Sosyal medyada bir kesim var.
Gelecek için bana umut veriyor!
Tek yaptıkları, yarınına dair barış, işbirliği, ortak Kıbrıs ülkesi ideali içeren mesajları izlemek, ‘karşıt’ yorumlara girişmek, ortamı zehirlemek, gerginlik yaratmak!
Niye ‘umut’ veriyorlar peki?
Çünkü görüyorum ki yalnızlar!
Tek tek sayıyorsunuz bu isimleri...
Ve zamanla aldırmıyorsunuz…
Kimse de aldırmıyor, bunu görüyorsunuz...
‘Eski’yi anlatıyorlar!
Köhneliği!
Akıl dışı milliyetçiliği!
Gençlik yok yanlarında, ‘yarın’ yok...
Şoven sözcüklerle örülmüş bir ağın girdabından hayata saldıkları zehir pek de öldürücü olamıyor artık!
* * *
Senelerdir zihinlerde bölüyorlar yurdumu.
“Türk”le kodluyorlar ne varsa ve “Rum”la!
Adaya sonradan gelen ve geleceğini bu coğrafyada görenlerin “biz de Kıbrıslıyız” isyanıyla büyüdüklerini dahi görmezden gelerek, inatla şeytanlaştırıyorlar bir kimliği!
O nedenle “saatler” dahi bölünüyor zaten!
- “Türk saati” dedirtmek için...
Ve “Rum saati…”
Ne varsa “bölmek” için!
* * *
Elbette bahaneleri çok tabii…
Türkiye bankaları ile finansal bağlarımız varmış da!.. Uçaklar ilk oraya konuyormuş da!.. Öğrenciler geliyormuş da!
Öyle ya Almanya’da daha az Türk var (!)
Ya da İngiltere’ye uçmuyor Türk Hava Yolları, Avrupa’da da şubesi yok Türkiye’den hiçbir bankanın (!)
Öğrencilerin tümü de Kıbrıs’a gelmiş (!)
Hatta ‘borsa’nın kalbi Girne’de atıyor (!)
* * *
Avrupa’ya uyumu “Rum’u mu istiyorsunuz Türk’ü mü” üzerinden köpürtüyorlar ya!
Tam bir acizlik hali…
Dünya saati bu dünya!
Ve bir coğrafyan var senin, unutma!
Pas tutmuş beyinlerin eşlik ettiği göz kapakları biraz aralanabilse, görebilecekler…
Ama yok… Olmuyor! Olamıyor!
* * *
Hiç şaşmayınız trafiğin yönünü de değişirse bunlar!
“Deniz altından elektrik gelirken yolunu şaşıracak” diyerek… “Köprü projesi de hazır” hayaliyle böbürlenerek...
İtiraz edene laf hazır nasılsa:
“Siz Rum’a mı uymak istiyorsunuz, Türk’e mi yoksa?”