İş adamı Trump 4 yıl önce siyasete soyundu. Cumhuriyetçi partiden başkanlığa aday olan Trump “Amerika büyüktür” sloganı ile işsizlere iş vaad etmiş ve bu popülizm sayesinde ABD başkanı seçilmişti.
Amerikan halkının bu tercihi, hem ABD, hem de dünya için olumsuz bir gelişme idi. Sağ duyulu bütün insanlar bunun altını çizmişti. Ama atı alan Üsküdar’ı geçmiş, seçim tamamlandığında herşey bitmişti.
Trump’ın ilk icraatı 2015 yılında Obama’nın altına imza attığı “Paris iklim anlaşması”ndan ABD’nin çekildiğini ilan etmesi ve atmosfere karbon salınımını kısıtlayacağına, artırması olmuştu.
Bunun ardından da silah ve petrol tekellerinin sözcülüğünü yaparak daha çok silah ve daha çok petrol için özellikle körfez ülkelerini baskı altına aldı. Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve son olarak da Katar ile milyarlarca dolarlık silah anlaşması imzaladı.
Çin ile başlattığı ticaret savaşlarında acımasız ambargolar uyguladı. Obama döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmasından da çekildi ve İran’a ambargoları yeniden başlattı.
2020 yılı ABD’de başkanlık seçimi yılıydı. Trump 2 inci ve son dönemi için tartışmasız aday olacak ve büyük olasılıkla popülizmle yeniden seçilecekti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. 2020 yılının başlarında dünyayı saran covid-19 salgını ABD’yi de sardı. Trump önceleri salgınla dalga geçerek alınan tedbirlerin, özellikle de ekonomiyi dorudan etkileyen kapanmaların yersiz olduğunu iddia ederek, kararı alan vali ve belediye başkanlarını suçladı.
Özellikle kendi yandaşlarının katılımı ile gerçekleşen kapanma karşıtı eylemlere bizzat katılarak taraftarlarına moral vermeye çalıştı.
Salgın ise öncekilere benzemiyordu. Hem yayılımı, hem de verdiği zarar bakımından çok daha hızlı ve etkili idi. Karar almakta geciken Trump sayesinde ABD salgından en çok zarar gören ülke oldu.
İşte bu yeni durum Trump’ı aşağıya çekerken, rakibi Demokrat Joe Biden’ı da yukarıya fırlattı.
Kasım ayı başında yapılan seçimi Biden kazandı. Sayım bazı eyaletlerde gereğinden uzun sürdü. Ama sonuçta Biden’ın kazandığı açıklandı.
Trump bu sonucu kabullenemedi. Seçimi kendisinin kazandığını, ama “seçimin çalındığını” iddia ederek taraftarlarını sokağa çağırdı.
Bardağı taşıran son damla ise 6 Ocak 2021’de Biden’ın kazandığının onaylanacağı kongre salonu önünde toplanan taraftarlarına yaptığı konuşmanın ardından kalabalığın kongre binasını işgal etmesi oldu.
Ertesi gün kendi taraftarlarını suçlamaktan çekinmedi. Sanki onları kongre binasını işgale çağıran kendisi değilmiş gibi “bu yaptığınız vandallığın hesabını vereceksiniz” diyerek suçu tamamen öfkeli taraftarlarına yıkmaya çalıştı.
Ama bu bile onu kurtaramadı. Kongre’de çoğunluğu elinde bulunduran Demokratlar “Trump’ın başkanlıktan azil işlemi” için düğmeye bastı. Önceki gün yapılan oylamada 10 Cumhuriyetçi üye de saf değiştirdi ve Demokratlara katıldı.
Şimdi azil işleminin gerçekleşmesi için Senato’da da oylanması gerekir. Bu kez Senato’da da Demokratlar çoğunluğu ele geçirdiler. Dolayısıyla azil işlemi gerçekleşebilir.
Bu arada 20 Ocak’ta başkanlık görevi Biden tarafından devralınacak. Çünkü kongre baskınından sonra Trump 20 Ocak’taki devir teslim için sıkıntı yaratmayacağını, ama devir teslim törenine katılmayacağını açıkladı.
Bu nedenle azil işlemi yalnızca Trump’ın azledilmesini içermiyor, Trumpizm’i bir bütün olarak hedef almış oluyor.
Trump 231 yıllık ABD tarihinde, kongrede 2 inci kez azledilen ilk ABD başkanı olarak şimdiden tarihe geçti. Senato da onaylarsa başkanlıktan görev süresi tamamlansa bile görevinden azledilen ilk ABD başkanı olacak.
Trump gibi tarihi başarıları hakkında övünmeyi seven bir başkan için bu küçük düşürücü bir final oldu.