Meclis başkanlık seçim süreci tam bir rezillikti.
Gözler önünde yaşandı ve demokrasi yoluna geri dönüldü.
Toplumun kendine güvenini kazanması açısından önemli bir başarı elde edildi.
Bu sonuç önemlidir.
Önemlidir çünkü demokrasiye ve hukuka sahip çıkıldı.
“Resmi gazetede yayınlandı ve başkan ilan edildi” diyenler bu yalanın arkasında duramadı.
“Türkiye tebrik etti, geri dönüş olmaz” diyenler bal gibi de geri döndü.
“Biz yaptık, oldu, bitti” tavrı sürdürülemedi.
Yalan, hile, şaibe kazanmadı, kaybetti.
“Resmi Geçit” ya da “protokol törenleri” ile örtülmek istenen sahtelik sonuç bulmadı.
***
Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Meclis’teki bağımsız vekillerin bu süreçteki kararlılığı, isyanı ve yapıcı tutumu dikkate değerdi.
Hem CTP hem de toplumun ilerici, aydın, saygın insanları hukuksuzluğu kabullenmedi.
Yüksek Mahkeme eski Başkanı Narin Ferdi Şefik’in ilkeli tutumunu unutmayalım.
Emekli Ombudsman, hukuk otoritesi Emine Dizdarlı’nın cesur tavrını not edelim.
Cumhuriyet Meclisi eski Genel Sekreterlerinden Anayasa Hukukçusu Mehmet Öner Ekinci’nin yol gösterici duruşunu takdir edelim.
Tufan Erhürman’ın bir öğretmen gibi sabırla, özenle, inatla gerçekleri bıkmadan, usanmadan, yılmadan dile getirmesini görelim.
Meclis içindeki üç hukukçunun saygın duruşlarını ve raporlarını hep anımsayalım.
Sivil toplumun, sendikaların, meslek örgütlerinin duyarlılığını takdir edelim.
Meclis dışındaki siyasi partilerin bilgilendirici, yüreklendirici ve tutarlı duruşlarını saygıyla analım.
***
Defalarca “bu seçim bitmiştir” diyenler, yeniden seçim yapmak zorunda kaldılar.
Kendileriyle, yalanlarıyla, utançlarıyla yüzleştiler.
Unutulmaz bir “rezillikten” geriye ciddi bir “özgüven” kalmıştır.
“Bu ülke bitmiştir” diyenlere ders verebilecek nitelikte bir mücadeledir yaşanan…
***
Ciddi toplumsal travmalar atlattık.
Müdahaleler, dayatmalar, baskılar peş peşe geldi.
Tam bir “demokratik buhran”la sarsıldık.
“Siz bir hiçsiniz” anlayışı dayatıldı topluma…
“Kara verici değilsiniz” gölgesi nereye gitsek, ne yapsak, hangi meseleyi konuşsak üzerimizde gezindi, durdu.
O gölgenin altında kaybolduk.
Kendi gölgemizden korkmaya başladık hatta…
Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme iradesi neredeyse ortadan kaldırılmak istendi.
Yine de gördük ki bu toplum direnirse, başarır.
***
Kimi zorluklarımız var.
Ada’nın kuzeyinde kimse geleceği öngöremiyor.
Gelecek belirsizliği olduğu yerde çok kolay gelişiyor yan yollara sapmak, günlük kazanımlar peşinde koşmak, yozlaşmak, çürümek, kirlenmek…
Çok kolay oluyor umutsuzluğa kapılmak…
Yine de gördük ki ayağa kalkabiliriz.
Yenebiliriz karanlığı…
Bu rezil düzenden beslenen bir dağ varsa karşımızda, o dağın ardına ulaşabiliriz yine de…
Güzel günler orada işte…
Yurtseverlerin kararlılığında, dürüstlüğünde, inancında…
Hep birlikte ülkemize sahip çıkabiliriz.
Ülkemizin tümüne…
Hani şairin sözüyle, “mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele!..”