“Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel ve etik temelli bir trafik güvenliği sistemi hiç oluşturulmadı. Dünya bilgi ve tecrübeleri son yüz yıldır gelişme gösterirken, gelmiş geçmiş tüm hükümetler ne yazık bu dünya bilgi ve tecrübelerini hep yok saydılar. Değişim zamanı geldi de geçiyor”
“Babamı 61 sene önce trafiğe kurban verdim. Ben bu acıyı 61 senedir yaşıyorum ve ölene kadar da bu acı bitmeyecek. Başkalarının bu acıları yaşamasını istemiyorum. Biz bunun için çalışıyoruz. Bu yolda inandığımız bir vizyon var, bu da trafik güvenliğinin Kıbrıslı Türkler’e sağlanmasıdır. İsteksizlik, umursamazlık, bilinçsizlik ve engellemelere rağmen trafik güvenliğinin Kuzey Kıbrıs’a gelmesi için ısrarlıyız, çalışmaya devam edeceğiz, durmayacağız”
“Son 9 ayda, Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Sistemi’ni kurmak için gereken ortam, donanım ve inisiyatif maalesef oluşturulamadı. Çok üzülerek söylemek isterim ki, tüm bunlar yokken trafik güvenliğinin mevcut bakanlık yönetimiyle oluşturulabileceğine dair umudum yoktur. İnşallah beni yanıltırlar”
“Biz herhangi bir paydaş değil, uzman danışman ekip olarak bakanlıktaydık. Özellikle son altı ay içinde çok yoğun çalışmalar yaptık, ancak bakanlık ürettiğimiz kritik projelerin topluma hizmet edecek aşamaya taşınması için hiçbir inisiyatif almadı, uzman grubun önünü açmak yerine, tam aksine, tüm uyarılara rağmen, uzman grup yalnızlaştırıldı”
Ödül AŞIK ÜLKER
Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde 40 yılı aşkın süredir trafik ve ulaştırma uzmanı olarak görev yapan Kıbrıslı Türk Trafik Mühendisi Taner Aksu, trafik güvenliğinin önemine vurgu yaparak, Kuzey Kıbrıs’ın hiçbir zaman trafik güvenliği programı olmadığına dikkat çekti.
“Trafik güvenliği sistemi oluşturulurken yeniden keşfedecek bir şey yok” diyen Aksu, “Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel ve etik temelli bir trafik güvenliği sistemi hiç oluşturulmadı. Dünya bilgi ve tecrübeleri son yüz yıldır gelişme gösterirken, gelmiş geçmiş tüm hükümetler ne yazık bu dünya bilgi ve tecrübelerini hep yok saydılar. Değişim zamanı geldi de geçiyor” diye konuştu.
Trafikte Kazasız Yaşam Derneği (TRAKAYAD) kurucu ve onursal başkanı Taner Aksu,
trafik güvenliği ve ulaştırma sistemini kurmak için Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde uzman danışman ekip olarak yaptıkları çalışmaları “ortam, donanım ve inisiyatif” olmadığı için sona erdirdiklerini de ifade ederek, şunları söyledi:
“Biz herhangi bir paydaş değil, uzman danışman ekip olarak bakanlıktaydık. Özellikle son altı ay içinde çok yoğun çalışmalar yaptık, ancak bakanlık ürettiğimiz kritik projelerin topluma hizmet edecek aşamaya taşınması için hiçbir inisiyatif almadı, uzman grubun önünü açmak yerine, tam aksine, tüm uyarılara rağmen, uzman grup yalnızlaştırıldı.”
Uzun yıllardır Kuzey Kıbrıs’ta trafik güvenliği için uğraş veren Aksu, babasını 61 yıl önce trafiğe kurban verdiğini belirterek,“Ben bu acıyı 61 senedir yaşıyorum ve ölene kadar da bu acı bitmeyecek. Başkalarının bu acıları yaşamasını istemiyorum. Biz bunun için çalışıyoruz. Bu yolda inandığımız bir vizyon var, bu da trafik güvenliğinin Kıbrıslı Türkler’e sağlanmasıdır. İsteksizlik, umursamazlık, bilinçsizlik ve engellemelere rağmen trafik güvenliğinin Kuzey Kıbrıs’a gelmesi için ısrarlıyız, çalışmaya devam edeceğiz, durmayacağız” diye konuştu.
Soru: Mayıs ayında Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek trafik güvenliği konusunda geç kalınmış adımların atılacağını, trafik güvenliği ve ulaştırma sistemi ile ilgili tüm çalışmalarda sizin başkanlığınızdaki uzman ekibin tam yetkili danışman olduğunu açıkladınız. Ancak geçtiğimiz günlerde TRAKAYAD olarak yazılı bir açıklama yaparak bakanlık bünyesindeki çalışmalarınızı sonlandırdığınızı duyurdunuz. Ne oldu da bu noktaya gelindi?
Aksu: Sizin de söylediğiniz gibi, TRAKAYAD’ın açıklamasıyla bu görevden ayrıldığımızı ve nedenlerini duyurduk, bu röportajda bunun nedenleri üzerinde çok fazla durmak istemiyorum. Kısaca şunları söylemek isterim, 30 yıl sonra ilk defa bir bakan, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sayın Tolga Atakan, göreve gelir gelmez bizimle temasa geçip trafik güvenliği ve ulaştırma sisteminin oluşturulması için uzmanlığımızdan yararlanarak bizimle birlikte çalışmak istediğini söyledi. Bu trafik güvenliği açısından bizi inanılmaz mutlu etmiş ve umutlandırmıştı. Mayıs ayında Sayın Atakan’ın da açıkladığı gibi, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda uzman danışman grup olarak görev alırken esas amacımız bakanlık bünyesinde, trafikte hayat kurtaracak ve ciddi yaralanmaları önleyecek bir Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Sistemi’nin oluşturulmasını sağlamaktı. Ancak mevcut Trafik Dairesi’nde trafik mühendisi veya trafik mühendisliği bilgisi yani trafik güvenliğini sağlayacak donanım yoktur. Bu yüzden, dairenin adının Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Dairesi olması düşünülmüştü ve bu da değişimin başlangıcı olacaktı. Bu değişim çalışmasının kapsamını Sayın Bakan Mayıs ayı başında düzenlediği basın toplantısında açıklamıştı. Sayın Atakan, Trafik Dairesi’nin söz konusu çok önemli ve gerekli değişimin en kritik öğesi olduğunu vurgulayarak, “Trafik Dairesi’nin doğru oluşumu sağlanırken, buna bağlı olarak Trafik ve Ulaştırma Hizmetleri Komisyonu için gerekli çalışma sistemi tayin edilerek uygulaması yapılacaktır” demişti. Bu değişim niyeti mayıs ayında kamuoyu ile paylaşılmıştı ama çalışmalarımız daha önceden başlamıştı. Son 9 ayda, Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Sistemi’ni kurmak için gereken ortam, donanım ve inisiyatif maalesef oluşturulamadı. Çok üzülerek söylemek isterim ki, tüm bunlar yokken trafik güvenliğinin mevcut bakanlık yönetimiyle oluşturulabileceğine dair umudum yoktur. İnşallah beni yanıltırlar.
“Biz herhangi bir paydaş değil, uzman danışman ekibiz”
Biz herhangi bir paydaş değil, uzman danışman ekip olarak oradaydık. Özellikle son altı ay içinde çok yoğun çalışmalar yaptık, ancak bakanlık ürettiğimiz kritik projelerin topluma hizmet edecek aşamaya taşınması için hiçbir inisiyatif almadı, uzman grubun önünü açmak yerine, tam aksine, tüm uyarılara rağmen, uzman grup yalnızlaştırıldı. Bakanlığın “trafik güvenliği” için uygulamaya koyduğu bazı projelerden basın aracılığıyla haberdar olduk. Haspolat’taki yaya geçidi konusundaki uygulamalar da buna örnektir. Kısacası trafik güvenliği için ortaya koyduğumuz tüm çabanın önü kapandı ve dolayısıyla bakanlık çatısı altındaki gönüllü görevimizden ayrıldık.
“Hazırladığımız tüm projelerin arkasındayız”
Soru: Haspolat’ta sizin trafik güvenliği için ürettiğiniz projenin içeriği neydi?
Aksu: Uzman danışman grup olarak biz bakanlığın Haspolat yaya geçidi ile ilgili kararından yaklaşık üç hafta önce kendilerine hemzemin bir tasarım iletmiştik. Üstelik bu tasarımda karar kılarken üç değişik alternatifi değerlendirmiştik. Uzmanlar olarak önerdiğimiz tasarımda o noktada gereken trafik güvenliği seviyesini en üst düzeyde sağlayabilmek için çeşitli teknik unsurları da bir araya getirmiştik ancak bakanlık bunu tartışmaya gerek duymadan, kendi inisiyatifiyle başka bir “çözümü” uygulamaya koydu.
Bakanlık’taki görevimizden ayrıldık ancak şunu çok açıkça söylemek isterim ki bakanlık bünyesinde hazırladığımız tüm projelerin arkasındayız. Bu projelerden bazıları “Dr. Fazıl Küçük Bulvarı yol ve kavşak düzenleme projeleri”, “AB müktesebatına uyum çalışmaları”, “şehirlerarası yollarda kavşak düzenlemeleri ve aydınlatmaları”, “Demirhan Kavşağı ve yaya geçidi geliştirme projesi”, “sigorta sisteminin çağdaş hale getirilmesi”, “trafik levhaları ve işaretlerinde standardlaşma” ve “trafik sinyalizasyon tesisleri özel teknik şartnamesi”dir. Güngele bunlar uygunlanmaya karar verilirse TRAKAYAD uzman ekibi olarak dıştan destek vermeye her zaman hazırız. Trafik güvenliği konusundaki ümidimiz ölmedi. TRAKAYAD olarak trafik güvenliği için, bakanlık bünyesindeki çalışmalarımızdan önce olduğu gibi, bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz.
“Trafik güvenliği olmadığı sürece ölümler ve çarpışmalar durmayacak”
Soru: Bundan sonra ne gibi çalışmalar yapacaksınız?
Aksu: Şahsen ben, 29 senedir trafik güvenliği için elimden gelen her türlü çabayı göstermekteyim. TRAKAYAD olarak yıllar içerisinde trafik güvenliği konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra, trafik güvenliğinin nasıl oluşabileceği konusunda çözüm önerilerimiz de oldu ve olmaya devam edecek. Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Dairesi’nin oluşturulması ve trafik güvenliği oluşumunu sağlayacak 7E için çabalarımızı sürdüreceğiz. Trafik güvenliği olmadığı sürece ölümler ve çarpışmalar durmayacak.
Belediyelerle çalışmalar...
Bu çabalar çerçevesinde yıllardır, Mağusa, Lefkoşa ve Alsancak belediyeleri gibi bazı belediyelerle zaten yakın çalışmalarımız vardı ve bu çalışmalar bugün de devam etmektedir. Mağusa ve Alsancak belediyeleri trafik güvenliği hususunda çalışma grupları oluşturmak için bizden uzman desteği alıyor. Lefkoşa Belediyesi’yle de daha önce başlayan ancak kesintiye uğrayan çalışmalarımızın yeniden başlaması için temas ve çalışmalarımız var. Trafik güvenliği konusundaki girişimlerinden dolayı Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter’i, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı ve Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser’i tebrik ve takdir eder, sizin aracılığınızla TRAKAYAD ile işbirliklerinden dolayı da teşekkürlerimi iletmek isterim.
Başka bazı belediyelerle de temaslarımız var. Yardım isteyen tüm belediyelere gönüllü olarak uzman desteği vermeye her zaman hazırız. Bu çalışmalar neticesinde verimli sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Eğitim konusunda Eğitim Bakanlığı ve denetim konusunda da polis teşkilatıyla yakın çalışmalarımız var.
7 E...
Soru: Trafik güvenliği sisteminin eğitim (Education), denetim (Enforcement), mühendislik (Engineering) , acil hizmetler (Emergency response), açığa çıkarma (Exposure), değerlendirme (Evaluation) ve teşvik (Encouragement) yani 7E’ye dayalı olması gerektiğini hep dile getiriyorsunuz ve eğitim, denetim ve mühendisliğin önemini her zaman vurguluyorsunuz. Denetim konusunda son durum nedir? Hız kameraları bunun neresinde?
Aksu: Trafik güvenliği sistemi oluşturulurken yeniden keşfedecek bir şey yok. Bilimsel ve etik temellerde topluma hizmet veren bir trafik güvenliği sisteminin olmadığı ülkemizde eğitim ve mühendisliğin varlığından da söz etmek mümkün değil.
7E’den, istenilen seviyede olmamakla birlikte, elle tutulur olan denetim ve acil hizmetlerdir. Dünyada hemen hemen bütün gelişmiş ülkelerdeki denetim sistemi, ne üzücüdür ki, ülkemizde yoktur. Denetimde en büyük zaafımız hız kameralarını denetim olarak görmemizdir. Kameralar 15-30 metre içerisinde hız denetimi yapar. Bakanlıktaki görev süremiz boyunca trafik kameralarının nasıl kullanılması gerektiği, tuzak niteliğinden çıkarılması gerektiği konusunda da detaylı bir rapor hazırlamış ve sunmuştuk. Kameralar bilimsel, maksada uygun kullanılırsa denetimin sadece küçük bir kısmıdır. Sabit kameraların yaptığı denetim denetimin tümü değildir. Kameralar amaca hizmet edecek şekilde kullanılmak isteniyorsa bazı standardlar olmalıdır. Örneğin kamera öncesince halk arasında tırtır olarak bilinen üç set sarsma bandı olmalı, tüm kameralar sorunlu noktaya belirli uzaklıkta olmalı, kameraların tümü aynı şekilde tabelalandırılmalı, kameraların üzerine uyarı yapan sarı ışık konmalı yani her kameranın görünürlüğü sağlanmalıdır. Amaç para almak değil, insanların o noktadan istenilen hızda geçmesini ve trafik güvenliğini sağlamak olmalıdır. Kuzey Kıbrıs’ta bu sağlanamamıştır.
Otoyollarda devriye uygulaması da olmalıdır. Hız kameraları sadece kameranın olduğu noktada hızı denetleyebilir ama sürücülerin alkol veya uyuşturucu alıp almadığını, telefonda konuşup konuşmadığını denetleyemez. Otoyol devriyesi sadece suçlu yakalamak için değildir, yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek için de gereklidir.
“Ölümleri ve kalıcı sakatlıkları önleyebilmek için detaylı bilimsel raporlar hazırlanmalı”
Denetim sisteminin geneline bakacak olursak, polis örgütünün yapması gereken çağdaş, koruyucu ve caydırıcı denetim de eksik veya amaca hizmet etmeyecek şekilde yapılıyor. Denetim, bugüne kadar olduğu gibi, sadece ceza odaklı ve çoğunlukla trafik hız kameraları gibi teknolojik gereçlere devredilmiş bir anlayışla yapılamaz. Trafik polisinin radar kullanımı ve diğer denetimleri de istikrarlı olmadığı ve gelişi güzel olduğu için amaca hizmet etmiyor, çünkü halkta otorite hissi sağlamıyor. Trafik polislerinin çalışma şeklinin trafik güvenliğine olumlu yansıyacak şekilde temelden yeniden organize edilmesi gerekiyor. Ölümleri ve kalıcı sakatlıkları önleyebilmek için her ciddi çarpışmadan bir ders çıkarılmalı, bunun için de detaylı bilimsel raporlar hazırlanmalıdır. Böyle raporların hazırlanması için eğitilecek tahkikat uzmanı polisler yanında ilgili diğer dallarda uzman olan kişilere de ihtiyaç vardır. Bizim TRAKAYAD olarak polisle yıllardır, 20 seneden fazla zamandır, iyi ilişkilerimiz var. O dönemde trafik polislerine eğitimler verdik, yöneticiler değişince bazı çalışmalarımız durdu. Şimdi bunları yeniden hayata geçirmek istiyoruz.
Eğitim...
Soru: 7E’den bir diğeri de eğitim. Müfredata girmesi için hazırladığınız trafik güvenliği eğitimi kitapları neden hala kullanılmıyor?
Aksu: Sürekli, interaktif ve yaşa uygun şekilde örgün trafik güvenliği eğitimi Kuzey Kıbrıs’taki okullarımızda maalesef yok. Sayın Arabacıoğlu Eğitim Bakanı’yken kendisiyle defalarca görüştük, kendisi bu konuda çok istekli ve kararlıydı. Avustralya’daki trafik güvenliği eğitimini örnek aldık ve Kuzey Kıbrıs’a uyarladık. Uzunca bir süre uğraştık ve anasınıf, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıfların müfredatlarında olması gerektiğine inandığımız eğitim kitaplarının ilk ikisini Telsim’in desteğiyle bastırdık, o dönemde bakanlığa teslim ettik, kitaplar okullara gönderildi ama bu eğitim için gönüllü öğretmenler arandı. Öğretmenlerin eğitilmesi ve kitapların mutlaka maksada hizmet edecek şekilde müfredata girmesi gerekir. Mevcut Eğitim Bakanı Sayın Cemal Özyiğit ve ekibi de trafik eğitiminin müfredata girmesi konusunda isteklidir ve bizimle bu konuda çalışmaktadır. Bu çalışamlarımız da devam etmektedir.
Diğer yandan, ehliyet sistemi de mevcut şekliyle ne denetleyici, ne de eğiticidir. Dünyanın en geri kalmış, amaca hizmet etmeyen ehliyet sistemi Kuzey Kıbrıs’tadır. Şoför okulları birlikleri ile de temasımız vardır, bundan sonra nasıl çalışılacağı konusunda birlikte bir yol haritası hazırladık. Bu çalışmalar bakanlığın yaklaşımları sonucu sekteye uğramış olmasına rağmen bizim şoför okullarıyla çalışmalarımız devam edecektir.
Trafik mühendisi kimdir, trafik mühendisliği nedir?
Soru: 7E’den biri olan mühendislik yani trafik mühendisliği konusunda yeterli donanıma sahip olunmadığını belirtiyorsunuz. Trafik mühendisi kimdir, trafik mühendisliği nedir?
Aksu: Trafik mühendisliği trafik güvenliğinin en önemli unsurlarından biridir. Her mühendis trafik mühendisi değildir. Bir trafik kitabı okumakla, bir sömestr bir ders almakla, birkaç saatlik veya birkaç haftalık bir kursa katılmakla trafik mühendisi olunmaz. Trafik mühendisliği inşaat mühendisliğinin çok özel bir dalıdır. Gelişmiş ülkelerde trafik mühendisliği diploması sahibi olmak da yeterli değildir, belli bir süre deneyim kazandıktan sonra trafik mühendisi ünvanına sahip olunabilir. Trafik mühendisliği insanların, canlıların, malların bir noktadan bir noktaya güvenli ve en iyi şekilde ulaştırılmasını sağlar. Trafik mühendisliğinin olmaması hiçbir çözüm unsurunun, trafik güvenliği sisteminin toplum menfaatine hizmet edecek şekilde yapılmadığının göstergesidir. Kuzey Kıbrıs’ın hiçbir zaman trafik güvenliği programı olmamıştır.
“Kuzey Kıbrıs’ta acil hizmetlerde gelişme var ama...”
Kuzey Kıbrıs’ta bir trafik güvenliği sistemi mutlaka kurulmalı, bu da eğitim, denetim ve mühendislik temelleri üzerine inşa edilmelidir. 7E’den bir diğer önemli unsur olan acil hizmetlerin de hayat kurtarmayı ön planda tutacak şekilde diğer çözüm unsurlarıyla uyum içinde çalışması şarttır. Kuzey Kıbrıs’ta acil hizmetlerde gelişme var, insanlar da ambulansa yol vermeyi öğrenmeye başladı ama acil hizmetleri tek başına iyileştirmek yeterli değildir. Diğer unsurlar eksik olursa acil hizmetler sadece yollardan yaralıları ve ölüleri toplar. Trafik güvenliği sistemi bir bütündür.
7E’den bir diğeri de açığa çıkarmadır ki bu da trafik güvenliği için gereken verilerin detaylı şekilde incelenebilmesi, sorunun ilgili birimlerle birlikte ortaya çıkarılması ve eksikliklerin belirlenmesiyle ilgilidir. 7E’den bir diğeri de değerlendirmedir. Yapılan tespitler değerlendirilir, gereğinin yapılması sağlanır, uygulamada işlerliği denetlenir, doğruların yapılmaya devam edilmesi teşvik edilir, gerekirse ayarlamalar yapılabilir.
Trafik Güvenliği Komitesi...
Soru: Mecliste bir Trafik Güvenliği Komitesi kurulmuştu ancak hükümet değişikliği sonrasında komite ortadan kalktı. Şimdi yeniden kurulma çalışmaları olduğuna dair bilgiler var. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Aksu: Biz komiteye gönüllü olarak destek vermiştik. Benimle birlikte, trafik mühendisliği konusunda donanımlı Hüseyin Sevay ve Mehmet Kunt bu komitede çalıştı, toplantılar yaptık, çalışmaları denetledik, inceledik ancak bitirme aşamasında hükümet değiştiği için komite çalışmaları durdu. Yeni hükümetin oluşmasıyla komitenin yeniden kurulması gerekiyor. Meclis Başkanı ve Başkan Yardımcısı’na da bu konuda iki kez mektup yazdık, komitenin yeniden kurulmasını beklediğimizi belirttik ve bu komitenin yeniden canlandırılmasının önemine dikkat çektik. Aldığımız son bilgilere göre komitenin yeniden kurulması için çalışmalar başladı, biz eskisi gibi komiteyle gönüllü olarak çalışmaya memnuniyetle hazırız.
“Trafikteki ölüm oranı AB oranının 2.5 katıdır. Bu kriz değil de nedir?”
Soru: Rakamlar ne diyor?
Aksu: 1975’ten bu güne 1932 insanımızı trafiğe kurban verdik. Sadece 2008-2017 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde toplam 378 insanımızı trafikte kaybettik. Demek ki, son 10 yılda her yıl ortalama 38 insanımız Kuzey Kıbrıs trafiğinde hayatını kaybetti. Geçmişte bu rakam 40’ın üzerindeydi. Ancak, araçlardaki teknolojinin ilerlemesi ve emniyet kemeri kullanımının çok az da olsa yaygınlaşmasıyla kayıplar 40’ın altına düştü, fakat yıllık ölüm rakamları 35 civarında sabitlenip duruyor. Çarpışma sayısı pek değişmedi, ancak ölüm sayısında azalma var. Haftada ortalama 70 civarında çarpışma oluyor ki bunlar sadece polis kayıtlarına geçen çarpışmalardır.
Son on yıllık ortalamaya göre, 300 bin kişilik toplam nüfusa göre, her 100 bin kişi başına Kuzey Kıbrıs’ta trafikte meydana gelen ölüm oranı yaklaşık 13 kişidir. AB genelinde ise 2015 yılında her 100 bin nüfusa düşen ölüm oranı 5.1, İsveç’te 2.6, Birleşik Krallık’ta 2.7 ve Kıbrıs’ın güneyinde ise 6.7 kişi idi. Yani, ülkemizdeki trafikteki ölüm oranı AB oranının 2.5 katıdır. Bu kriz değil de nedir?
“Değişim zamanı geldi de geçiyor”
Kıbrıs’ın kuzeyinde bilimsel ve etik temelli bir trafik güvenliği sistemi hiç oluşturulmadı. Dünya bilgi ve tecrübeleri son yüz yıldır gelişme gösterirken, gelmiş geçmiş tüm hükümetler ne yazık bu dünya bilgi ve tecrübelerini hep yok saydılar. Değişim zamanı geldi de geçiyor.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da trafik konusuna dikkat çekti. Duyduğum zaman heyecanlandım. Sayın Akıncı, 1983 yılından günümüze kadar 1374 ölümlü kazada 1595 kişinin trafiğe kurban verildiğini, 40 binden fazla insanın da yaralandığını söyledi ve 1974’te savaşta daha az insan öldüğünü belirtti. Geçmişte Sayın Cumhurbaşkanı’yla görüşmeler yaptık, bazı sözler aldık, trafik güvenliği ile ilgili paydaşları bir araya getirerek bilimsel ve etik çözümlerin hayata geçirilmesine aktif olarak destek vereceğini söylemişti. Sayın Akıncı’nın Cumhurbaşkanı olarak sadece durum tespiti yapması yetmez, trafik güvenliği konusunda inisiyatif alması ve yetkililere trafik güvenliği konusunda adım atmaları yönünde baskı yapması da gerekir.
“7E’den denetim ve acil hizmetler biraz var, diğerleri hiç yok”
Soru: Kuzey Kıbrıs’taki kara noktalar nerelerdir?
Aksu: AB yıllar önce trafikte ölümlü çarpışmaların neden olduğuna, bunu engellemek için neler yapılabileceğine dair bir proje yaptı. Maalesef bu proje ortada yoktur, yıllar içerisinde kaybolmuş veya kaybedilmiştir. Trafikte ölümlü çarpışmaları engellemenin yolu kara noktaların tespitiyle olur. Aslında Kuzey Kıbrıs’ın tümü kara noktadır. Hemen hemen her yerde çarpışma oluyor ve trafik güvenliği için gerekli 7E’den denetim ve acil hizmetler biraz vardır, diğerleri hiç yoktur.
“Trafik güvenliğinin gelmesi için ısrarlıyız, çalışmaya devam edeceğiz”
Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
Aksu: Sevdiklerini trafikte kaybedenler inanılmaz bir acı içindedir. Babamı 61 sene önce trafiğe kurban verdim. Ben bu acıyı 61 senedir yaşıyorum ve ölene kadar da bu acı bitmeyecek. Başkalarının bu acıları yaşamasını istemiyorum. Biz bunun için çalışıyoruz. Bu yolda inandığımız bir vizyon var, bu da trafik güvenliğinin Kıbrıslı Türkler’e sağlanmasıdır. İsteksizlik, umursamazlık, bilinçsizlik ve engellemelere rağmen trafik güvenliğinin Kuzey Kıbrıs’a gelmesi için ısrarlıyız, çalışmaya devam edeceğiz, durmayacağız.