Bazı olaylara “hangi gözlükle” baktığınızın önemi çok büyüktür.
Demokratik hukuk devletlerinde, faşist ırkçılar dışında hemen herkes “farklı gözlüklere” saygıyla bakar...
Ama Türkiye veya KKTC gibi geri bıraktırılmış demokrasilerde “egemenler”, farklı gözlükleri asla hazmetmez!
-*-*-
Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) tartışması var ya şu anda; farklı gözlüklerle bakmayı deneyin...
Nasıl mı?
Mesela Kıbrıs Türk toplumu ve hala hayatta olan onlarca, hatta yüzlerce Kıbrıslı Türk’e göre bu “teşkilat”, toplumun namus ve şerefini korumak için kurulan, örgütlenen ve kavga veren bir örgüttür.
-*-*-
Çıkarın “Kıbrıslı Türk gözlüklerini” ve “Türkiye gözlüğü” takın...
TMT, Türkiye için “stratejik çıkar örgütüdür”...
“İstirdat Projesi’nin uygulayıcısı”dır.
Nedir İstirdat Projesi?
Mesela Ersin Tatar adını bile duymadı bu projenin, sorun, kesinlikle dangalabişta laflar edecek; neyse...
İstirdat Projesi, geçtiğimiz gün ölüm yıldönümü olan Sultan Abdülhamit’in, Kıbrıs’ı İngilizlere vermesi ile başlayan sürecin “ters” çevrilmesi; yani Osmanlı’nın İngiliz’e karşı kaybettiği Ada’yı, “Türkiye Cumhuriyeti” olarak geri alma projesidir...
-*-*-
Peki TMT, İngilizler ve Amerikalılar için nedir...
İngilizler için önce EOKA’ya karşı bir çeşit “müttefik”tir.
Hem Amerika ve hem de İngilizler için ise “EOKA ile birlikte”, Anti Komünist bir örgütlenmedir...
-*-*-
Haaa, “benim gözlüklerime göre” ise “bu günler için şehit olan onlarca insanımızın; şu anda yaşadıklarımızdan dolayı; ruhlarının incindiği, incitildiği” bir örgüttür.
-*-*-
Yani diyorum ki; bir örnek daha verelim; içinde olduğumuz dönemde yaşananlara mesela Kıbrıs Türk toplumu gözlükleri ile bakarsak, “toplumsal varlığımızı korumak amacıyla kavga veren TMT, kesinlikle başarısızdır çünkü toplumsal varlığımızı, toplumsal kültürümüzü, toplumsal inançlarımızı, hatta toplumsal dilimizi bile kaybettik.”
-*-*-
Türkiye gözlüğü ile bakarsanız ise “yüzde 35 başarı” olduğunu söyleyebilirsiniz...
Çünkü en azından Ada’nın yüzde 35 kadarı mutlak anlamda Türkiye’nin kullanımındadır...
-*-*-
İngiliz ve Amerikan gözlükleri mi?
Yani, onlar da başarılı olmuştur...
Her ne kadar Komünist AKEL başta olmak üzere, Rum toplumu içerisinde “Ortodoks Rusya” ile sevgi bağları güçlü olsa da; Ada, kapitalist cephenin hep kontrolünde kalmıştır; asla “Sovyetleşmemiştir”...
-*-*-
TMT üzerinden tartışmak, bana artık çok gereksiz geliyor...
Çünkü, TMT cinayet işledi mi?
Yoooook, hiç işlemedi, seralarda gül yetiştirip, vatandaşa dağıttı!
E değil be canlarım, değil!
TMT evet cinayet işlemiştir...
-*-*-
Ancak asıl tartışmamız gereken, şu anda hayatta olan en büyük TMT’cilerin de, evlatlarının da, torunlarının da Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu ve Kimliği taşıyor olmasıdır!
-*-*-
KKTC Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanlar Kurulu üyeleri; TMT Derneği Başkan ve yöneticilerinin tamamına yakını ya bu pasaportun hamilidir; ya da kendilerinde yoksa bile, evlatlarında ve torunlarında bu pasaport vardır.
-*-*-
Ve hepsinden belki de daha acısı; TMT’ciler arasında, son nefesini Makarios Hastanesi’nde ya da Güney Kıbrıs’taki özel hastanelerde verenler bulunmaktadır...
-*-*-
Ve yine belki de bundan da daha önemlisi; TMT’cilerin torunları da, KKTC’yi yönetenlerin bir çoğunun çocukları da, Güney’deki orta dereceli okullardan mezundur!
-*-*-
Dikkaaayyt!
Gözlük takılacak, tak!
Öyle bak!
En görgüsüz – en şımarık hediye!
Ayağını yorganına göre uzatacaksın...
Ayranın yoksa, işemeye atla gitmeyeceksin...
-*-*-
Ne güzel söylemiş “atalarımız”...
Değil mi?
-*-*-
Şimdi, KKTC’de faşist kadro külliye ve saray inşaatı için genelde şöyle diyor:
“Anavatan’ın hediyesidir, sen tek kuruş harcamayacaksın, kabul etmemek ayıptır”...
-*-*-
Maaşları ödeyemiyoruz...
Yollar yarım...
Ercan yarım...
İki hastane inşaatı çürüyor; ihalesine çıkamıyoruz...
Elektrik santrali için mazot alacak para yok...
Narenciye satılmıyor...
Turist gelip gelmeyeceği bilinmiyor...
Elini kolunu sallayan ülkeye Kalaşnikof’la gelip adam vuruyor...
-*-*-
Yani battık...
Yoksul olmanın gerisindeyiz...
Yakın bir dönem, daha da karanlık görünüyor...
-*-*-
Bu ahval ve şerait içerisinde; aç bir insana, elmas bir yüzük vermeye bile benzemez bu “görgüsüzlük”...
Hadi elmas yüzüğü alan yoksul adam satar, bir süre idare eder de mevcut durumda biz ne yapalım saray veya külliyeyi?
-*-*-
Haaaa anneniz size hediye mi verecek?
Acil ihtiyaçlarınızı karşılasın ama ayranınız yokken, işemeye gitmeniz için at vermesin!
Bundan daha ciddi bir görgüsüz hediye olamaz!
-*-*-
Kültürümüz mü?
Türkiye’nin de Kıbrıs Türk toplumunun da kültürüne göre; KKTC’ye şu anda saray veya külliye yapan da yapılması için ağlayan da görgüsüzdür, şımarıktır!