“Toplumsal cinsiyet bakış açısını masaya koyan görüşmeci olmadı”

Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi – GAT üyesi ve BAU-Kıbrıs, Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biran Mertan, BMGK 1325 sayılı kararının uygulamaya sokulmasının Kıbrıs konusundaki belirsizliğe yenik düşmemesi gerektiğini kaydetti

Kıbrıs’ta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışan akademisyen ve aktivistlerden oluşan Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi – GAT üyesi ve BAU-Kıbrıs, Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biran Mertan, BMGK 1325 sayılı kararının uygulamaya sokulmasının Kıbrıs konusundaki belirsizliğe yenik düşmemesi gerektiğini kaydetti

Ödül Aşık ÜLKER

Kıbrıs’ta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışan akademisyen ve aktivistlerden oluşan Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi (GAT) üyesi, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi (BAU-Kıbrıs), İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biran Mertan ‘Kadınlar, Barış ve Güvenlik’ başlıklı 1325 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulamaya sokulmasının Kıbrıs konusundaki belirsizliğe yenik düşmemesi gerektiğini kaydetti.

Prof. Dr. Mertan, “Kıbrıs barış görüşmelerinde başka bir tur daha ne yazık ki bir sene önce sona erdi ve yeni görüşmelerin nasıl ve ne zaman olacağı belirsizliğini koruyor. BMGK 1325 sayılı kararının uygulamaya sokulması bu belirsizliğe yenik düşmemelidir. Bizim bazı önerilerimiz iki taraftaki kadın ve erkeklerin yaşamlarını belirlemeye devam eden konuların ele alınmasında toplumsal cinsiyet bakış açısının katılmasını sağlayabilir” diye konuştu.

Mertan Kıbrıs görüşmelerinde bugüne kadar henüz toplumsal cinsiyet bakış açısını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini masaya koyan görüşmeci olmadığını söyleyerek, “yapılan çalışmaların çatışma bölgelerinde barış sürecinde kurulan görüşme masalarında toplumsal cinsiyet bakış açısı ve eşitliği savunucularının olmasının kalıcı barışın sürdürülebilmesinde önemli bir yeri olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.

Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi (GAT), 27 Haziran 2018’de Strazburg’da Avrupa Konseyi Uluslararası Sivil Toplum Örgütleri (INGO)’nun düzenlediği “BM Güvenlik Konseyi’nin kadın, barış ve güvenlik hakkındaki 1325 sayılı kararının uygulanmasında kadınların küresel barışa katkısı” başlıklı konferansa katıldı. Konferansta konuşma yapan GAT üyesi Prof. Dr. Biran Mertan, GAT’ın çalışmalarını ve toplumsal cinsiyet bakış açısının kalıcı barışın sürdürülebilmesindeki önemini Yenidüzen’e anlattı.

Prof. Dr. Biran Mertan, kurulduğu 2009 yılından beri GAT’ın Kıbrıs’taki barış görüşmelerini yakından takip ettiğini ve BM 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı’nın uygulanmasına ilişkin olarak liderlere öneriler sunduğunu anlatarak, “Kıbrıs konusu çözüldükten sonra toplumsal cinsiyet, engelli ve çocuk hakları gibi konuların ele alınabileceği, öncelik sırasının Kıbrıs konusu olduğu” söylemiyle sürekli karşılaştıklarına dikkat çekti. “Toplumsal cinsiyet eşitliği, engelli ve çocuk hakları gibi sosyal politikaları ilgilendiren konular sürekli ötelenmektedir” diyen Prof. Dr. Mertan, “Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışma yapan sivil toplum örgütleri topluma oldukça iyi bir farkındalık kazandırmıştır ancak siyasetle uğraşanların çoğu aynı bilinçte değildir” dedi.

“Kıbrıs barış görüşmelerinde başka bir tur daha ne yazık ki bir sene önce sona erdi ve yeni görüşmelerin nasıl ve ne zaman olacağı belirsizliğini koruyor. BMGK 1325 sayılı kararının uygulamaya sokulması bu belirsizliğe yenik düşmemelidir. Bizim bazı önerilerimiz iki taraftaki kadın ve erkeklerin yaşamlarını belirlemeye devam eden konuların ele alınmasında toplumsal cinsiyet bakış açısının katılmasını sağlayabilir”

“Kadınlar, Barış ve Güvenlik”

  • Soru: İki toplumlu Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi (Gender Advisory Team-GAT) hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
  • Prof. Dr. Mertan: Toplumsal Cinsiyet Danışma Ekibi GAT, eşitlik ve barışa inanan kadın hakları savunucuları ve Kıbrıs’ta toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışan akademisyen ve aktivistlerden oluşmaktadır. GAT 2009 yılında kurulmuştur ve ilk günden beri barış görüşmelerini yakından takip ederek, Kıbrıs’ta BM 1325 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı’nın uygulanmasına ilişkin olarak liderlere öneriler sunmaktadır.
    BM 1325 sayılı Güvenlik Konseyi kararı birçok kadın örgütü tarafından “savaş ve barış süreçlerinin cinsiyetçi doğası” üzerine yapılan eleştiriler ve çalışmalar neticesinde 31 Ekim 2000 tarihinde “Kadınlar, Barış ve Güvenlik” başlığı altında oybirliği ile resmileştirilmiştir. Tabii ki bu noktaya da dünya feministlerinin özellikle Ruanda, İrlanda, Güney Afrika gibi çatışma bölgelerinde yaşayan kadınların yıllar süren çabaları sonucunda varılmıştır.
    Dolayısıyla, BM1325 sayılı Güvenlik Konseyi kararı, silahlı çatışmaların kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkileri, kadınların barışın sağlanmasındaki rolü, barış ve çatışma çözme süreçlerinin toplumsal cinsiyet boyutlarına dikkat çekerek, kadınların çatışmaların önlenmesi, yönetilmesi ve çözülmesiyle ilgili ulusal, bölgesel ve uluslararası kurum ve mekanizmalarda ve tüm karar alma düzeylerinde etkin bir şekilde temsil edilmelerini sağlamayı amaçlar.

“Travmanın nesilden nesile taşınma olasılığı yüksek”

  • Soru: Belge, savaşın kadınlar üzerindeki etkisini tanımladı. Kıbrıs da çatışmalar, savaşlar görmüş bir ülke. Kıbrıs’taki kadın bunlardan nasıl etkilendi ve yaşanan travmaların sonraki nesillere yansımaları nasıl oldu?
  • Prof. Dr. Mertan: Ne yazık ki yarım asırdan fazla bir süreden beri çatışma içerisinde yaşayan Kıbrıs adası için herhangi bir travma çalışması yapılmamıştır. Örneğin, Yahudilerin geçen asırda Avrupa’nın göbeğinde yaşadıkları soykırım etkisini, bugünkü yeni nesil üzerinde “ikinci nesil depresyon” adı verdiğimiz bir psikolojik rahatsızlıkla göstermektedir. Travma ile ilgili olarak veri eksikliği nedeniyle bizde durum nedir bilinmemekle birlikte, travmanın nesilden nesile taşınma olasılığının yüksek olabileceğini tahmin edebiliriz. Halen gelecekle ilgili siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan belirsizliklerin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Göç ve şiddetin her gün arttığını gözlemliyor ve bire bir yaşıyoruz. Tabii ki tüm bunlardan en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Barış kültüründen çok çatışma kültürünü benimsiyor gibiyiz. Kanımca eğitim sisteminin gözden geçirilmesi ve Kıbrıslılara çok kültürlü ortamda yaşama becerileri kazandıracak çalışmaların bir an önce başlatılması gerekmektedir.

 “Toplumsal cinsiyet eşitliği, engelli ve çocuk hakları gibi sosyal politikaları ilgilendiren konular sürekli ötelenmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışma yapan sivil toplum örgütleri topluma oldukça iyi bir farkındalık kazandırmıştır ancak siyasetle uğraşanların çoğu aynı bilinçte değildir”

“Sosyal politikaları ilgilendiren konular öteleniyor”

  • Soru: BMGK’nin kadınlar, barış ve güvenlik hakkındaki kararları, BMGK 1325’in hedeflerini yerine getirmek için, Ulusal Eylem Planları’nın (UEP) (National Actions Plans) benimsenmesinin önemini ortaya koyuyor ancak Aralık 2015 itibariyla, dünyanın dörtte birinden daha az bir kısmı UEP’yi kabul etmiş. Kıbrıs’ta bu konuda durum nedir?
  • Prof. Dr. Mertan: Doğrudur. Çok az sayıda, yanılmıyorsam 193 BM ülkesinden sadece 74’ü UEP üzerinde çalışıyor. Öte yandan örneğin Birleşik Krallık 2018-2022 yıllarını kapsayan 4. UEP’nı hazırladı. Dolayısıyla 1325 çalışmalarının yürütülebilmesi için ülkeler bütçe ayırıyor. Kıbrıs’ın Güney’inde bu konuda bir ön çalışma yapılmış ancak henüz ortada ciddi birşey yok. Kıbrıs’ın Kuzey’inde ise 1325 UEP ile ilgili hiç bir çalışma yoktur. Aslında sürekli olarak önümüze çıkan söylem, Kıbrıs konusu çözüldükten sonra toplumsal cinsiyet, engelli ve çocuk hakları gibi konuların ele alınabileceği, öncelik sırasının Kıbrıs konusu olduğudur. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitliği, engelli ve çocuk hakları gibi sosyal politikaları ilgilendiren konular sürekli ötelenmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışma yapan sivil toplum örgütleri topluma oldukça iyi bir farkındalık kazandırmıştır ancak siyasetle uğraşanların çoğu aynı bilinçte değildir.

 “Kıbrıs görüşmelerinde bugüne kadar henüz toplumsal cinsiyet bakış açısını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini masaya koyan görüşmeci olmamıştır... Yapılan çalışmalar çatışma bölgelerinde barış sürecinde kurulan görüşme masalarında toplumsal cinsiyet bakış açısı ve eşitliği savunucularının olmasının kalıcı bir barışın sürdürülebilmesinde önemli bir yeri olduğunu göstermektedir”

Toplumsal cinsiyet bakış açısının kalıcı barışın sürdürülebilmesinde önemi...

  • Soru: 1325 sayılı karar, savaşın kadınlar üzerindeki etkisini tanımlamakla kalmayıp, arabuluculuk sürecinde ve barışın tesisinde kadınların oynayabileceği rolün önemine de dikkat çekiyor. Kıbrıs konusundaki barış süreçlerinde kadınların rolünü nasıl görüyorsunuz? Kadınlar ve toplumsal cinsiyet eşitliği savunucuları bugüne kadar müzakerelerde yeterince yer aldı mı?
  • Prof. Dr. Mertan: Kıbrıs görüşmelerinde bugüne kadar henüz toplumsal cinsiyet bakış açısını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini masaya koyan görüşmeci olmamıştır. Görüşmeci heyeti içerisinde farklı görevlerde bulunan kadınlar var ancak GAT’ın talep ettiği BM1325 sayılı Güvenlik Konseyi çerçevesinde çalışmaların yürütülmesidir. Esasen bu noktada 2000 yılından sonra 1325’i temel alan ve uygulanmasında destek olabilecek başka kararlar da alınmıştır. Örneğin savaş ve çatışma ortamlarında kadın ve kız çocuklarının cinsel saldırıdan korunmasını öngören 1820 kararı 2008’de alındı. 2013 yılında alınan 2122 nolu karar, kadınların uyuşmazlık çözümü ve kurtarma konularındaki faaliyetlere katılabilmesi için daha güçlü önlemleri içerirken, BM Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğunda, BM’nin, bölgesel örgütlerin ve üye devletlerin kadınlara yönelik engelleri ortadan kaldırmasını ve onlara alan oluşturup, “masada koltuklar açmasını” öngörüyor. Bunlar gibi 1888 (2009), 1889 (2009), 1960 (2010), 2106 (2013) numaralı güvenlik konseyi kararları da yol gösterici olabilir.
    Bizler GAT olarak birçok basın bildirisi, deklarasyon yayınladık, liderlere, örneğin Haziran 2011’de Derviş Eroğlu ve Dimitris Hristofyas’a, Ocak 2017’de de Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiades’e konuyla ilgili hatırlatmalar yaptık. Hatta dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon 24 Kasım 2010 tarihinde Güvenlik Konseyi İyi Niyet Hizmetleri Misyonu Raporu’nda GAT’ın çalışmalarını ön plana çıkartacak şu öneriyi yapmıştı; “Güvenlik Konseyi tarafından 1325 sayılı kararda tanındığı gibi, kadınların barış görüşmelerindeki önemli rolünü dikkate alarak ada genelinde sivil toplum aktivistlerinden ve akademisyenlerden oluşan GAT’ın çalışmalarının barış görüşmelerinde tartışılan ana başlıklar üzerindeki toplumsal cinsiyet odaklı önerilerini ciddi olarak ele almak gerekliliği önemini korumaktadır”.
    Yapılan çalışmalar çatışma bölgelerinde barış sürecinde kurulan görüşme masalarında toplumsal cinsiyet bakış açısı ve eşitliği savunucularının olmasının kalıcı bir barışın sürdürülebilmesinde önemli bir yeri olduğunu göstermektedir. Bizler GAT olarak hazırladığımız yazılı belgelerde ve adanın genelinde yaptığımız sunumlarla dünyadan örnekler vererek tüm bunları anlatmaya çalışıyoruz.

 

“Öneriler liderler tarafından bugüne kadar pek dikkate alınmadı”

  • Soru: GAT olarak BMGK 1325 sayılı kararın ilkelerini temel alarak 4 başlıkta öneriler geliştirdiniz ve bunları BM’ye ve liderlere sundunuz. Liderlerin konuya yaklaşımı nasıl oldu?
  • Prof. Dr. Mertan: GAT üyeleri 2009 yılından itibaren BM1325 sayılı GK kararı üzerinde birçok bilgilendirme ve kadınları bilinçlendirme çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Kıbrıs’ta  barış görüşmelerinde tartışılan dört temel alanla ilişkili olarak 2012 yılında toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana ilklerini temel alan “yönetim ve güç paylaşımı”, “vatandaşlık”, “mülkiyet” ve “ekonomi” konularında öneriler sunmuştur. Tüm bu öneriler görüşme masasında kadınların etkili bir şekilde temsil edilmelerini ve olası bir barış antlaşmasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin korunmasını hedeflemiştir. GAT’ın yaptığı çalışmalar web sitesinde (https://www.gat1325.org/) Türkçe, İngilizce ve Rumca olarak yayınlanmaktadır. Esasen GAT yayınladığı tüm çalışmalarını liderlerede ayrıcagöndermektedir. Geçmişte ziyaretlerde yapılmıştır. Ancak ne yazık ki BM1325 sayılı karar doğrultusunda GAT’ın sunduğu öneriler liderler tarafından bugüne kadar pek dikkate alınmamıştır. 50 yıldır Kıbrıs sorunu kapsamında liderler çok sayıda konu başlığını ele aldı, bazıları üzerinde fikir birliğine varırken bazılarında uyuşmazlık yaşadı. Ancak ne kadar üzücüdür ki çok uzun bir zaman barış sürecinin bir parçasını oluşturmayan tek konu toplumsal cinsiyet eşitliğiydi. GAT’ın girişimleri sonucunda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi’nin kurulmuş olması bu konudagörüşmeler kapsamındaki tek olumlu gelişmedir.
    Kıbrıs barış görüşmelerinde başka bir tur daha ne yazık ki bir sene önce sona erdi ve yeni görüşmelerin nasıl ve ne zaman olacağı belirsizliğini koruyor. BMGK 1325 sayılı kararının uygulamaya sokulması bu belirsizliğe yenik düşmemelidir. Bizim bazı önerilerimiz iki taraftaki kadın ve erkeklerin yaşamlarını belirlemeye devam eden konuların ele alınmasında toplumsal cinsiyet bakış açısının katılmasını sağlayabilir.

Avrupa Konseyi’nde konferans...

  • Soru: Araştırmalar kadınların çatışmalar sürecinde ve sonrasında sahada barışın inşasında aktif ve etkili olduğunu ve kadınların katıldığı resmi barış anlaşmalarının çok daha uzun ömürlü olduğunu gösteriyor. Haziran ayı sonunda GAT’ı temsilen iki akademisyen, siz ve Kıbrıs Üniversitesi’nden Doç.Dr.Maria Hadjipavlou, Avrupa Konseyi’nde kadınların Kıbrıs’ın geleceğine dair katkıları konusunda bir sunum yaptınız. Bu konuda da bilgi verir misiniz?
  • Prof. Dr. Mertan: İmzaya açtığımız “Kıbrıs’ta  sürdürülebilir bir çözüm sağlamak için kadınların barış antlaşmasına ve yeni anayasaya dahil edilmeleri deklarasyonu”nu Ocak 2017’de liderlere göndermiştik. GAT’ın çalışmalarını yakından takip eden kadın örgütlerinden International Alliance of Women (IAW) üyelerinden ve ayrıca Avrupa Konseyi Uluslararası Sivil Toplum Örgütleri (INGO) temsilcisi Dr. Anje Wiesinga 8 Ekim 2017 tarihinde bizimle iletişime geçerek deklarasyonu okuduklarını ve çalışmalarımızı bizden dinlemek istediklerini bildirmiş, IAW genel kurulunu 21-27 Ekim 2017 tarihlerinde Kıbrıs’ta yapma kararı aldıklarını, gelip bizimle bizzat tanışıp bize destek olmak istediklerini söylemişti. Daha sonra yaptığımız görüşmede, bize Kıbrıs’taki kadınların çalışmalarının Finlandiya delegasyonu tarafından Avrupa Konseyi’ne taşınabileceğini, bir yan etkinlik olarak, INGO çatısı altında bir konferans düzenlenebileceği anlatılmıştı. Konferansın başlığı “Women’s contribution to Global Peace inimplementing UN Security Council Resolution 1325 on Women and Peace and Security” yani “BM Güvenlik Konseyi’nin Kadın, Barış ve Güvenlik Hakkındaki 1325 sayılı Kararı’nın uygulanmasında Kadınların Küresel Barışa katkısı”olarak belirlenmişti. Konferansta 1325’in öncüsü sayılan BM emekli Büyük Elçisi Anwarul K. Chowdhury, Suriyeli aktivist Rajaa Altalli ve Kıbrıs’tan Maria Hadjipavlou ve ben konuşmacı olarak katıldık. Biz GAT çalışmalarını, 27 Haziran 2018’de sunduk. Ayrıca, tüm çalışmalarımızı özetleyen bir belgeyi önceden Avrupa Komisyonu üyelerine ulaştırmıştık. Bu vesileyle GAT’ın çalışmalarını takip eden uluslararası sivil toplum örgütleriyle direkt temas ettik ve ileriye dönük işbirliği olanaklarını da görüştük.

“Toplumsal cinsiyet bakış açısının yerleşmesi için çalışmaya devam”

  • Soru: GAT olarak bundan sonrası için neler yapmayı planlıyorsunuz?
  • Prof. Dr. Mertan: GAT feminist değerlere bağlı, insan, kadın, çocuk haklarını savunan, katılımcı demokrasi ve her türlü ayrımcılık ve şiddettin ortadan kalkması için sosyal adalete inanan bir ekiptir. Bu yaklaşımla toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarını ve karar alma mekanizmalarında toplumsal cinsiyet bakış açısının yerleşmesi için liderlerle ve danışmanlarıyla makro seviyede, diplomatlar ve BM İyi Niyet Misyonu ile mezo seviyede, sivil toplum örgütleri ve toplumla mikro seviyede çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.

 

 

Röportaj Haberleri