Turistler ve üniversite öğrencileri: Ülkemizde bu gruplar ekonomi için en önemli iki kalemi oluşturuyor. Bunu göremeden ve ekonomik hedeflerimizin odağına bunları koymadan yapılacak herhangi bir kamu yönetimi maalesef başarısız kalmaya mahkumdur.
Bir ada ülkesi olarak bizim diğer ülkelere göre daha içine kapalı bir ekonomimiz var. Ve bu ekonomide sürekli dönen sıcak para var. Bir de bu ekonomiye dışarıdan giren miktar var ki, bu miktarın her bir kuruşu bizim için artıdır.
Bu dıştan giren miktar yetmediğinde, ekonomiyi dönmüyor. Ve sonuç olarak dönmeyen ekonomi kamu maliyesini destekleyemiyor. Böyle durumlarda hükümetin başındaki Fidel Castro dahi olsa, Türkiye’ye gidip açığın kapanması için para istemek zorunda kalıyor.
İstemek zorunda kalıyor çünkü kendini Fidel Castro ilan eden bir takım memurlarımız bile 13’üncü maaşının bir kısmı geç yattığında ortalığı yakmaya hazır oluyor. Buna geçtiğimiz yıl Birikim Özgür maliye bakanıyken hep beraber şahit olduk.
Demek ki söylediğimiz pek çok idealist söylem, cebimize maaşımız yattığı sürece önemli.
O zaman ne yapacağız? Maaşların yatabilmesi için yurt dışından ülkeye giren her TL’yi, Euro’yu, Dolar’ı ve Sterlin’i çoğaltmak için gereken adımları atacağız.
Bunun yolu da artık kafamızdaki tabuları yıkmaktan, dar bakış açısıyla kamuyu yönetmemekten ve bazen zümreleri biraz rahatsız etmekten geçiyor.
TOPLU TAŞIMAYI ÖNCELİK ALMAYAN KENARA ÇEKİLSİN
Artık toplu taşıma konusunda aklımızı başımıza toplayacağız. Bu ülkenin ekonomisi güçlenecekse, bu ancak ülkeye gelen turistlerin rahatça ülkenin dört bir yanına gidebilmesiyle olacak. İster Ercan’dan gelsin, ister Lokmacı Sınır Kapısından fark etmez.
Dahası, ülkeye gelen üniversite öğrencisi de araba almak zorunda bırakılmayacak. Araba taksiti, benzin ve sigorta parası ödetmeyeceğiz bu öğrencilere. Onun yerine bu parayı esnafa, eğlenceye, okuluna veya gezmeye harcayabilecek bu gençler.
Hükümetten ve şehir belediyelerinden ülkedeki turist ve öğrenci sayısını ciddi anlamda artıracak olan bu vizyonu adımlarını atmasını talep edeceğiz. Israrcı olacağız.
Ve bu adımı atmayan kamu yöneticilerine de, bizim partimizden olsalar bile “Siz en iyisi görevi bırakın, eve gidip Sims oynayın” diyeceğiz.
GAZİNOYA GELENLERİ DIŞARI ÇIKARTACAK KADAR GÜZEL ŞEHİRLER
Kıbrıslı Türklerin oteller ile ilgili en çok şikayet ettiği konu nedir?
“Gazinoya gelen turist sadece kumar oynuyor, otelin dışına çıkmıyor”
Geçtiğimiz haftalarda hasbelkader bu ‘otelden çıkmayan’ turistlerden biriyle konuşma fırsatı buldum. Girne’ye kumar oynamak için gelmiş ellili yaşlarında bir kadındı.
“Sıkılmıyor musunuz gazinonun içinde? Çıkıp Girne’yi gezmek, dolaşmak istemiyor musunuz?” diye sordum.
“Tabii ki de” dedi ve ekledi: “İlk geldiğimde Girne Limanına inmiştik. Pis, karmaşık ve yarısı karanlıktı. Ondan sonra bir daha çıkmadık otelin dışına. Oteldeki hizmeti dışarıda bulamadık”
Biliyorum “bir bu mu eksik, sadece kumar için gelen yine çıkmayacak” diyenler illaki olacaktır. Ve evet, belki de kumar için gelen insanların bir kısmını hiçbir zaman otel dışına çıkartmayı başaramayacağız.
Fakat bu bir kısımdan geriye kalanları çıkartmak için elimizden geleni yapmalıyız. Ve belki de bunun için ilk önce Girne Limanını Limasol’daki kadar güzelleştirerek başlayabiliriz.
BİZE UBER GEREK, EK KISA ZAMANDA
Yurt dışında UBER kullanan bilir: Eğer bir ülkede dil, yol ve yordam bilmiyorsanız, o ülkede UBER olsun diye dua edersiniz. Çünkü hiçbir şey bilmeden istediğiniz yere ucuz, yorulmadan ve rahatça gidebilirsiniz.
Dünyanın çoğu ülkesinde yaygın olarak kullanılan bu program akıllı telefonlar için yazılmış bir araç paylaşım uygulaması. Telefonunuz bulunduğunuz konumu uydu aracılığıyla belirliyor ve gideceğiniz yeri harita üzerinde gösteriyorsunuz.
Yaklaşık ne kadar ödeme yapacağınız ekrana çıkıyor. O an çevrenizde olan UBER sürücüleri arasından biri bunu kabul ediyor ve araç size gelene kadar uydu üzerinden konumunu görüyorsunuz. Ne yer anlatmanıza, ne şoför ile konuşmanıza, ne de o ülkedeki dili bilmenize gerek yok. Gittiğiniz noktaya vardığınızda ise program otomatikman kredi kartınızdan gerekli miktarı çekiyor.
Geçtiğimiz haftalarda ülkemizde UBER kullanılması için inisiyatif almamız gerektiğini, bu konuda mutlaka adım atmamız gerektiğini yazmıştım. Özellikle kara kapısından geçen turistleri ülkenin içerisine çekmek ve ekonomimize katkı sağlamalarını istiyorsak bu konuda mutlaka adım atmalıyız.
KARA KAPILARI ERCAN HAVALİMANI KADAR ÖNEMLİ
Bu ülkede kendimize artık bir hedef koymamız gerekiyor. Kara kapılarından geçen turistlerin tüm vakitlerini, nakitlerini ve kredi kartlarının tüm limitini bizim tarafımızda harcatarak, Güney’e ancak Larnaka Havalimanı'na geri dönmelerini sağlama hedefimiz olmalı.
Bu hedefe ulaşacaksak eğer, bunu turistleri soyarak, çalarak veya kandırarak değil, ancak iyi ve kaliteli hizmet sunarak ulaşacağız.
Öncelikle Lefkoşa Surlariçi’ni elden geçireceğiz. Sokaklar temiz olacak, binalar tarih kokacak. Alüminyum kompozit kaplamalı binalara izin vermeyeceğiz.
En son 2013’de yapılan Lefkoşa İmar Planı Yayalaştırma projelerine devam edeceğiz. Surlariçini yavaş yavaş araç trafiğinden arındıracağız.
Kara sınır kapılarından başlayan ücretsiz minibüs seferleri yapmaya başlayacağız: Turistleri Bellapais Manastırına, Karpaz’a, Girne Limanına, St Hilarion Kalesine ve diğer turistik bölgelere taşıyacağız.
Özellikle TL’nin yaşadığı bu ekonomik kriz ortamında hareket alanımızın kısıtlı olduğunu herkes biliyor. Tam da bu sebepten dolayı kamu yönetiminde pro-aktif olmalıyız. Kalıpların dışında düşünmeliyiz. Gerekirse zümreler ile çatışmalı ve ekonomimizi geliştirecek adımlardan geri durmamalıyız.
Turizm ve öğrenciler konusunda elimizde büyük bir potansiyel var. Bu zorlu ekonomik süreci en iyi şekilde atlatabiliriz.
Tek ihtiyacımız biraz istek, biraz irade ve bolca da VİZYON.