“Trafikte Ölüyoruz!” başlığıyla verdi Hüseyin Özbarışcı imzasıyla haberi dün Yenidüzen ve trafikteki acı tabloyu, okuyucularıyla paylaştı.
Lefkoşa-Güzelyurt anayolunda önceki akşam meydana gelen ve Hüseyin Ulu’nun hayatını kaybettiği çarpışmanın ardından yeniden gündeme geldi trafikteki acı bilanço.
***
Son yılların acı bilançosu şöyle:
2011 yılı 42 can kaybı,
2012 yılı 24 can kaybı,
2013 yılı 49 can kaybı,
2014 yılı 29 can kaybı,
2015 yılı 28 can kaybı,
2016 yılı 36 can kaybı,
2017 yılı 37 can kaybı,
2018 yılı 24 can kaybı,
2019 yılı 29 can kaybı,
2020 yılı 27 can kaybı,
2021 yılı 33 can kaybı,
2022 yılı 21 can kaybı,
2023 yılı 48 can kaybı,
2024 yılında 23 Aralık’a kadar geçen sürede 49 can kaybı…
Savaştan beter bir tablo karşımızda… 2011’den bu yana 476 can yitip gitti yollarımızda, 476 eve ateş düştü…
***
Ders çıkardık mı peki?
Hayır!
Ders çıkarmayı bir yana bırakın, artan nüfusa paralel olarak artan araç sayısı ve yıpranan yollarımızla birlikte daha da güvenlikten uzak bir hale dönüştü trafiğimiz.
Bir de bu eksikliklere, trafikte yolculuk eden sürücülerin dikkatsizliği de eklenince, ne yazık ki bu çarpışmalar da kaçınılmaz bir hale geliyor.
***
Yine önceki akşamki ölümlü çarpışmaya dönelim…
Kaza sonrası mahkemede konuştu Hüseyin Ulu’ya çarpan sürücünün avukatı ve kaza yerinde yaya geçidi olup olmadığını sordu.
Avukatın sorusu üzerine polis, kazanın gerçekleştiği yolun anayol olduğunu ve yaya geçidi olmadığını söyledi.
Polis ayrıca, kazada hayatını kaybeden yayanın yolun ortasında yürürken çarpışmanın meydana geldiğini söyledi.
***
Mahkemede konuşulan bir diğer husus da yolun zifiri karanlık oluşu oldu.
Çarpışma gecesi, kazanın olduğu noktada aydınlatma lambaları yanmazken, hemen 50 metre ilerideki aydınlatma direklerindeki lambalar yanıyordu.
Bu da kazanın yaşanmasındaki en önemli etken olarak karşımızda duruyor.
Bu ölümlü çarpışmanın gerekçesine de “Dikkatsiz sürüş” yazıp geçiştirecek miyiz? Acı tabloya bir kayıp daha mı yazacağız?
Yoldaki karanlığın, eksikliklerin, yapılmayanların bu çarpışmada hiç mi faktörü olmadı?
***
Karanlık yollar, yetersiz altyapılar, güçlü motorlu araçlar, yolları bilmeyen yabancı şoförler, üfelenen asfaltlar, saygısız araç sürücüleri, dikkatsiz yayalar, çukurlar, su taşkınları, yıpranan uyarıcı levhalarla birlikte ölüp gidiyoruz.
Ne bu ülke insanını koruyabiliyoruz, ne de bu ülkeye okumak için gelen gençleri… Ve her şeyden önemlisi, bizi yönettiğini iddia edenler yol güvenliğinin sağlanması ve bu acıların bir daha yaşanmaması için gerekli adımları atmıyorlar… Umursamıyorlar…
Hal böyle olunca da ciğerimiz yanmaya devam ediyor…