En yüce adalet erdemdir…
2500 yıllık bir kent Lefkoşa, 1000 yıllık bir başkent. Lüzinyan, Venedik, Osmanlı, İngiliz ve biz Kıbrıslıtürklerin ve Rumların tarihinin ve kültürünün adeta geçit resmi yaptığı bir dünya kültür mirası…
Gündüz nüfusu 110 bin, gece nüfusu 63 bin... 10 binin üzerinde esnafın iş yaptığı, devlet yönetiminin merkezi, Kuzey Kıbrıs’ın beyni ve yüreğinin attığı yer.
Dünyanın son kalan bölünmüş başkenti, acılı, bir o kadar da onurlu bir geçmişi bağrında taşıyan bir kent.
Kaç zamandır bir kâbus görüyor Lefkoşa ve Lefkoşalılar
Pislik içinde yaşayan, kapkara, sağlıksız insanlarla dolu bir kent
Ruhları kirlenmiş, birbirine saldıran, tükenmiş insanlar
Ayakları çıplak, damsız evlerde uyuyan çocuklar…
Sözün bittiği, karanlığın en yoğun olduğu günleri, ayları yaşadık. “Dibe vurduk mu acaba?” dedikçe; ya dip topun gömüleceği bir bataklıksa diye panikledik. Ya da kaygılandık, dibe vuran topumuz patlaksa, bir daha hiç sekmeyecekse diye…
UMUT OLAN SEÇİM…
Ve kâbusun en korkunç yerinde bir ışık gördük uzaklarda. Birkaç iyi insan... Karanlığa mum yakmaya çalışan cesur yürekler. Bir kez daha hatırladık, karanlığın en yoğun olduğu anın aslında ışığa en yakın olduğumuz an olduğunu. Ve umutla izledik Kıbrıslıtürklerin topunu sektirmeye çalışan Lefkoşa Belediyesi adaylarını…
Gerçekten de Lefkoşa’da ve aslında özelde Lefkoşa olsa da Kıbrıs’ın genelinde tam bir kâbus yaşıyoruz. Çöp yığınları yoğunlukla evet Lefkoşa’da, ama Kuzey Kıbrıs’ın geneli de çöplük halinde değil midir? Çukurlarla dolu yollar, kapkaranlık sokaklar. Dedik ya sözün bittiği yerdeyiz.
İşte Lefkoşa’daki seçim ve seçim süreci böylesine kapkaranlık günlerde Kıbrıslıtürklere umut oldu. Her parti kendince yaşanan bu kâbusu bitirebilecek en temiz, en donanımlı, adayını sahneye çıkardı. Birbirine küfürle değil, saygı ve sevgiyle yaklaşan adaylar izledik. Birbirlerinin projelerinden etkilendiklerini, ders aldıklarını gözlemledik. Kirlenmiş politika ve politikacıyı aşağılarcasına hep birbirlerine gülümsediler ve sevgiyle sarıldılar.
ANLAMLI PROJELER…
Toplumun artık ne yapacağını bilemediği, sarılacak merci bulamadığı konulardaki projeler gündemin en üst sıralarını işgal etti. Toplum aydınlatılmaya çalışıldı ve insanlar yeniden konuşan bir politikacıya kulak vermeye başladı. Bir belediyenin esas görevinin yerleşim yerinde yaşayan insanların sağlıklı ve huzurlu olmasını sağlamak olduğunu hatırladı.
İşte beni bu seçim sürecinde en çok etkileyen projeler ve konular:
Gıda ve su güvenliğinin önde gelen konular arasında tartışılması… Fiziksel sağlığımızı ve buna paralel olarak ruh sağlığımızı yitirmiş durumdayız. Acilen sağlıklı, çöpsüz bir çevre ve sağlıklı beslenme…
Kültür, sanat ve Lefkoşa’nın vazgeçilmez tarihsel yapısının gündeme alınması, nasıl bir maden üzerinde oturduğumuzun bize hatırlatılması ve farkındalık yaratılması önemliydi. Ve tüm bunlar Lefkoşa’nın acil konuları arasındadır.
İçine düşürüldüğümüz mali bataktan, sadece Türkiye’den gelecek kaynaklarla değil, kendi öz kaynaklarımızla da çıkılabileceğinin bize anlatılması bence anlamlıydı. Kimlikli, özgüvenli bir toplum ancak kendi kendine yetmekle olur.
Şu an kamuda içine düştüğümüz batağın en önemli nedenlerinden birisi de iş disiplinini yitirmiş olmamız. Çalışana ödül, tembele, işe gelmeyene ceza olmaması; çalışanın iş tanımının yapılamaması en büyük sorunumuz. Adayların, özellikle çalışma ortamının disipline edilmesi ve personelin iş tanımının yapılması konularını gündeme getirmesi önemliydi.
YÜREĞİMİZİN AĞLADIĞI YER…
Surlar içi; 1000 yıllık bir tarih… Yüreğimizin ağladığı bir yer. Şu anda patlamaya hazır bir bomba. Suçluların kol gezdiği, çocukların okula değil işe gönderildiği, kadın ve uyuşturucu satılan, pislik içinde bir oryantalizm. İşte bu bölge turistin, adamıza gelen yabancıların ilk uğramak istedikleri yerdir. Dolayısıyla bizim dışarıya verdiğimiz görüntü de, tam budur. Yaşanan seçim sürecinde surlar içi ile ilgili de çok anlamlı projeler ortaya kondu.
Tıpta “teşhis tedavinin yarısıdır” denir. Umarım öyle olur. Biz ortaya konan projelerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Lefkoşa Belediye Seçimlerinde tertemiz, tecrübeli ve donanımlı değerlerimizin politikaya soyunması; ileriki seçimlerde de biz Kıbrıslıtürkler adına umut vericiydi. Demek ki istersek, önümüzdeki seçimlerde KKTC’yi bu batağa sürükleyen, gelecek nesillerimizi umutsuzluk girdabına sokan, ruhumuzu kirleten karanlık yüzlü kimliksiz politikacıları sandığa gömebiliriz. Yeter ki isteyelim ve özgür irademizi kararlılıkla kullanalım…
Yeni belediye başkanımız Kadri Fellahoğlu’nu ve seçilen belediye meclis üyelerini gönülden kutlar; bu çok zor görevde onlara başarılar dilerim. Biz bu adaya ve bu şehre gönül verenler, hep onların yanındayız….