Önce Ocak ayını sevmemeye başlamıştım, bir ölümle gelen tiksintiyle.
Yalnız kalmanın ilk başlangıcıydı bu. Yıllar böyle geçip gitmişti.
Ardından Temmuz ayım bir sevinçle güzelleşirken, ikinci büyük acım Temmuz’u da kararttı. Yüreğimin tam ortasında kocaman bir delik açtı.
Eylül ayı en sevdiğim aylardandı. Yazın sıcak akşamlarına elveda derken kışa hazırlıkların başladığı, sanki yeni bir dönemin kapıcısı gibi geliyordu bana. Sonra üçüncü bir ölümle o aydınlık kapı, kara kapı olmuş, Eylül’ü de karaya boyamıştı.
Sırtımı güvenle, huzurla, dayayacağım biri yoktu artık.
Aralık; doğum günümdü. Özel günleri pek sevmememe rağmen yine de Aralık’tı işte. Yılın sonu. Soğuğun insana verdiği dinginlik.
O da bir ölümle dinginliğimi, kolumdaki desteği alıp götürmüştü benden.
Herkeste tüm ayların bir acısı vardır.
İster aileden olsun ister tanıdıklardan.
Neredeyse herhangi bir ay geçmiyor ki tanıdığımız birinin ölüm haberiyle karşılaşmayalım. Ölüm hep peşimizde, izimizde.
Benim için Şairliği, öğretmenliği yanında Leymosunluluğu ve tertemiz yüreğiyle bir insandır Filiz Naldöven.
Hani hangi renge benzetirsin deseler, ikiletmeden “mavi” derdim.
Gökyüzü kadar geniş, deniz kadar derin bir maviliktir Filiz Naldöven.
Ölümün belli bir zamanı yok işte, “zamansız” deyip kelimelerimizi yüreğimize gömerken. Onun yüreği, onun dili, onun duruşu, onun şiirleri hep mavi.
Adını “filiz” koyduklarında bilmezdi ölümsüz olacağını.
Adı gibi her yerde filiz atmaya başlamıştır, ölüme, bedenine inat.
Toprakta yeni bir filiz açtı, unutulmamak adına yeni bir yolculukta...
Seni, kadim dostum şair, araştırtmacı yazar Bülent Fevzioğlu’nun senin için yazdığı bir şiirle ölümsüzlüğe uğurluyorum güzel insan...
“(şairler küskün gider… böyledir teamülü)
yorgun düşüp bir filiz kırılırken toprağa
önce şiir yürüdü
ilâhi suskunluğa…
git gide çoğalırız öteki âlemlerde
ya kim bilir kaç şiir
kalmıştır elimizde…
tekerrür bir yangın bu kendi külünde her can
her ömür keskin bıçak
iç zamanını yontan…
şairler küskün gider… böyledir teamülü
çok erken çekenler var üstüne örtüsünü…
kapı eşiğinde ses ve büyüyen bir gölge
sızıyor usul usul
bu şiir üstüne de…”