Yenidüzen teknik ekibinin hataları, maalesef “kabul edilebilirlik” sınırlarını aştı.
Geçen haftaki yazımızda yapılan hata, “okunurluk”, “anlaşılırlık”, “etkileyicilik” problemlerininin ötesine taşarak, etik ihlale yolaçtı.
Mükemmelikten bahsetmiyoruz elbette, her iş gibi yayıncılıkta da hedefin sıfır hata değil, hataları en aza indirmek olduğunu biliyoruz.
Yenidüzen Okur Temsilcisi sayfasında Mayıs ayında yazmaya başladım. Sayfaya yansıyan bazı yanlışlıklar benden kaynaklanıyordu, bazıları ise ‘zamanla yarış’ın kaçınılmaz sonucuydu. Özensizlikten kaynaklanan hataları düzeltmek için ise teknik ekiple haberleştik ve sanırım epey azalttık.
Ortaya çıkan bazı hataları yine gündeme getirdim ama “kabul edilebilirlik” sınırları içinde gördüm.
Geçen haftaki ‘Okur Temsilcisi’ sayfasında yapılan hata, daha doğrusu özensizlik ise kabul edilebilirlik sınırlarının çok ötesindeydi. (13 Ekim Pazartesi https://www.yeniduzen.com/Yazarlar/ibrahim-ozejder/yeniduzen-in-hatasi/4894)
Dolandırıcılık konusuyla ne ilgisi var
Sayfanın ana yazısı “ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİSİ KÜLTÜR DAİRESİ MÜDÜRÜ OLSAYDI” başlığını taşıyordu. Yazı içeriğiyle hiç bir ilgisi olmayan “CEZAEVİNDEN ATAMA MERCEK ALTINDA” başlıklı haberin küpürü, fotoğrafıyla birlikte sayfaya yerleştirildi. Halbuki benim böyle bir isteğim olmamıştı. Görsel malzeme olarak kullanılan küpür, mazbata suçu nedeniyle Merkezi Cezaevi’nde bulunan Halil İbrahim Doğan’ın Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrolar Müdürlüğü’ne atanması ile ilgiliydi. Küpürde cezaevi fotoğrafı ve Doğan’ın portesi de yer alıyordu.
13 Ekim’deki yazımız, 6 Ekim’de yayınlanan yazının devamı niteliğinde ve dolandırıcılıkla ilgiliydi. Tiyatro Müdürlüğü’ne atama veya mazbata konularından hiçbir şekilde sözedilmemişti. Safyaya yerleştirilen küpür okurlarda, tiyatro müdürün dolandırıcılıkla da ilgisi olduğu algısını yaratabilir. Böyle bir algı olasılığı yaratmaya hakkımız yok.
Bunun öteki adı kişilik haklarına saldırıdır, medyada etik ihlaldir.
Medyada etik anlayışın güçlendirilmesini hedefleyen bir sayfa için, herhalde en büyük talihsizlik, bizzat kendisinin etik ihlale yolaçmasıdır. Maalesef teknik ekip sayesinde bu da başımıza geldi.
Konu neydi ve ne yazmıştık?
6 Ekim’de, damadının adıyla anılan dolandırıcılık soruşturması ile ilgili haberlerde, kayınvalide Polis Genel Müdürü’nün adının yazılabileceğini, çünkü bu mevki sahibinin kamusal gücünün, yakınları tarafından çıkar amaçlı kullanılabilme ihtimalinin yüksek olduğunu yazdık. 13 Ekim’deki yazımızda ise bütün üst düzey kamu görevlilerinin isimlerinin, yakınlarının işlediği bütün suçlarla ilgili haberlerde kullanılamayacağını belirttik. ‘Suçun türü ve kamu görevinin niteliği önemlidir’ dedik.
Düşüncemizi daha iyi açıklamak için şu örneği verdik:
“…Dolandırıcılıkla suçlanan kişinin kayınvalidesi (veya bir yakını) güvenlikle ilgili değil de kültürle ilgili üst düzey bir kamu görevlisi olsaydı: Mesela Kültür Dairesi Müdürü veya Devlet Tiyatroları Müdürü.
Her iki müdürün görev alanlarını düşündüğümüzde, dolandırıcılık yapmak isteyen yakınlarının eline, büyük bir güç verdiklerini iddia edemeyiz. Dolayısıyla haberde, dolandırıcının, Kültür Dairesi Müdürü’nün damadı olduğunu yazmak, medya etiğine aykırı olurdu ve müdürün kişilik haklarına saldırı sonucunu doğururdu.”
Görüldüğü gibi ‘Devlet Tiyatroları Müdürü’ sıfatı, bu görevi kimin yürüttüğü ile ilgili değil, sadece üst düzey bir makam örneği olarak ve yazının tamamında sadece bir kez kullanılıyor. Makama yeni atanan kişi ve onun herhangi bir suçla bağlantısından hiçbir şekilde sözedilmiyor.
Sayfa tasarımcısı nasıl olur da cezaevindeki bir kişinin atanması gibi ilgisiz bir konuyu, ‘Okur Temsilcisi’ sayfasına dahil eder ve büyük bir anlam kaymasına yolaçar? Anlamak gerçekten zor. Acaba tasarımcı arkadaş, ‘bir kişi suçluysa, onun adını her türlü suçla bağlatılı haberlerde kullanmamızda sakınca yoktur’ gibi bir önyargı ile mi hareket etti? Bilemiyorum.
Etik tasarımcının da derdi olmalı
Medya özgürlüğünün hukuka uygun kullanımı ile ilgili prensiplerden birisi “konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık’tır. Her medya ürününün belli bir konusu var ve metin ile görsel malzemeler konuya uygun bir içerik taşımalı. Konu dışı unsurlar, kişilik haklarına saldırı ortaya çıkarabilir. ‘Cezaevinden Atama’ küpürü, konu dışı bir görsel malzeme idi ve tiyatro müdürünün saygınlığını ile ilgili soru işaretleri doğmasına yolaçtı.
Yaşadığımız talihsizlik de gösteriyor ki medyada etik, sadece haberci ve yazarları ilgilendirmiyor. Yazılı metin ve görsel malzeme ayrı ayrı etik ihlal içermeyebilir. Ancak birlikte kullanılınca hiç hesap edilmeyen sakıncalar ortaya çıkabilir. Geçen hafta sayfamızda yaşanan sorun, görsel malzemenin gelişigüzel kullanılmasının bir örneği oldu.
Özür ve protesto
Öncelikle, yazımızın konusuyla hiçbir ilgisi olmayan ve sayfamızda gereksiz yere adını andığımız Sayın Halil İbrahim Doğan’dan sonra da okurlardan özür dileriz. Etik ihlali yaratan sorumluları ise protesto etmek ve daha titiz olmaya çağırmaktan başka yapacak bir şey yok.