Gülsün Işısal
Email: gulsunisisal@hotmail.com
Son yıllarda Kıbrıs’ın kuzeyinde artış gösteren karayolları tafik kazaları ve geçtiğimiz haftalar içerisinde yaşanan ölümcül ve trajik sonla sonuçlanan trafik kazaları bu konu hakkında araştırmalara dayalı bir yazı yazmama sebep oldu.
Gelişmekte olan bir ada ülkesi olarak, çeşitli alanlarda olduğu gibi trafik kurallarına uyulması ve caydırıcı trafik cezalarının yürürlüğe konulması hususlarında yeterli toplumsal bilinci ve duruşu gösteremiyoruz.
Trafik kazaları Kıbrıs Türk toplumu için sıklıkla gözlenen önemli bir toplumsal problem haline gelmiştir. Özellikle, trafik kazalarında suçsuz yere hayatlarını kaybeden gençlerin ve bireylerin sayılarının artması, öncelikle bu kişilerin kendilerinin ve ailelerinin hayatlarını derinden etkilemekte, aynı zamanda da suçsuz birinin hayatını kaybetmesine sebep olan kişilerin de hem kendilerinin hem de ailelerinin hayatlarını psikolojik ve sosyal açıdan olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısı ile toplumsal bir sorundan bahsediyoruz.
Bir sosyolog olarak, trafik kazaları yapan kişilerin bu kazaların gerçekleşmesindeki tek etken olduklarını düşünmüyorum.Uygulanmakta olan ehliyet sınavlarının yeterliliği, kimlerin ehliyet alabileceği konusundaki kriterler, altyapının yani yolların uygunluğu ve trafik cezalarının yeteri kadar caydırıcı olup olmadığı, üzerinde önemle durulması gereken konulardır.
Bu konuyla ilgili olarak, ilk olarak dünyadaki duruma sonra da Kıbrıs’ın güneyi ve kuzeyindeki trafik kazaları nedenlerinin ve oranlarının akademik çalışmalardaki değerlendirmelerine bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
2004 yılı Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre, karayolları trafik kazalarında her yıl dünya çapında 1.2 milyon kişinin öldüğü ve 50 milyondan fazla kişininde yaralandığı belirtlilmiştir (1). Bazı çalışma tahminlerine göre de karayolları trafik kazaları 2020 yılında hastalıklardan sonra dünyanın üçünçü büyük küresel yükü haline gelecektir (2). Her gün gençlerin ve çocukların karayolları trafik kazası geçirme riski ile yüz yüze olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Gerçekleşen trafik kazalarının toplumu çeşitli yönlerden etkilediği aşikardır. Trafik kazalarından bireyler, aileler ve ülkeler olumsuz yönde etkilenmektedirler. Trafik kazası mağdurlarının ya olay mahalinde yada hastanelerde hayatlarını kaybettikleri görülmektedir. Hayatta kalanlar ise, çeşitli yaralar ya da kalıcı fiziksel ve psikolojik izler taşıyarak hayatlarına devam etmektedirler.
Trafik kazaları mağdurları bazen yolcular bazen de yayalar olabilmektedir. Bazı kazalarda sürücülerin kendileri, trafik kazalarının nedeni olabilmektedirler. Böyle durumlarda sürücülerin yalnızca kendileri değil, aileleri ve hatta toplum da çeşitli yönlerden mağdur olmaktadır. Kazaların iş gücü kaybına da neden olduğu ve pek çok ülkenin ekonomisi üstünde de olumsuz etkilerinin tespit edildiği belirtilmiştir. 2002 yılı verilerine göre, karayolları trafik kazalarının dünya çapında 518 milyar dolar zarara mal olduğu hesaplanmıştır (3). Şu an dünya çapında, trafik kazaları gençlerin yaşadığı en önemli sorunlardan biri olarak tespit edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 15-44 yaş yaş arası genç ve yetişkinlerin %50’den fazlası trafik kazaları sonucu hayatlarını kaybetmektedirler (1).
Kıbrısla ilgili duruma bakacak olursak, yol kazalarının en önemli toplumsal problemlerden biri olduğu aşikardır. 2007 yılı polis raporlarına göre 2,302 kişi karayolu trafik kazası geçirmiştir. Bunlardan 2,155 kişisi ciddi veya önemsiz sayılabilecek yaralanmalarla hayatta kalmayı başarabilmiş fakat 89 kişi hayatını kaybetmiştir. Yol güvenliği konusu, Avrupa Birliği’nin de üzerinde önemle durduğu bir konudur. Bu konuyla ilgili olarak Avrupa Birliği’nin çeşitli hedefleri vardır. Bu hedeflerden biri de ortalama her 1,000,000 kişi de 8.7’sinin yol kazalarında hayatlarını kaybetme oranını 5’e düşürülmesidir ki bu oran Kıbrıs’ta 11.2 olarak çok yüksek kabul edilmektedir (4).
Toplum içindeki bazı grupların ise karayollarında kaza yapma riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu gruplar arasında yayalar, motorsiklet kullananlar ve bisiklet kullananlar yer almaktadır. Bahsedilen gruplar içerisinde de en çok mağdur olan kişiler 15-24 yaş arası gençlerdir. Kıbrıs’taki yol kazalarının en sık gözlenen nedenleri ise hız, dikkatsiz araba kullanımı ve alkollü araba kullanımıdır. Kıbrıslı Rumların yol kazaları oranlarına bakılacak olursa, kazaların % 30’unu 25 yaş altı gençlerin yapmakta olduğu görülmektedir. Kıbrıslı Türklerle ilgili yapılan anket çalışmasında da benzer sonuçlar gözlenmektedir. Buna göre; iki yıllık süre içerisinde (2007-2008) 31 yaş ve üstü yol kazası yapan Kıbrıslı Türklerin oranı %13.8 iken bu oran 18-23 yaş gençler arasında %28.6 ve 24-30 yaş arası gençler arasında %27.4 ile ikiye katlanmaktadır (4).
Yukarıdaki istatistiki ve bilimsel sonuçlarında gösterdiği gibi, Kıbrıslı gençlerin yol kazaları yapma oranları oldukça yüksektir. Bu veriler ışığında, açıkca görülen bu toplumsal problemin, çeşitli sosyo-politik ve kültürel araştırmalar aracılığıyla nedenlerinin daha derinden incelenip, konuyla ilgili çözüm odaklı sosyal politikar üretilmesi gerekmektedir.
-------------------------------------------------------------------------
1- World Health Organization (2004), ‘World report on road traffic injury prevention’, retrieved from http://whqlibdoc.who.int/publications/2004/9241562609.pdf
2- Khan, M. H. Ahmed, I. ZIA, N. Babar, T. S. & Babar, K. S. (2007). Road traffic accidents: study of risk factors. Professional Medicine Journal, 14 (2). 323‐327.
3- Ameratunga,S., Hijar,M. & Norton,R. (2006). Road‐traffic injuries: confronting disparities to
address a global‐health problem. The Lancet Journal. Vol. 367 No. 9521 pp 1533‐
1540 Retrieved from www.thelancet.com or
http://www.sciencedirect.com.ezproxy.lib.ucalgary.ca/science
4- UNDP, (2009), 'Cyprus Human Development Report’, published by University of Nicosia Press, Cyprus