Holguin’in Görevinde Sıkı Takvimler Fikrine Katılmıyor” başlıkları altında verdiği haberinde, ABD’nin Kıbrıs Büyükelçisi Julie Fisher’ın Yunanistan’da düzenlenen “Delfi Ekonomik Forumu’nda” yaptığı konuşmada, Holguin’in görevinin sıkı takvimlere bağlı olması gerektiği görüşüne katılmadığını söylediğini yazdı.
Gazete, Fisher’ın konuşmasında; “Şu anda BM temsilcisinin mevcut olmasının önemine” dikkat çekerek “Bu düzeyde bir temsilcinin ortak zemin bulabilmesi için zamana ihtiyacı olduğuna inanıyorum” dediğini bildirdi.
Holguin’in görevinin, “tarafları müzakere masasına getirmeye yetecek ortak zemini bulmak olduğunu” ifade eden Fisher; “bu işin sessizce, sessiz görüşmelerle yapılmasının daha iyi olacağına inandığını” da vurguladı.
Gazete, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk tarafının tezleri arasındaki farkın hatırlatılarak, bu tezler arasında köprülerin nasıl kurulabileceği şeklindeki bir soruya ise Fisher’ın “Temsilcinin işi bu” yanıtını verdiğini aktardı.
Fisher: “Anlamamız gereken şudur ki; bir yandan kamuoyuna ilan edilen tezler varken diğer yandan, kamuoyundan uzaktaki görüşmelerde sıklıkla, ortak çıkarların ve ortak zemine götürecek çıkarların bulunabildiğidir” şeklinde konuştu.
Gazete haberinin devamında ise, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin her fırsatta Türkiye’ye, Genel Sekreter temsilcisinin görevinin başarıya ulaşabilmesi adına iş birliği yapma çağrısında bulunduğunu, benzer bir açıklamanın ise Kıbrıslı Rum BM Daimi Temsilcisi Maria Mihail’den geldiğini yazdı.
Habere göre Mihail, Türkiye BM Temsilcisi'ne verdiği yanıtta özetle, Türkiye’nin BM tarafından onaylanmış çözüm çerçevesini reddetmeyi sürdürdüğünü, iki devletli çözüm talep ettiğini ve çözüm çabalarını engellemeye çalıştığını iddia etti.
Konuşmasında bilindik Kıbrıs Rum tarafının tezlerini de yineleyen Mihail, BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirlenen bütünlüklü bir çözümü amaçlayan barış sürecinin yeniden canlandırılmasına katkı koyması yönünde Türkiye’ye çağrıda da bulundu.