Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) Başkanı Növber Ferit Veçhi, arkadaşımız Ödül Aşık Ülker’in sorularını yanıtladı dün ve TMK’yı tarif ederken şunları söyledi;
“Taşınmaz Mal Komisyonu, 67/2005 sayılı yasa hükümlerine uygun olarak, iade, tazminat ve takasla ilgili yapılan talepleri inceler. Yapılan değerlendirmelerde, 1977-1979 Doruk Antlaşmaları ve BM’nin Kıbrıs Sorunu’nun çözümüne ilişkin hazırlamış olduğu bütün planların ana unsurunu teşkil eden iki kesimlilik ve iki toplumluluk ilkeleri gözetilir.”
“BM’nin çözüme yönelik bütün planları ve iki kesimlilik ve iki toplumluluk.” Bu kavramlar TMK’nın karar alırken gözettiği ilkeler. ‘İki devletlilik’ gibi sonradan çıkarılan bir garip ifade ile TMK’nın çalışma ilkeleri ve tabii ki TMK’nın kendisi de inkâr mı ediliyor?
Uluslararası anlamda ve elbette AİHM nezdinde bir iç hukuk yolu olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu da günlük, öngörüsüz, şoven politikalar üretilirken bu anlamsızlık içinde yok edilebilir ne yazık ki...
Mehmet Ali Talat Başbakanlığı döneminde başlayan ve bitirilen TMK çalışması sonucunda 2010’da ilk kez AİHM, TMK’nın bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini aldığı kararla duyurmuştu.
TMK, Kıbrıslı Rumlar kuzeyde kalan taşınmaz malları için iade, tazminat, takas amaçlı başvuru yaparken Kıbrıslı Türkler için uluslararası anlamda büyük bir rahatlık sağlamış oldu.
En azından AİHM nezdinde tanınan ve direkt AİHM’ne giden başvuruların da önce iç hukuk yolu olarak benimsenen TMK’ya yönlendirildiği bir başarının görmezden gelinmemesini umarım.
***
KKTC Meclisi’nde yoklama yapılırken dikkat ettiniz mi? Hüseyin Özgürgün adı henüz okunmaya devam ediliyor geçilip gidiliyor…
Herhalde başka bir örneği daha yoktur bizdeki bu olayın… Bir milletvekili, hakkındaki soruşturmalar nedeniyle memleketten kaçıyor, İstanbul’da yaşıyor ama meclisteki vekilliği devam ediyor…
Maaşı çekmeye devam ediyor… Oysa ki mazeretsiz bilmem kaç defa gelmeyen milletvekilinin vekilliği düşmesi gerekir ama Özgürgün’ün düşmüyor. UBP, vekilliğinin düşmesine izin vermiyor, İstanbul milletvekili olarak spor etkinliklerine, davetlere katılıyor, memleketi temsil ediyor!
Mecliste diğer isimler okunurken örneğin izinli biri varsa isminin ardından (izinli) diye de belirtiliyor… Özgürgün’ün adı okunuyor ama ardından bir boşluk. İzinli mi, hasta mı, görevli mi, evde mi ifade yok. Her yoklamada, her oylamada okunmaya devam ediyor… Bir garip memleket.
***
Ali Pilli yeniden geldi, bir aşılama programı yayınlandı.
Güzel oldu. Kimlerin, hangi aşıları olmuş olanların, bundan sonra hangi aşıları, ne zaman, nerede olabilecekleri yayınlandı.
Yani bu programı hazırlamak, yayınlamak bu kadar mı zordu? İnsanı zorla Pilli’ci yapıyorlar! Bir aşı programı yayınladı diye… Tabii ki Ali Pilli de haklı olarak bunu başarı hanesine yazmış oluyor…
Basit bir aşı programı olsa da…