Cumhurbaşkanı (CB) Tatar, hafta içinde halkla ilişkiler faaliyeti olarak orta eğitim okullarını ziyaret etmiş; buradaki öğrenciler gelecek ilk CB seçimlerinde ilk kez oy kullanacaklar… Belli ki CB Tatar şimdiden seçim kampanyasını başlatmış…
İlk ziyaretini de Türk Maarif Koleji’ne (TMK) yapmış… Kendince bilinçli bir seçimdi çünkü TMK CB Tatar’ın güvendiği eller tarafından yönetiliyordu… Okulun müdürü ve eşi, parmağımızın arkasına saklanmadan söyleyelim, UBP’ye yakınlıkları ile biliniyor. Müdür TMK’ya, eşi de KKTC Antalya Başkonsolosluğu’na Tatar’ın başbakanlık döneminde atandılar; atamaları da tartışmalara vesile olmuştu… Ama, ODTÜ’lüler TC CB Erdoğan’a demişlerdi ya, “ODTÜ’ye 500 puanla girilir, 500 polisle değil”, TMK’ya da 90+ puanla girilir, müdürle değil… CB Tatar öğrencilerin sorduğu sorularda çuvalladı, geçemedi… Sorular ne idi? Örneğin, mevcut ekonomik ve sosyal iklimde külliye inşaatının devamı doğru mu, Müftü’yü neden hala görevden almadı, gençlerin geleceğine neden yatırım yapılmıyor gibi sorular…
CB Tatar’ın yanıtları ilginçti… Meğer Müftü’yü görevden almaya yetkili değilmiş… Atama kararnamesini kim imzalamıştı ki?! Evet, biliyoruz, Müftü’yü TC CB Erdoğan göndermişti ama, resmi atama kararında CB Tatar’ın imzası var… Yetkisiz görüyorsaydı kendisini, niye ve nasıl imzaladı?! Külliye inşaatının devamını da ihtiyacına bağladı; toplantı odası yokmuş, müsteşarı ile görüşecek yeri yokmuş, çalışanlara yeterli oto park yokmuş, falan filan… Önceki dört CB galiba hiç toplantı yapmadı, müsteşarı ile de görüşmedi?!... Soruyu soran öğrenci üsteliyor, “Benim sorum külliye inşaatının mevcut koşullarda devamı doğru mu?” diyor… Kızıyor CB Tatar öğrenciye, Cumhurbaşkanını sıkıştıracak sorular sormak TMK öğrencisine yakışmazmış?!
Şimdi başımızı ellerimizin arasına alalım ve iyicene düşünelim, kimin tavrı daha yakışık, kim nereye yakışır?! Dahası var CB Tatar’ın TMK’daki sınavının ama sonuç değişmedi, TMK sınavını geçemedi, durumunu kurtaramadı, gelecek CB seçimlerinde ilk defa oy kullanacak gençler karşısında çuvalladı… Gençler bir de temsili oy pusulası yaparak, mevcut CB Tatar’ın karşısına rakip olarak bir hocalarının bıyığını, maydanozlu döneri, bir şişme yeleği koydular ve Tatar dışındaki bu seçeneklere “Evet” dediler…
TMK’nın ardından gittiği okullarda öğrencilerden soru almamış; güvendiği müdürün okulunda öğrencilerin sorduğu sorular karşısında itibarı ezilmişse, diğer okullarda durum ne olurdu varın siz kestirin?!… Bir de öğrencilerle futbol oynarken yere düşme sahnesi var ya, “Gülmeyin” diyorlar ya; ne gülmesi, ağlamak gelir insanın içinden… Futbol oynayacaksa ceketini, kravatını olsun çıkaraydı; bunu da birilerinin söylemesi mi gerekiyordu kendisine yani?!
Şimdi, burada bir duraksayalım… Tatar KKTC’nin Cumhurbaşkanı’dır ama daha da önemlisi uluslararası toplum ve siyaset kendisine Kıbrıslı Türk Lider diyor… Lider… Bir Lider’dir o… Az buçuk bir şey mi dünya siyasetinin kendisini Lider olarak kabullenmesi… KKTC’nin geçmiş Cumhurbaşkanları da hep Lider olarak tanımlandı… Önceki dört KKTC CB, siyaseten beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, uluslararası siyasetin Lider nitelemesine uygun imaj sahibi idi… Konuştuklarında can kulağı ile dinlenir, sorulara da kendi siyasi duruşları odağında olgun tavırlı ve ne dediği anlaşılır cevaplar verirlerdi… CB Tatar? Sosyal kişiliğine iyi nitelemeler yapabilirim, kişisel olarak siyasal görüşlerinde ve aidiyetinde özgürlüklerini sonuna kadar kullanabilmesine gerekirse mücadele edebilirim; Ankara hükümetinin çok yoğun gayretleri sonucu seçildiği KKTC CB makamında siyasi görev yapmak ve uluslararası toplumun ve dünya siyasetinin Lider dediği kişi olmak başka bir şeymiş meğer; şimdilerde onu da görüp öğrendiğimi itiraf etmem gerek… Daha önceleri bunları değil konuşmaya, düşünmeye dahi ihtiyacımız olmamıştı…
CB Tatar’a önerimdir… Yaptığı konuşmaların kayıtlarını sonradan bir odaya kapanarak yalnız başına izlesin… Örneğin, TMK’daki konuşmasını, öğrencilere verdiği cevapları, aynı sözü üç-dört defa üst üste ve süratle tekrar ettiğini kendi kendine kalarak izlesin, kendi kendine yorumlasın… Kendi doğru ve hatalarını kendisi görsün, keşfetsin; hatalarını düzeltmenin adımlarını atsın… Başkalarının, örneğin bu köşe yazısının yorumlarını beğenmeyebilir, ama sakin sakin ve özeleştiri kültürü ile kendi başına izleyip öğretiler çıkarsın. Yok “Benim öyle bir şey yapmaya ihtiyacım yoktur” derse, “Senin modeldeki bir Lider’e de bu halkın ihtiyacı yoktur” derler adama… O Lider ki Kıbrıs sorununu çözmek için uluslararası siyaset yapacak, o Lider ki Kıbrıslı Türklerin dünyadan yalıtılmışlığına uluslararası toplum ve siyaset nezdinde Lider’lik imajı, görevi, kapasitesi ve yeteneği ile çözüm bulma çalışmaları yürütecek… O Lider ki, etkili yabancı ülkelerin en üst düzeydeki Liderleri ile görüşecek, konuşacak, görüş alış-verişinde bulunacak, tartışacak… Maalesef Kıbrıslı Türklerin bu dönemde Lider’inin bu imajı konusunda sıkıntısı var ve Lider’lerinin liderlik meziyetinin güçlendirilmesi gereken bir çok yönleri var… Örneğin, dilinin aklında hızlı çalışmasını önlemesini ve hitaplarının hızlı zekanın düşünce ve söz üretimi ile dilinden servis etmesini gerçekleştirmeyi başarması gerek…
KKTC CB imajı, Kıbrıslı Türklerin dış dünyadaki imajı, dış dünyanın gördüğü yüzüdür da… Onun siyasetinin Kıbrıslı Türkleri ne kadar temsil ettiği tartışılabilir ama onun Lider imajı Kıbrıslı Türklerin toplumsal imajı ile bağdaştırılır, birleştirilir, kaydedilir…
Dolayısıyla, CB Tatar’ın Lider olarak sergilediği genel modeli ve imajı Kıbrıslı Türkleri temsil etmeyen ve uluslararası toplumun ve siyasetin de ciddiye alamayacağı bir imajdır; derdimiz bundan…