“Tüm enerji çözüme harcanmalıdır”

TDP Genel Sekreteri Mehmet Harmancı, Kıbrıs müzakerelerinin başlamasıyla liderlerin temsilcilerinin karşılıklı suçlama ile olumsuz bir hava yaratma telaşına girdiklerini savunarak, bu durumun her iki tarafın da yararına olmadığına işaret etti ve tüm enerj

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Mehmet Harmancı, Kıbrıs müzakerelerinin başlamasıyla liderlerin temsilcilerinin karşılıklı suçlama ile olumsuz bir hava yaratma telaşına girdiklerini savunarak, bu durumun her iki tarafın da yararına olmadığına işaret etti ve tüm enerjinin çözüme harcanması gerektiğine vurgu yaptı.
TDP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Harmancı katıldığı bir televizyon kanalında Kıbrıs sorununda yaşanan gelişmelere değindi.

“Toplumu geren söylemlerden uzak durulmalı”
Harmancı, başlayan yeni süreçte gereksiz ve toplumları geren söylemlerden uzak durulması gerektiğini belirterek, bu süreçte sakin ve yapıcı olunmasının önemine dikkat çekti.
Harmancı, Müzakereci Kudret Özersay ile Dışişleri Bakanı Özdil Nami arasında yaşanan diyalog ile ilgili olarak “Bu süreçte ego savaşlarına değil, çözüm yolunda ortaya koyacakları ortak akla ihtiyaç vardır” görüşünü dile getirdi.
Başlatılan süreçte nihai kararı verecek olanın toplumlar olduğunu söyleyen Harmancı, toplumların da sürecin her aşamasına dahil olması gerektiğini vurguladı.
Özersay ile Nami arasında gerilim yaşanmasına hiç gerek olmadığını belirten Harmancı, “bu süreçte kıskançlıktan uzak, doğru adımların atılmasına ihtiyaç olduğunu” kaydetti ve herkesin bu süreçte tüm enerjisini çözüm için harcaması gerektiğini ifade etti.
Çatışma yerine ortak akılla hareket edilerek, sürecin dışındaki unsurları da sürecin bir parçası haline getirecek çalışmalar yapmak gerektiğini kaydeden Harmancı, bu noktada Nami ve Özersay’a görev düştüğünü söyledi.
TDP Genel Sekreteri Harmancı, her iki liderliğin de ortak metni farklı noktalara çekme çabası içinde olduğunu ancak bunun çözüme bir katkısının olmadığını savundu.
Liderlerin kelimelerle oynadıklarını, Türk tarafının “Konfederal yapı”, Rum tarafının ise “Üniter Devleti” arzuladığını, ancak, çözümün şartlarının ortada olduğunu, bunun da iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon olduğunu savunan Harmancı, liderlerin başlayan yeni süreçte kelime oyunlarını bırakarak, samimi şekilde çözümü zorlamaları gerektiğini kaydetti.

“Kıbrıslılar dikkatli ve aktif olmalı”

Son zamanlarda dış güçlerin Kıbrıs sorununa yakın ilgi göstermesinin doğal bir süreç olduğunu belirten Harmancı, “Petrol ve doğal gaz onlar için önemlidir. Ancak ondan daha önemlisi Kıbrıslıların ne yapacağıdır. Kıbrıslılar olarak çok dikkatli olmalı ve ne istediğimizi çok daha net ortaya koymalıyız. Kendi sürecimizi kendimiz götürmeliyiz, bu bağlamda vatandaş ve sivil toplum örgütlerinin bu sürece katılımını oldukça önemsemekteyiz” dedi.
Kıbrıs’ta her iki tarafın da çözüme ihtiyacı olduğunu, ekonominin her iki tarafta da çöktüğünü, bunun yanı sıra Kuzey Kıbrıs’ın dünyadan izole bir durumda olduğunu, kendi kararlarını özgürce alamadığını ileri süren Harmancı, uluslararası hukukun içerisine girilmediği sürece, bu çarpık yapıyı değiştirmenin pek de mümkün olmadığını iddia etti.

“Maraş çözüme ivme katabilir”

TDP Genel Sekreteri Harmancı, Maraş’ın güven artırıcı önlemler paketinin önemli bir parçası olacağı yönünde inanç belirtti. Yakın bir süreçte güven yaratıcı önlemler paketinin ciddi ciddi konuşulmaya başlanacağını, Maraş’ın da bunun önemli bir parçası olacağını dile getiren Harmancı, ekonomistlerin Maraş’ın açılmasıyla ilgili yüzde 20 ekonomik büyümeden söz ettiklerini anımsattı.
Maraş’ın BM gözetiminde yasal sahiplerine devrine karşılık, Gazimağusa Limanı’nın AB kontrolünde serbest ticarete, Ercan Havaalanı’nın doğrudan uçuşlara açılması yönündeki bütünlüklü önerinin samimi bir şekilde masada görüşülmesi gerektiğini kaydeden Harmancı, 1979 ikinci doruk antlaşmasında, Maraş’ın bütünlüklü çözüm dışında da bir çözüme kavuşturulabileceği ve bunun da kapsamlı çözümle çelişmeyeceği yönünde açık bir madde olduğunu anımsattı.
Çözümün getirilerini daha net görmek açısından Maraş konusunun önemli olduğunu belirten Harmancı, “Maraş’ın bunca yıl kapalı tutularak hayalet kent haline getirilmesinin kime ne faydası olmuştur” diye sordu.
Harmancı, “Maraş bütünlüklü bir problemin çok acı verici bir parçasıdır. 40 yılda geldiğimiz nokta bir garabet yaratmaktadır. Maraş’ın, 40 yıldır bütünlüklü bir çözümün parçası olduğunu, hem sağ, hem de sol çevreler inatla öne sürmektedirler, ancak, bize göre tam aksine, Maraş bütünlüklü bir problemin önemli bir parçasıdır” diye konuştu.

“TDP inisiyatif almaya hazırdır”

TDP Genel Sekreteri Mehmet Harmancı, içinde bulunulan süreçte bir bütün halinde hareket etmek gerektiğini, çözümün ancak böyle zorlanacağını belirtti ve tıpkı geçmişte olduğu gibi farklı görüşlerde olunsa da, bu konuda aynı platform etrafında buluşmak gerektiğini kaydetti. Harmancı, TDP olarak bu konuda inisiyatif almaya hazır olduklarını da belirtti.
Erken, kalıcı ve adil bir çözümün gerekli olduğunu söyleyen Harmancı, yeni bir başarısızlığın ise hayal kırıklığının yanı sıra, çöküşe neden olabileceği uyarısında da bulundu.
Bir soru üzerine ortak metinle ilgili UBP ile DP/UG’nin takındıkları tavrı da yorumlayan Harmancı, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun huzurunda ortak metne “evet” diyen ve bir anlamda tek egemenliğe onay veren partilerin, Davutoğlu adadan gittikten sonraki açıklamalarının “ikircikli bir tutum” olduğunu savundu.
Konuşmasında UBP Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu’nun Dışişleri Bakanı Özdil Nami’ye yönelik söylemlerini de değerlendiren Harmancı, bu sözleri “basit, çirkin ve yakışıksız” olarak niteledi.
“Çözüm yönünde umutların arttığı bir dönemde, faşist unsurların rahatsızlık duyarak yeniden çirkin söylemlere başvurduklarını, bunların başında da Tahsin Ertuğruloğlu’nun geldiğini” iddia eden Harmancı, “Kıbrıs Türk toplumunun Lahey sürecinde Ertuğruloğlu’nun görüşme yapmamak için kendini odalara kilitlediği günleri unutmadığını” savundu.
(tak)

Siyaset Haberleri