60 yıl önce 1 Mayıs 1958 tarihinden itibaren Mayıs ayı korkunç bir ay oldu Kıbrıslılar için: 60 yıl önce Mayıs 1958’de pek çok Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum “hain” oldukları gerekçesiyle, kendi toplumlarının yeraltı teşkilatları tarafından öldürülmüşlerdi… Tek suçları, barışa ve demokrasiye inanan, solcu emekçiler olmalarıydı…
Bugünlerde “Teşkilatlar”ın öldürdüğü Kıbrıslılar anılıyor…
MENİKU’NUN VE BUNA KARŞI ÇIKAN İSMAİL CELAL’IN ÖLDÜRÜLMESİ…
23 Mayıs 1958’de Lefkonuk’ta kilisenin avlusunda bir efgalipto ağacına bağlanarak işkence edilerek öldürülen Savvas Meniku, taşlanarak öldürülmüştü… Aziz Mihail Kilisesi avlusundaki efgalipto ağacına bağlı olarak öldürülen Kufezli Savvas Meniku, PEO ve AKEL üyesiydi… Meniku’nun efgaliptoya bağlanarak işkence edildiğini gören ve buna itiraz eden Artemili (Arıdamı) İsmail Celal, Meniku’ya işkence etmekte olan maskeli EOKA’cıları sesinden tanıdığı için, bir ay kadar sonra o da aynı ekip tarafından öldürülecek ve bu da, Lefkonuk’ta yaşayan Kıbrıslıtürkler’in topluca göç etmesine neden olacaktı… Bir süre sonra köyün aşırı sağcıları köydeki bazı Kıbrıslıtürkler’in evlerini yıkarak, geri dönmemelerini sağlamaya çalışmışlardı…
Meniku’nun bağlanıp işkence edildiği eftgalipto ağacı da kesilerek ortadan kaldırılmıştı…
Dün AKEL’in Türkçe sayfasında Savvas Meniku’ya ilişkin paylaşım şöyleydi:
“Kufez köyünden altı çocuk babası, işçi Savvas Meniku her sabah köyünden Lefkonuk’a, oradan da çalıştığı Maraş’a giderdi. O kara günün öğleden sonrasında yüzleri maskeli, elleri silahlı altı faşist, AKEL’i ve sendikal hareketi terk etmesi yönünde tehdit edilen Meniku’yu Lefkonuk’a getirip, İngiliz sömürgecilerinin köydeki polis karakolunun çok yakınındaki kilisenin bahçesindeki efkalipto ağacına bağladılar. Ardından kilisenin çanlarını çalıp, köyün sakinlerini “milli görevlerini” yapmak için “haini” linç etmeye çağırarak, ona taşlar ve sopalarla saldırarak ölünceye kadar işkence ettiler. Katiller Meniku’nun cenazesinin kaldırılmaması için köyün papazlarını tehdit ettiler.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Yunanistan’da Alman işgaline karşı direnişi kırmak için Nazilerle işbirliği yapan, millet ve ırk ayrımcılığını temel ilke edinen faşizmi Kıbrıs’a taşıyan Grivas’ın lideri olduğu EOKA’cıların Lefkonuk Kilisesi bahçesindeki efkalipto ağacına bağladıkları Savvas Meniku’yu taşlı, sopalı saldırılarıyla katlederek işledikleri bu cinayet faşizmin barbarlaştırdığı insan gruplarının İkinci Dünya Savaşı sırasındaki vahşetlerini hatırlatmaktadır. Ayrıca Kıbrıs’ta yıllarca hakim olan milliyetçi-şoven çizginin sergilediği sefil siyasi davranış biçimini de göstermektedir.
EOKA tarafından 1958’de işlenen Meniku cinayeti yakın Kıbrıs tarihinin ikinci en vahşi cinayetidir. En vahşi cinayet 1974 Ağustos’unda aralarında çocukların da olduğu Kıbrıslıtürkleri katlederek EOKA-B’cilerin işlediği cinayettir. Atlılar, Muratağa ve Sandallar’da işlenen cinayetler Lefkonuk’taki cinayetle de bağlantılıdır. Çünkü bu cinayetler 16 yıl arayla birbirine yakın köylerde aynı ideolojinin barbarlaştırdıkları tarafından işlendi.”
Aynı gün yani 23 Mayıs 1958’de maskeli ve silahlı EOKA’cılar, İpsoz’da (Yipsu – şimdiki adıyla Akova) köyünden Dimitri Yasemi Matsuko’yu öldürmüşlerdi…
MATSUKO’YA TEHDİT VE CİNAYET…
Dün AKEL’in Türkçe sayfasından Matsuko hakkında başka şeyler de öğrendik… Şöyle deniliyordu:
“Yipsu köyünden altı çocuk babası, şoför Dimitris Matsukos Maraş ve çevresindeki köylerde AKEL’in etkinliklerine otobüsle halkı taşıdığı için EOKA’cı faşistler tarafından sürekli tehdit ediliyordu. Mart ayında EOKA’dan bir tehdit mektubu aldı. Aynı ay Trikomo’daki PEO mitingine Yipsu köyünden insanları götürmesinin ardından otobüsü yakıldı. Nisan ayında Lapatoz’taki başka bir etkinliğe insanları taşıdığı için maskeli kişilerin saldırısına uğradı.
İçinde yer aldığı AKEL’i ve Halk Hareketi’ni terk etmesi yönünde tehdit edilen Matsukos bu saldırılardan bir ay sonra katledildi.”
1 Mayıs 1958 gecesi, solcu Kıbrıslıtürkler’in eğitim kulübü TEK yağmalanarak kulübe ait eşyalar Lefkoşa’da Hisarüstü’nden aşağıya atılmış ve Kıbrıslıtürk toplumunda terör havası estirilmeye başlanmıştı. PEO üyesi Kıbrıslıtürkler’in sendikadan istifa etmeleri, aksi halde öldürülecekleri duyuruluyordu Kıbrıslıtürk toplumunun yeraltı “Teşkilatı” tarafından… 1958’in Mayıs ayında yayımlanan Halkın Sesi ve BOZKURT gazeteleri, böylesi ilanlarla dolup taşacaktı… Herkesi bir can korkusu almıştı: Bir yandan Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum emekçilerin birlikte mücadele ettikleri sendikaları PEO’dan Kıbrıslıtürkler zorla ve ölüm tehditleriyle istifa ettirilirken, bu şekilde Kıbrıslılar’ın ortak sendikal mücadelesi de sekteye uğratılıyor, “Taksim” tezine adım adım gidiliyordu… Zaten 1956’lı yıllardan başlayarak Kıbrıslırumlar’ın özellikle Lefkoşa’da bazı mahallelerden kovulması, kiliselerinin yakılmaya çalışılması, Kıbrıslırumlar’ın sokak ortasında “teşkilat”ın adamları tarafından dövülmeleri, Tanti’nin (Tanti’nin Hamamı’nın ve mahalledeki evlerin sahibi) bir tuzak kurularak öldürülmesi, Kıbrıslıtürkler’in de bazı mahallelerden kovulmasıyla iki toplumu ayrıştırıcı politikalar devreye sokulmuştu…
AHMET SADİ’YE SALDIRI…
Savvas Meniku ile Dimitri Yasemi Matsuko’nun öldürüldükleri gün, Kıbrıslıtürkler’in yeraltı teşkilatı da PEO’nun Kıbrıslıtürk Bürosu’nun lideri sendikacı Ahmet Sadi’yi öldürmeye çalışmıştı… Ahmet Sadi ağır biçimde yaralanmıştı… Eşi Leman Hanım, bu saldırı esnasında Ahmet Sadi’nin önüne geçerek onu kesin bir ölümden kurtarmıştı… Ahmet Sadi, can güvenliği kalmadığı için İngiltere’ye gitmek ve çok uzun yıllar Kıbrıs’a dönememek zorunda bırakılmıştı…
FAZIL ÖNDER’İN ÖLDÜRÜLMESİ…
Bir sonraki gün, bu kez hedef Fazıl Önder olmuştu: Yine Kıbrıslıtürkler’in yeraltı teşkilatı tarafından Fazıl Önder öldürülmüş ve cenazesinin kaldırılmasına dahi izin verilmemişti… Fazıl Önder, saldırıda yaralanmıştı ve hastaneye götürülse kurtarılabilirdi ancak bir araçla Lefkoşa’da tur atılarak ölmesi garantiye alınmış ve sonra da ailesinin binbir girişimi sonucu, aileden ancak bir kişinin katımlıyla defnedilebilmişti…
Fazıl Önder TEK kulübü liderlerindendi, Emekçi gazetesi editörüydü ve öldürülmesi, toplumumuzda şok yaratmıştı…
Tüm bu cinayet ve saldırıları, başka saldırılar da izledi… EOKA’nın faşistleri 1955-1959 yılları arasında 20’den fazla PEO ve AKEL üyesi solcu emekçiyi katletti… Aynı şekilde aynı dönemde Kıbrıslıtürk yeraltı teşkilatı da saldırılarını sürdürdü ve Berber Yahya’yı öldürdü, insanları terörize ederek sindirmeye çalıştı…
25 Mayıs 1958’de ise EOKA’cılar bu kez üç çocuk annesi Mary Haritu ile 13 yaşında bir kız çocuğu olan Despulas Katsuri’yi Milya köyünde öldürdüler…
Her iki toplumdan da bunları yapanlar hiçbir zaman cezalandırılmadı ve tam tersine “taltif” edilerek ilerleyen yıllarda yüksek görevlere getirildiler, memur yapıldılar, politikacı oldular, hatta her iki tarafta da Meclis’e bile girdiler!
ANMA TÖRENLERİ…
Geçtiğimiz günlerde Meniku ve Matsuko’yu ve Fazıl Önder’i anma törenleri düzenlendi…
Fazıl Önder için önceki akşam Selimiye Camisi yakınında bir anma töreni düzenleyen SOL Hareket, Fazıl Önder’in öldürüldüğü yere karanfiller koydu…
Törene Fazıl Önder’in biricik kızı Ayşe Zeytincioğlu’nun oğlu Fazıl Zeytincioğlu da katılarak, dedesi Fazıl Önder’in mezarının yerinin bilinmediğini hatırlatarak “Umarım sadece annemin onun mezarına çiçek koyabileceği bir mezarı olur… Bunun için sizden yardım istiyoruz. Kayıplar Komitesi’ne de başvurduk. Başvurumuz kabul edildi ama bize bunun çok geç olacağını söylediler. Gitmediğimiz siyasi parti kalmadı… Sizlerden el birliğiyle, bu mezarın bulunması için yardım istiyoruz…” dedi.
Anma töreninde SOL Hareket lideri Abdullah Korkmazhan da bir konuşma yaptı…
SOL Hareket, anma töreninin yapılacağını duyurduğu açıklamada şöyle demişti:
“Türk Eğitim Kulübü yöneticisi, İnkılapçı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, sosyalist aydın Fazıl Önder 24 Mayıs 1958 tarihinde, iş yerinde TMT tarafından önce kurşunlandı, arından arkasına saplanan hançer ile hunharca katledildi.
TMT faşizminin ilk kurbanlarından olan Fazıl Önder cinayeti ile sol görüşlü ilerici kesimlere yönelik cinayet ve baskı dalgası başlatıldı. Taksim politikasına karşı, barış, kardeşlik ve Ortak Vatan mücadelesi veren kimi kesimler cinayet ile kimileri ise baskı ve tehdit ile susturuldu. TMT terörü ile kontrol altına alınan toplum, ayrılıkçı ve maceracı politikaların esiri haline getirildi.
Hain ilan edilerek öldürülen, cenaze töreni dahi yapılmasına izin verilmeyen ve mezarının yeri dahi bilinmeyen Fazıl Önder'i ve tüm demokrasi şehitlerini hunharca katledenleri lanetliyoruz.
Fazıl Önder'i anmak, katillerinin yargılanmasını, halen bilinmeyen mezarının bulunmasını ve adalet talep etmek amacı ile 24 Mayıs Perşembe saat 18:00'de Selimiye Camii karşısında toplanarak, öldürüldüğü yere yürüyor ve çiçeklerimizi bırakıyoruz.”
23 Mayıs 2018 Çarşamba günü ise AKEL’in Mağusa örgütü üyeleriyle bazı Kıbrıslıtürk yoldaşları bir araya gelerek Meniku ile Matsukos’un öldürülmüş olduğu yerleri ziyaret ettiler, Meniku’nun öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfiller bıraktılar, Meniku’nun Kufez’deki mezarına da ziyaret yaparak buraya da kırmızı karanfiller koydular…
PAZARTESİ DEVAM EDECEK