Turizm nasıl pazarlanır?

Serhat İncirli

Bizim Turizm Bakanlığı, helal olsun, tebrik ederim, bravo, Türkiye’den gelen turistleri artırmak için proje falan hazırlamış; Büyük Han’da bu proje ya da her neyse, tanıtılmış!

-*-*-

Vallahi bir diyeceğim yok!

Türkiye’den turist getirmek de iyi bir şey!

-*-*-

Şimdiye kadar gelenlerin pek bir faydası dokunmadığı gerçeğini de göz ardı etmeden tabii ki!

Cebinde sıfır parayla gelip, geldiği gün soygun yapacak değiller herhalde!

-*-*-

Ayrımcılık, ırkçılık gibi olmasın ama Türkiye’den “turist” olarak gelip, şu anda tatillerini Merkezi Cezaevi’nde geçirenlerin sayısının kabarık olduğunu herhalde gizleyemeyiz!

-*-*-

Neyse, Netflix, 14-21 Temmuz haftasının yayın verilerini açıkladı.

Buna göre yayın devinin yeni romantik komedisi, 19 Temmuz'daki prömiyerinden bu yana 14,4 milyon izlenme sayısına ulaşarak bu hafta Netflix'in en çok seyredilenler listesinin zirvesine yerleşti.

-*-*-

Find Me Falling adlı filimden söz ediyorum…

Bu filmde Amerikalı bir rock yıldızının Kıbrıs’ta inzivaya çekilmesi konu ediliyor…

-*-*-

Netflix, 16 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

“Geri dönüş albümü başarısız olan bir rock yıldızı, Kıbrıs'ta uçurumun kenarındaki evinde inzivaya çekilir. Ama gelen ziyaretçiler ve eski sevgilisi ile hayatı karmaşık bir hal alır.”

-*-*-

Filmi izledim…

Bir aşk hikayesi…

Aşkın yasak meyvesi falan…

Mutlu sonlu Türk filmi gibi…

-*-*-

Ama müthiş bir Kıbrıs reklamı…

Savaştan falan bahsedilmiyor ancak bir sahnede, nene rolündeki kadın, “ben iki savaş yaşadım, eşimi ve oğullarımı kaybettim” diyor…

-*-*-

Bir başka sahnede, tavernada masaya getirilen hellim, şeftali kebabı ve bitmek tükenmek bilmeyen mezeler sergileniyor…

-*-*-

İnsanlar çok sıcak…

Polis kumandanı, rock yıldızına, “Kıbrıs’ta yaşayacaksan, Kıbrıslı gibi yaşamayı öğreneceksin” diyor!

Çek zivaniyayı, ye kebabı durumları!

-*-*-

Filmin başrollerinde Harry Connick Jr., Agni Scott ve Ali Fumiko Whitney yer alıyor.

-*-*-

Independenet Türkçe’ye göre “… Romantik komedi, Netflix kütüphanesine eklenmesinin üzerinden sadece üç gün geçtikten sonra çok izlenenler listesinde zirveyi ele geçirmeyi başardı. Aşk, müzik ve dramı harmanlayan film, 22,5 milyon saat izlenerek en yakın rakibine fark attı.  Film ilk haftasında 80 ülkede en çok izlenen 10 film arasına girmeyi başardı. İzlanda, Norveç ve İsrail gibi ülkelerde de zirveye oturdu.”

-*-*-

Haaa efendim çok kaliteli bir film mi?

Değil!

Hatta eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 24 incelemeye göre 100 üzerinden sadece 33 puan alabildi.

Ancak sinemaseverler eleştirmenlerle aynı görüşü paylaşmıyor gibi görünüyor. Filmin izleyici skoru, eleştirmen puanına göre epey yüksek: 100 üzerinden 73.

-*-*-

Hava kesmek, minare gölgesi biriktirmek başka şeydir; ülke turizmini pazarlamak için iş yapmak başka şey…

-*-*-

Çok basit, çok amatör bazı oyuncularla çekilmiş, sıcak havada dondurma yiyerek serinlemeye çalışmak gibi, öylesine izlenen bir film olsa da, 80 ülkede en çok izlenen ilk 10 film arasına girmiş!

Üç günde neredeyse 15 milyon kişi izlemiş!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Büyük Han’da Türkiyeli turist projesi!

O da olsun!

Tamamdır!

Bir şey demiyorum!

Ufak bir kıyastır yaptığım!


Amerika ve İsrail düşman, Azerbaycan can dost mu?

Türkiye gazetelerinin neredeyse tamamı, İsrail Başbakanı’nın Amerika’da ayakta alkışlanması ahlaksızlığını – utanmazlığını yazdı…

Ve Amerika suçlandı!

KKTC’de de Dışişleri Bakanı, Amerika’yı kınadı falan!

-*-*-

Bu konuda tüm Dünya’nın tepkisi var aslında!

Kimse, Netanyahu katilinin yalanlarına da inanmadı!

-*-*-

Ancak, Türkiye gazeteleri ve KKTC’deki kafadaşları, bahse konu “protesto” ya da “tepkilerinde” bir yere kadar haklıdır!

Çünkü aynı tepkiyi örneğin Azerbaycan’a vermiyorlar!

-*-*-

Azerbaycan, hala, İsrail’in akaryakıt ihtiyacının yüzde 40’tan fazlasını sağlıyor…

Ve Azerbaycan İsrail'e en yakın Müslüman ülkelerden biri olarak kabul ediliyor… 

Filistin ile ilişkileri de var ama kesinlikle Filistinlilerin kararlı bir destekçisi değil…        

-*-*-

Dolayısıyla, Amerika’yı vurmak size puan kazandırıyor ama Azerbaycan’ı es geçmek, “dürüst” olmadığınız anlamına geliyor!


Bu Dünya’dan Altan Gültekin diye bir güzel insan geçti

Bir değerimizi daha yitirdik…

Çok güzel bir insan, çok başarılı bir iş adamı, mükemmel bir eş, örnek bir baba ve dedeydi…

O’nu Londra’ya gittiğim 1994 yılının ilk günlerinde tanımıştım…

15 yaşında Kıbrıs’ta mevziye girmiş, 5 yıla yakın mücahitlik yapmış, 1970’te Londra’ya ayak bastığında, bulaşıkçılıkla başladığı iş yaşantısında, kendisiyle aynı ismi taşıyan ortağıyla İngiltere’nin en büyük 10 catering şirketinden birini kurmuştu… (Star Catering)…

Evet, Altan Gültekin’i kaybettik…

Yaklaşık iki ay önce Türkiye’ye tatile giden, burada geçirdiği rahatsızlık sonrası çok büyük ameliyatlarla tam toparladı, iyileşti derken, 22 Temmuz 2024 tarihinde yaşama veda eden Altan Gültekin, toplumunu, milletini, vatanını çok seven, çalışkan, bilgili bir insandı…

Londra’da yaşadığım dönemde, o çok zor kente yaşamaya gelip de iş bulmakta zorlanan bir çok gencimize yardımcı olan, iş veren, sporu çok seven ve spor yapan biriydi…

75 yaşında hayata veda etti…

Eşine, kızlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerim…

Cenazesi, dün Ankara’dan Londra’ya gönderildi…

Birkaç güne kadar Londra’da toprağa verilmesi bekleniyor…

Altan Gültekin’i unutmayacağız…