TOO LATE

Mert Özdağ


Malum, gündemimiz AİHM'nin '1974 Kıbrıs Harekatı'
kararı…
Olay yeni değil, çok eskiye dayanıyor…
Yıllar önce açılmış bir dava…
Devletten devlete…
Yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Türkiye Cumhuriyeti’ne…
'Davacı' Kıbrıs Cumhuriyeti 22 Kasım 1994’te sıralamış dava gerekçelerini:
• Askeri harekat sonrası kaybolan Kıbrıslı Rumlar…
• Yerlerinden edilmiş kişilerin ikametgah, mülkiyet ve seçim yapabilme hakları…
• Kuzey Kıbrıs'taki Rumların yaşam koşulları ve Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan Kıbrıslı Türkler ve Çingenelerin durumları…

Gerekçeler bunlar…
Hiçbirine yabancı değiliz, değil mi?
Bildiğimiz durumlar…
Şimdi bakıyorum da dava sonucunun açıklanmasından sonra kimi çevreler “Kıbrıslı Türklerin mağduriyetinden” bahsetmeye başlamış.
Doğrudur, Kıbrıslı Türkler de insan hakkı ihlallerine uğramıştır bu topraklarda…
Doğrudur, gettolarda yaşamaya mahkum bırakılmış, öldürülmüş, kaybedilmişlerdir.
Hiçbiri yalan değildir.
Doğrudur…
Ancak bir farkımız vardır, bizi (liderliğimizi) Kıbrıslı Rumlardan ayıran…
Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yönetenler BİR DEVLET GİBİ davranmayı çok iyi bilmişlerdir bunca zaman.
Uluslar arası arenada kendilerini savunmuş, hak ihlallerinin peşini bırakmamışlardır.

Ancak biz!..
Biz öyle mi yaptık?
KOCAMAN BİR HAYIR…
1974’ten sonra Denktaş-Eroğlu ikilisinin 'içe kapanma' politikası ile başımızı ganimet düzeninden kaldırmadık ki…
“Şu arsa senin, bu parsel benim” diyerek geçirdik yıllarımızı dikenli tellerle çevrili bu toprak parçasında…
Türkiye’nin maaşı, Rumların malları ile sahte bir zenginlik yaşamayı tercih ettik.
Kimse “Mecbur bırakıldık” demesin!..
Toplum olarak da sevdik biz bu düzeni…
İçte mammaya alıştık-alıştırıldık.

Dışta ise sesimiz soluğumuz çıkmadı.
Ta ki 2004’e kadar…
2004’teki 'EVET'imiz de yetmedi, yıllarca dikenli tellerin arasında oynadığımız ‘devletçilik’ oyununu bitirmeye…
2004’ten sonra da, ne yazık ki devam ettik!..
2010’da Derviş Bey’i, bu düzenin yaşayan liderini, yeniden “Reis-i Cumhur” seçtik.
Yani dünyaya dedik ki “Biz bu düzeni sevdik a dünya, sevdik”… Şimdi kalkıp hangi yüzle haktan hukuktan bahsediyoruz ki…
Aramadığımız, peşinde koşmadığımız haktan mı?
'Too late' der İngiliz.
Too late…

--------------------
Made in KKTC

Memleketimden 'önemli' haberler:
• Zorlu Töre Cuma günü “törenle” UBP’ye geçecekmiş.
Törenle?... Ne töreni devlet töreni mi bu?
• Serdar Denktaş AİHM kararı sonrası “Masada bir  saniye bile durmamızı bir anlamı kalmadı” demiş…
Sosyal medyadan Serdar Bey’e yanıt: “AİHM kararı bahane, statüko şahane” 


----------------------------
Utanmak yerine...

Şoven kafalar böyle dönemleri çok sever aslında...
‘Çok kızgın’ gibi görünürler, sağa sola sataşırlar, dünyaya meydan okurlar, milli (!) naralar atarlar...
Dedim ya çok severler böyle dönemleri...
Yine sahnede oldukları, utanmaları gereken yerde çok konuştukları günlerden geçiyoruz...
Dün bu tiplerden birinin sözüm ona “yazısını” okudum...
Yine aynı hikayeler...
Şehitler, vatan millet edebiyatı...
AİHM’e öfke...
Türkiye’den daha Türkiyeci olma yarışları...
Gerçekten üzücü...
Yaşadıklarımızın bir süreç olduğunu, başı, gelişmesi, sonu olduğunu görmezden gelen günlük çıkışlar üzerine kurulu bir siyasi anlayış...
Ve üstelik haktan-hukuktan dem vuran bir anlayış...
En azından ağızlarında da olsa “adaletten” dem vuran bir anlayışın çocukları...
Statükonun kaymağını yiyen,  statüko partilerinde devlet olanakları ile zenginleşen gruplar yine sahnede ne yazık...
Ve yine boş boğaz laflarla gündemi meşgul etmekte, statükonun varlığı için sözler söylemekte... Yazık... Çok yazık...


------------------------------
Kıbrıs sorununda neler oluyor?
‘Çalışma’?

TC Kıbrıs İşlerinden Sorumlu  Devlet Bakanı Beşir Atalay, AİHM kararını yorumlarken ilginç detaylar verdi. Atalay, Kıbrıs sorunuyla ilgili “ciddi bir çalışma olduğu”,  ABD Başkan Yardımcısı Biden’in adayı  ziyaretinden önce Davutoğlu'nun adaya gelebileceğini açıkladı. Nasıl iş anlamadım... Kıbrıs sorunu konusundaki “ciddi çalışma” nerede yapılıyor? Ankara mı? Lefkoşa mı? Biden’in ziyareti öncesindeki Davutoğlu girişiminden KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın haberi var mı? Yoksa Kıbrıs Türk liderliği devre dışı mı? Biri bize açıklasın...

-----------------------------------
 

Sosyal medyada Lefke bölgesinde çekildiği söylenen kedi katliamı fotoğrafları var… bir kedinin başı kesilmiş… bölge insanlarla yaşıyoruz… sözün bittiği yerdeyiz…