Japonlar hakkında bu kadar iyi şeyler yazmamın abartı olmadığı şehrin suç oranlarından anlaşılıyor. Tokyo, Dünyada suç oranı en düşük, büyük şehirlerinden biridir. Gece gündüz sokaklarda taşkınlık yapan, rahatsızlık verecek bir tipe benzeyen kimse yok. Herkes kendi eğlencesinde, işinde gücünde hayatını yaşıyor.
Japonya’nın başkenti Tokyo 23 semtten oluşuyor ve her birinin kendi havası var. Kimi semti modern bir görünüme sahip, kimi semti geleneksel, kimi semtinde dingin bir atmosfer varken, kimi semti de çılgın bir atmosfere sahip.
Tokyo’nun en ünlü semtlerinden biri geleneksel mimari ve yaşam tarzı ile Asakusa. Asakusa, merkezinde Tokyo’nun en eski tapınağı olan Sensöji Tapınağının, çevresinde de geleneksel alışveriş sokaklarının bulunduğu önemli bir tapınak ve eğlence bölgesidir. Turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerden biri. Sensöji Tapınağına kadar uzanan alış veriş caddesi Nakamise Shopping Street, geleneksel Japon mimarisiyle yapılmış, sağlı sollu küçük dükkânların sıralandığı çok sevimli bir cadde. Budist tapınağı olan Sensoji Tapınağı yanında Japonların inancı olan Şinto inancının ibadet yeri Asakusa Shrine var. Genelde Japonya’nın çoğu yerinde Budist tapınağı ve Şinto mabedi yan yana bulunuyor. Yine o bölgede bulunan Budistlerce kutsal sayılan 5 katlı Pagoda ve tapınaklara giriş kapıları Asakusa’ya çok mistik bir hava katıyor.
Şintoizm Japonların, Budizm gelmeden önce inandıkları milli bir din, inanç ya da bir felsefe. Bu hala tartışma konusu. Şintoizm genel olarak, doğanın komple bir tanrı olduğuna inanıp doğayı kutsal sayıyor. Budizm’in etkisini göstermeye başlayınca Şinto ile Budizm birbirine karışmış ortaya değişik bir inanç çıkmış.
KAGO VE KAPSÜL OTEL
Kafelerin, restoranların bulunduğu canlı Asakusa sokaklarında Kago’lar gelenleri şaşırtıyor. Kago, faytonları insanların çektiği bir taşıma sistemi. 1800’lü yıllara dayanan Kagolar yük ve insan taşıması olarak oldukça yaygın kullanılıyordu. Günümüzde turist taşımak için kısa mesafeli kullanılıyor. En gelişmiş teknolojiye sahip ülkede insanların çektiği faytonları görmek şaşırtıyor.
Ben de birçok turist gibi Tokyo’da Asakusa’da kaldım. Kendine özgü mimarisini bozmayan Asakusa’da oteller de geleneksel. Benim kaldığım otelin üç kısmı var. Bir yer yataklı odaların olduğu geleneksel kısım, bir normal batı standardında odaların bulunduğu modern kısım bir de kapsülden oluşan kısım. Kapsül oteli yıllar önce bir belgeselde ilginç otelleri tanıtırken görmüştüm ve çok şaşırmıştım. Acaba bu oteli neden yaptılar? Bu otelde kimler kalır diye düşünürken yıllar sonra karşıma çıktı. Kaldığım kapsül otel Japonya’da ilk açılan. Daha sonra talep gördükçe başka oteller de bu şekilde kapsüller açmaya başlamış. Görevli beni üst üste dizilmiş kapsüllerin bulunduğu morg gibi odaya getirdiğinde ne yalan söyleyeyim, şok oldum. Ertesi gün hemen daha düzgün bir yer bulurum diye düşündüm. Ama kaldıkça sevdim, sevdikçe daha çok kaldım. Kapsülün içinde Tv, radyo, raf ve havalandırması var. Dışarıdan göründüğünde dar gibi görünüyor fakat çok rahat yatılıyor.
PARK VE ÇEŞİTLİLİK
Ueno, Asakusa’nın komşu semti. Genelde doğal yaşamı ve parkları sevenler için ideal bir semttir. Ueno’da Japonya’nın en büyük parkı olan Ueno Parkı bulunuyor. Bir günde gezilemeyecek kadar büyük olan parkın yürüyüş yolları boyunca yüzlerce kiraz ağacı sıralanmış. Baharda kiraz çiçeklerinin açmasıyla inanılmaz bir görüntü yaratıyor. Parkta Bentendo Tapınağı, Toshogu Shrine, Tokyo Ulusal Müzesi, Tokyo Metropolitan Sanat Müzesi, Ueno hayvanat bahçesi, Tokyo Bilim Müzesi, Tokyo Batı Sanatları Müzesi, Ueno Royal Müzesi ve bunlara benzer birçok müze ve bir kaç tane tapınak var.
Parkın içinde bulunan Ueno Hayvanat bahçesi gerek botanik açıdan gerekse hayvan çeşidi açısından zengin bir hayvanat bahçesi. Dünyanın dört bir tarafından getirilmiş hayvanlar, doğal yaşam alanına uygun yapılmış yerlerinde yaşıyor. Parkın içinde bir gölet ve çok çeşitli ağaçlar var. İçeriye girer girmez herkesin merak ettiği, hayvanat bahçesinin maskotu olan pandaların kafesleri karşımıza çıkıyor. Hayvanat bahçesinde akla gelebilecek her hayvan yaşıyor. Sürüngenlerden, kanatlı hayvanlara, vahşi hayvanlardan, çok minik hayvanlara kadar her çeşit var.
Ueno Hayvanat Bahçesinin peyzaj düzenlemesi en az içindeki hayvan çeşitliliği kadar zengin. Çok çeşitli bölümler yapmışlar; örneğin gece yaşayan hayvanları görmek için mağara konseptinde yerlere girip çok az ışıkta hayvanları görebiliyorsunuz. Çok minik vitrinlerin içinde çok küçük canlıları görebiliyorsunuz. Bir de işin güzel tarafı hayvanların yaşadığı yerlerin gerçek hayatta yaşadığı yerlere çok benzemesi. Kafeslerin ve cam vitrinlerin içinde bitkisinden ağacına, doğal akarsuyundan göletine kadar her şey yapılmış.
GÖKDELEN BÖLGESİ
Ueno’da bu kadar doğal güzellik yanında Japonların vazgeçilmez alış veriş caddelerinden biri olan Ameyoko Caddesi var. Japonya’da alış veriş çılgınlığı had safhada. Çok fazla alışveriş caddesi var ve bu caddeler tıklım tıklım. Mağaza raflarında binlerce ürün ışıl ışıl alıcılarını bekliyor. Yarattıkları çizgi film, film ve dergi kahramanlarının yüzlerce çeşit oyuncağı ve hediyelik eşyası üretiliyor. Ameyayoko da böyle bir binlerce çeşit ürünün satıldığı, renkli, canlı ve kalabalık bir cadde.
Shinjuku, Tokyo’nun en işlek yerlerinden biri. Gökdelenlerin çoğu burada bulunuyor. Binlerce mağazadan oluşan büyük caddeler her yerde karşınıza çıkıyor. Burası aynı zamanda Tokyo’nun merkez belediyesinin karargâhı olan yönetim binalarının bulunduğu yer. Tokyo deyince aklımıza gelen yüksek binalar, alabildiğine sıralanan neon lambalar burada bulunuyor. Burada gündüz gün ışığı, gece yerini neon lambalara bırakıyor. Ortalık gündüz gibi aydınlanıyor.
Shinjuku’nun en kalabalık yeri tam merkezinde bulunan Kabukicho Caddesi. Burada tabela ışıkları ve insan seli yoğunluğu daha da artıyor. Her sokaktan, her köşe başından eğlence yükseliyor.