Töre’nin ‘kumandası’na kim dokundu, bilmiyoruz!..
Tahmini ‘hava’ durumuna da gerek yok aslında…
Saray dolaylarından ‘şimşek’ yüklü bulutları anlamak kolay.
***
‘Ulusal” bir güçle kaynattı, Kıbrıs sorununa dair “hamaset” çorbasını!..
Eski “öcü” masallarını anlattı!..
- ‘Bizi HAM yapacaklar…’
Eski ‘masallar’a kananlar dahi, başka bir dünyanın farkına vardı çoktan!..
***
Serdar Denktaş’a çıkıştı ‘vekili’:
“Bölünmez tek egemenlik asla kabul edilemez…”
Öyle ya, egemenlik de “peksimet” !..
Bölüneni var…
Bölünmeyeni (!)
***
“Girit”e uzanan “korku” çığlıklarının ardından, faturayı da Dışişleri Bakanı Özdil Nami’ye kesmez mi?
İş karıştırıyormuş!..
‘Dışişleri Bakanı’ dediğin ne ki (!)
Törenlerde çelenk koyacak, Ercan’da konuk karşılayacak falan (!)
***
İyi de “Tek Egemenlik, Tek Yurttaşlık, Tek Uluslararası Kimlik” diye masaya oturan ‘görüşmeci’, toplum lideri Eroğlu’na niye laf yok ki?
Ya da Türkiye’nin Dışişleri Bakanı adaya geldiğinde…
Birleşmiş Milletler’in özel danışmanı ile görüştüğünde…
Tüm bu ilkeler yeniden teyit edildiğinde…
Neredeydi, 1571’lerin efendisi Töre?
***
“Halkımız ciddi endişe içindeymiş!..”
Evet öyle de, endişe, bu kapalı kutuda kapana kısılmak, sadece…
Zam, hamaset, paket, yalan, talan ve on yıllardır değişmeye bu ‘vizyon’un endişesi var yüreklerde…
Dünyaya doğru bir kapı aralansın yeter ki, siz görünüz bakalım, nasıl da koşa koşa gidecek onca insan…
Hem yaşayarak gördük, adanın kuzeyinde “tek” egemenliği de, “çift” kimliği de, iradeyi de, erki de…
***
Diyor ki, “Sayın Özdil Nami Türk halkına baldıran zehri içirecektir…”
Senelerce “balı tutan parmağını yalar” zehrini içtikten sonra bu halk…
İş insanı, esnafı, eğitimcisi, öğrencisi, emeklisi, işçisiyle anlamıştır gerçeği….
Kıbrıs sorununu çözmek, dünyayla buluşmak ve uluslararası hukuk içerisine girmektir çare…
Siz değil, yani!..