Murat OBENLER
Eğitimci, müzisyen, fotoğrafçı, şiir grubu üyesi, fotoğraf akademisi sahibi gibi birçok meziyeti kişiliğinde toplamış çok yönlü ve tecrübeli sanatçı Yıltan Taşçı ile Hasder ile işbirliği şeklinde Ayluga Kilisesi’nde hayata geçirdiği LESAM ile ilgili sohbet ettik. Eğitimin sanatta da şart olduğuna ve ana ilkelerinden birinin eğitim olduğunu belirten Taşçı’nın anlattığı geniş ve kaliteli etkinlik programıyla ilgili heyecanına ortak olduk.
“Kani Kanol, LESAM teklifi ile bana hayalimi hediye etti”
Ben Yıltan Taşçı’yı bir eğitimci, müzisyen, fotoğrafçı, şiir grubu üyesi, fotoğraf akademisi sahibi değerli bir kişi olarak tanımlıyorum. Bu ülkede en çok kafasında fikir olan ve kültürel-sanatsal etkinlikler düzenleyen kişilerden biri olarak da değerlendiriyorum. Son olarak Lefkoşa Sanat Merkezi ile karşımıza çıktınız. Bu proje ne kadar zamandır kafanızda vardı ve hayata geçme süreçleri nasıl devem etti?
Taşçı: 12 Aralık 2023’te Arif Hasan Tahsin’i Anma etkinliği sırasında KTÖS’te Halk Sanatları Vakfı Başkanı Kani Kanol’un bana gelerek Yıltan Taşçı Akademi ile HASDER’in güçlerini birleştirerek yeteri kadar aktif kullanılamayan Ayluga Kilisesi’ni tekrar canlandırarak, işlevsel hale getirerek topluma kazandırılması konusundaki teklifi ile aslında bu iş somut olarak ileriye doğru yol almaya başladı. Kani Kanol bu teklifle bana hayalimi hediye etti. Tabi ben hep bir sanat merkezi kurmayı hayal ederdim. Ümit İnatçı kendi sanat merkezini kurduktan sonra oradan çok etkilenmiştim. Kani arkadaşım da böyle bir teklifle gelince Ocak 2024’te kolları sıvayarak restorasyon çalışmalarına başladık. YTA ile HASDER arasında 7 yıllık bir protokol ile yasal zemini de hallettikten sonra hayatımda ilk kez balık avlamadan, fotoğraf çekmeden, gitar çalmadan ve kitap okuma yapmadan 3 ay her şeyimizle burayı bugünkü yeni haline getirdik.
“LESAM’ı konser, sergi, eğitimler, kültürel-sanatsal toplantı-seminer-söyleşilerin olacağı bütünlüklü bir sanat merkezi olarak düşünüyoruz”
LESAM bir sanat merkezi ve bu hem ülkemiz adına sevindirici hem de iddialı bir girişim çünkü sanat merkezi iddiasıyla ortaya çıkıp yılda bir etkinlikle hayatlarını sürdüren gruplar ve topluluklar, camialar var. Senin kafandaki sanat merkezi kavramında neler var? Mekanın dış yapısı (altyapı-teknik olanaklar vs) da önemli ama ben asıl içeriği konuşalım isterim.
Taşçı: Burayı konserlerin, sergilerin, eğitimlerin, kültürel-sanatsal toplantı-seminer-panel-söyleşilerin olacağı bütünlüklü bir sanat merkezi olarak düşünüyoruz. Kıbrıslı Türklerin ilk seçilmiş lider olan M.Necati Özkan’ın adını verdiğimiz Sergi Salonu’nun bir kısmını sergi alanı, bir kısmı kültürel toplantılar için bir alan ve bir kısmını da iki farklı çekim stüdyosu olarak düzenledik. Diğer binayı da YTA’nin eğitim çalışmaları için kullanacağım. HASDER de kendi alanı olan folklor vs. ile ilgili etkinlikleri de burada yapacak. YTA ile HASDER arasında oluşturulan komite haftalık toplantılar ile etkinlik takvimine şekil verecek. Şu anda takvimimizde kayıtlı 7 sergi var.
“LESAM’ın gerçek ilkesi ülke sanatının gelişimine bir ivme kazandırmaktır. Bizim ülkemizin sanatı dünya sanatından çok geridedir”
LESAM’ın senin için, iki ortak yapı için, Surlariçi için ve ülke kültür sanatı açısından önemini değerlendirebilir miyiz?,
Taşçı: Mağusa’da FODOS’un Lefkoşa’da bir sergi fikri var. FODER’e de eğer kendi binaları yetersiz kalırsa aynı çağrıyı yaptım. Onlara da diğer derneklere de kapımız açıktır. Genelde tüm Kıbrıs’ın yaratıcı üretimlerine kapımızı açık tutacağız. Özelde ise Lefkoşa ve Surlariçi’nde gençlerin bu merkeze gelip buralarda eğitimlere katılmasını, yaratılan ürünleri burada sergilemesini çok istiyorum.
Hayatımın en bütünlüklü projesini hayata geçiriyorum. Ben kendimi öncelikle eğitimci olarak tanımlıyorum.42 yıllık öğretmenlik tecrübem var. LESAM’ın gerçek ilkesi ülke sanatının gelişimine bir ivme kazandırmaktır. Bizim ülkemizin sanatı dünya sanatından çok geridedir. Sergi günü buradan geçen bir Finlandiyalı fotoğrafçı içeriye girip sergiyi gezdi, çektiği fotoğrafları bana gösterdi. İkimizin de en çok beğendiği fotoğrafın klasında 3-4 fotoğraf olduğunu konuştuk. Arkadaşlarımı küçümseme olarak değil ama gerçekleri de konuşmamız lazım. Müzik, fotoğraf, resim, heykelde... dünyadan çok gerideyiz. Çok çalışmamız lazım. Estetik meselesi çok önemli.Öncelikle eğitime çok önem vereceğim. Bir edebiyat hocası olarak öğretmeyi, bilgilerimi paylaşmayı çok severim. Toplantılar, seminerler, kurslar bu açıdan çok önemlidir. LESAM’ı bir masaya benzetirsek bir ayağı müzik,bir ayağı edebiyat, bir ayağı görsel sanatlar ve bir ayağı da hizmet içi eğitimdir.
“Eğitim önceliğimizdir. 8-9 Mayısta Yıltan Taşçı Akademi 1. Fotoğraf Semineri olacak. Sergiler açısından da çok canlı bir mekan olacak”
Sanatseverleri en çok heyecanlandıran bölüme geldik. Somut olarak projelere girebiliriz artık.
Taşçı: 3-4 günlük Aramis Kalay, Çerkez Karadağ gibi usta fotoğrafçıların katılımıyla gerçekleşecek atölye çalışması yapacağız. Örneğin bir Okan Ersan’ın burada bir saat genç müzisyenlerle buluşması veya müzik öğrencileriyle buluşması, sohbet etmesi müthiş bir eğitim ve kazanımdır. Bu mekanda piyanist Rüya Taner’in piyano resitali veya Ahmet Sönmezler’in gitar resitali de olmasını çok arzularım. Bu ülkede şimdiye kadar bir müzik semineri yapılmadı. O da gündemimizde vardır.
1 Mayıs’ta “Direniş Şarkıları ve Şiirleri” adlı Arda Gündüz ve Serkan Soyalan’ın katılımıyla bir kültürel gece düzenleyeceğiz.
4 Mayıs’ta Retro Çalgıcıları ile Serdar Denktaş, Bülent Berkay ve Erhan Özbeşer’den oluşan Native Cyprıots’un ortak konseri yer alacak. Ben de o gün her iki grupla ikişer şarkı okuyacağım.
Çok önemsediğim eğitim yönü yüksek bir başka etkinlik de 8-9 Mayıs’taki Yıltan Taşçı Akademi 1. Fotoğraf Semineri olacak. Çok değerli akademisyen-sanatçıları ağırlayacağız. Etkinlik içeriğini de saymak isterim.
1.Çerkes Karadağ – Portfoliolar üzerine görüş ve tasarımlar
2.Aramis Kalay – Dünden bugüne fotoğrafımda ışık
3.Nurhan Artar-Moda ve reklam fotoğrafçılığında fikir, tasarım, prodüksiyon ve uygulama süreçleri
4.Emre İkizler – Fotoğraf ve gelecek
5.Tülin Dizdaroğlu – Alternatif fotoğraf baskıları
6.Gülnur Sözmen – Sanayi fotoğrafçılığı nedir? Ne değildir?
7.Ercan Arslan – Basın fotoğrafı / Fotoğrafın gücü
8.Ebru Ceren Uzun Uysal – Çağdaş fotoğrafta kavramsal anlatım bağlamında enstalasyon örnekleri
Senin de uyarın üzerine ihtiyaç duyulması halinde İngilizceye de tercüme yapılacaktır.
22 Mayıs’ta benim metnini yazdığım Lirik Şiir Grubu’nun “Ah Kıbrısım Vah Kıbrısım “ adlı tiyatral bir gösterinin prömiyerini LESAM’da yapacağız,4 hafta sürecek ve daha sonra turneye çıkacağız.
Sergiler açısından da LESAM çok canlı bir mekan olacak. İlk sergimiz açılışta olacak ve 26 YTA kursiyerimin fotoğraflarından oluşan “Objektifimizden” Sergisidir. Onları onure etmek istedim. 24 Nisan’da Dağdoğan Sadrazam’ın uzun yıllara dayanan çalışması olan tüm Kıbrıs’tan çektiği fotoğrafları kapsayan “Kıbrıs’ın Hurdaları” Fotoğraf Sergisi’dir.
Daha sonra Kuzey Kıbrıs sergiciliğinde bir ilk olacak Dr. Kenan Arifoğlu’nun hazırladığı “İki Tekerlek Üzerinde Uzun bir Zaman” kitabı Sergisi 15 Mayıs’ta açılacak. Açılışta aynı adlı kitap tanıtımı, bisikletlerin sergilenmesi ve benim çektiğim bisikletlerin fotoğraflarından oluşan 7 kolaj çalışması sergilenecek. Onun da sonrasında sanatçı Yaşar Ersoy’un “Kıbrıs Türk Tiyatro Tarihi” sergisi açılacak.
Edebiyat alanında Serkan Soyalan’ın moderatörlüğünde paydaşlarla birlikte yapacağımız 12 hafta sürecek “Yitirdiğimiz Değerler” sohbetleri her Perşembe akşamı düzenleyeceğiz. Kitap okuma günleri de düşünmekteyiz.
Bu toplumda sanatçıların önce sanat tarihini öğrenmesi lazımdır. Sanatla ilgilenen kişilerin yüzde 80-90’ı sanat tarihini okumamıştır. Bu konuda eksiğiz. Bir fotoğraf sanatçısı, ressam, heykeltıraş vardır bir de hobi fotoğrafçısı, hobi ressamı vardır. Hayallerimden birisi de Sanat Tarihi eğitimleri vermektir. Bu konuda ressam Nilgün Güney’den katkı almayı düşünmekteyim. Eğitim her alanda ve seviyede lazımdır. Toplumda ressam, fotoğraf sanatçısı, yazar, heykeltıraş diye çağrılan isimler vardır ama Sanat Tarihi’ni de bilmiyor. Bu böyle olmaz. Ülkede ARUCAD gibi bu işi ciddi yapan ve takdir ettiğim yerler de vardır tabi ki yeri gelmişken söyleyeyim.
“Sanatçı hem çağının tanığıdır hem de gelecek kuşaklara ışık tutandır. Sanatı ile toplumu daha da ileriye taşımakla mükelleftir.LESAM buna da aracılık edecek”
Devletin kültür merkezi(resmi ideolojinin alanı) ile eğitimci-sanatçı kimliğine sahip birinin açtığı sanat merkezi arasında çok farklar olduğunu düşünüyorum. Çağdaş toplumlarda devletin mekanlar artık sanatçıları düşünsel anlamda sığmıyor. Sanatın her zaman özgür alanlar ihtiyacı düşünüldüğünde buranın varlığının önemi daha da artıyor.
Taşçı: Bağımsız, bağlantısız, üslerden arınmış bir merkez olacak tabi ki. Kimse sanatta ideoloji olmaz demesin. Sanatçı hem çağının tanığıdır hem de gelecek kuşaklara ışık tutandır. Sanatı ile toplumu daha da ileriye taşımakla mükelleftir. Yaşar Ersoy, Ümit İnatçı gibi sanatçılara duruş olarak yakın buluyorum. Güneyden bazı sanatçı arkadaşların bayraklarla dolu resmi ideolojinin merkezi olan AKM’de etkinliklere katılmakta bile çekince gösterdiklerini gözlemliyorum. LESAM, Kıbrıslı sanatçıların kişisel veya ortak üretimlerine karşılık verecek. Sevgili dostum edebiyatçı ve müzisyen Adamos Katsandonis aracılığıyla Güney Kıbrıs’tan sanatçıların eserlerine de mekan olmak isteriz.
İleride LESAM Yayınları veya LESAM’dan çıkacak CD gibi düşünceleriniz var mıdır?
Taşçı: Keşke olabilse. Bu somut üretimler hep maddiyatla bağlı konulardır. Geçtiğimiz günlerde Baraka Kültür Merkezi’nden Tahsin Oygar’ın “Kültür Dairesi’nin bir yılda sanat-kültür derneklerine yaptığı katkının toplamının 100 katını Türkiye’den gelen bir sanatçı bir gecede bir oteldeki sahnesi için alır.” Tersten söylersek Türkiye’den gelen bir sanatçı bir gecelik programı için Kültür Dairesinin yıllık olarak kültür derneklerine ödediği toplam paranın 100 katını kazanır.