Fayka Arseven KİŞİ
John Aziz Kent, yaşayan tarih… Kıbrıslı Rumlar tarafından vurulur, en yakın arkadaşı yanında ölür, kendisi bu olaydan sonra İngiltere’ye gider. ‘Zengin’ olur. Ülkesine döner. Kıbrıs’ta turizm atağı yapmak için adım atar, amacı Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar arasında diyaloğu koparmamaktı. ‘Kinci olmak yerine birleştirici olmayı hedefledi. Çünkü Kıbrıslı Türklerin çıkış yolunu turizmde gördü. Türk koçanlı araziler üzerine hiç de kolay olmayan süreçlerden geçerek oteller inşa etti. Kumarcılar Hanı’nın ülkeye yeniden kazandırılması için 35 yıl mücadele verdi. Halen daha turizmdeki mücadelesini sürdürüyor.
Shuttle seferlerin ülke ekonomisine yapacağı katkıyı söyledi, “ekonomiyi 5’e katlarız” dedi. Genç ve yeni siyasetçilere olan umudunu ve güvenini dile getirdi.
Kamuda mutlaka yenilenmenin ve yeniden yapılandırma yapılması gerektiğini vurguladı.
Casinoları ülkeye getirdiğini anımsattı, “Ama bizim amacımız bir Girne’de bir Mağusa’da açmaktı. Para görüldü, birçok izin verildi. Ama asıl tehlikeli bet ofisler. Çocuklarımızı bundan kurtarmalıyız” dedi.
Kıbrıs’ta çözümden umudunu kesmedi ‘ama’ diye başladı, “İki taraf da halklarına gerçekleri anlatacak. Özellikle Kilise bunu halkına anlatmalı. Çünkü çözüm ancak gerçeklerden geçer” diye ekledi.
Bu hafta John Aziz Kent ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Yaklaşan seçimleri, ülke yönetimini, turizmi, Kıbrıs sorunu ve 83 yıllık hayatının kısa bir özetini konuştuk.
“Ben şahsen örneğin Tufan Erhürman gibi gerçekten dünya politikasına sahip çıkan birinin partinin başında olması Kıbrıs Türkü için büyük bir kazançtır. İsim isim hepsini sayamam ama Kudret Özersay da önemlidir ve diğer partilerdeki genç ve donanımlı arkadaşlar da…”
- YENiDÜZEN: Herkes sistemsizlikten şikayetçi, 7 Ocak yaklaşıyor. Ne öngörüyorsunuz?
- Aziz Kent: Kıbrıs Türkü sistemsizlikten hiç kurtulmadı ki… Onun için şimdi de bu seçime, bir sistemsizlikle başlıyoruz yine…
Ama bana göre daha iyi olur daha fena olmaz. Neden? Çünkü birçok partimizin arasına çok değerli, genç, çağdaş görüşlü insanlarımız katıldı. Özellikle üzerine basa basa söylerim yüzde 30 kadın kotası bir yenilik getirebilir. Biz Kıbrıslı Türkler olarak yeni siyasete katılan gençleri ve kadınlara destek verebiliriz ama bu adayların da bize kendilerini iyice anlatmaları gerekir. Yani yeniden yapılandırma ve yenilenmeye gitmemiz faydamıza olur. Eski kafalar ve düşüncelerle, muhtarlıklardan artık dünya politikalarına sahip olabilecek insanlarla çalışmalıyız. Görüyorum ki böyle adaylar var. Ben şahsen örneğin Tufan Erhürman gibi gerçekten dünya politikasına sahip çıkan birinin partinin başında olması Kıbrıs Türkü için büyük bir kazançtır. İsim isim hepsini sayamam ama Kudret Özersay da önemlidir ve diğer partilerdeki genç ve donanımlı arkadaşlar da…
“15 yıldır burada, yasal işlemleri tamamsa ve vatandaş yapılmadıysa bu KKTC hükümetlerinin ayıbıdır. Aynı zamanda günlük, gösteriş yapma veya bir çıkar için kişiler vatandaş yapılırsa o da KKTC’nin ayıbıdır.”
- YENiDÜZEN: Medyayı da yakından takip ediyorsunuz. UBP-DP Azınlık hükümeti ‘istisnai vatandaşlıklar’ verdi. Bunları nasıl yorumladınız?
- Aziz KENT: Hakkı olan ve buraya seneler önce gelen kişilere hakları verilmelidir. İstisnai vatandaşlıklar olmamalıdır. Ama 15 yıldır burada, yasal işlemleri tamamsa ve vatandaş yapılmadıysa bu KKTC hükümetlerinin ayıbıdır. Aynı zamanda günlük, gösteriş yapma veya bir çıkar için kişiler vatandaş yapılırsa o da KKTC’nin ayıbıdır.
- YENiDÜZEN: UBP Hükümeti’nin performansını nasıl buldunuz?
- Aziz KENT: Eğer sen bir dülgeri bir otelin aşçısı kullanırsan, bir öğretmeni doktorluk yapmaya zorlarsan ne olur? Demek ki bilirkişileri yapabileceği işlere koymalıyız. Hatta kamuda çalışanların her cumartesi günü 2 saat eğitim görmesi gerekmektedir. Bu siyasiler içinde geçerlidir. Siyasiler de siyaset yapmak içi kendilerini eğitmelidir. Yasalar, profesyonel yasa yapıcılar tarafından yapılmalıdır. Milletvekilidir, komite kuruldu, o konuda bilgisi yoktur ama yasa yapar. 3 gün sonra o bile anlamaz yaptığı yasayı. Sen de belasını çek. Güncelliğini yitirmiş bir anayasaya var ve ona bağlı birçok yasa da güncelliğini yitirdi. Oysa bizim istediğimiz doğru dürüst, şeffaf herkesin anlayacağı, adaletli uygulanabilir yasaların olmasıdır.
- YENiDÜZEN: Siyasilerin mal bildiriminde bulunması sizin için önemli mi?
- Aziz KENT: Siyasete girerken ve çıkarken mal varlığı bildirimi yapılması önemlidir. ‘Nereden buldun yasası’ uygulanmalıdır. Biz nasıl ki vergimizi, harçlarımızı ödüyoruz. Siyasiler de bu sorumluluğa sahip olmalı. Herkes para kazansın ama adaletli paylaşım olsun.
Örneğin; hiç bankaların kazançlarını paylaşma fırsatı bu halka verildi mi? Hisseler zamanında satıldı. Sermaye artışları ile küçük hissedarlar sıfırlandı. Oysa paylaşım olsaydı o ekonomi tabana yayılacaktı. Herkes hisse satın alabilir ve beraber büyüyebilirdik. En azından yüzde 50’si halka açılmalıydı. Hatta Türkiye ve 3’ncü ülke bankaları da… Bankalar vasıtası ile biz KKTC’yi çok çok iyi sağlam ekonomik durumlara getirebiliriz. Ama halkla paylaşım olacak. Bankaların bu ülkeye verdiği zarar casinoların verdiği zarardan daha büyüktür.
“Shuttle servis mutlaka başlatılmalıdır. Bu aynı zamanda havayollarının öyle astronomik fiyatlarını da realiteye indirecek. Şimdi yılbaşı geliyor fiyatlar çıkar, bayram gelir yine aynı… Utanın be… Yediniz bitirdiniz memleketi…”
“Shuttle servis ile ekonomi 5’e katlanır”
- YENiDÜZEN: 2017 bitti. Turizmi değerlendirecek olursak nasıl bir yıl geride bıraktınız?
- Aziz KENT: Çok çok iyi geçmekle birlikte biz turizmi gerektiği kadar hiçbir zaman benimsemedik, değer vermedik. Örneğin; ulaşım. Direk ulaşımımız yoktur çünkü Rumların uyguladığı ambargo vardır. Biz bunu 25 yıl önce Shuttle servisi ile halledebiliriz dedik. Yani bir hava köprüsü ile… İstanbul-Ercan Shuttle servisi ile halledilebilirdi. Yani İstanbul’a gelen turistler düşünün istediği saat uçağa binip Kıbrıs’a gelecekti. Otobüs gibi saat başı uçak servisi olacaktı. Bütün dünyadan İstanbul’a gelen insanlara “KKTC’yi görürsünüz” denilseydi ve internet kullanılsaydı bugün çok daha iyi noktada olurduk. Tanıtım eksikliği var ama en büyük sorun ulaşımdır. Ne kadar tanıtım yaparsan yap, bütün dünyaya tüm güzelliklerimizi duyurun ama ulaşım da sorun varsa olmaz. Ama İstanbul’a gelen turiste saat başı shuttle servisi verirseniz o zaman turisti ülkeye getirebilirsiniz. İki senede ekonomi 5’e katlanır.
- YENiDÜZEN: Yasal olarak bu yapılamaz mı, engel ne, neden yapılmıyor?
- Aziz KENT: Yasal engel yok… İhaleye çıkaracağız ve diyeceğiz ki bu shuttle servisi konumunu ihale yoluyla pazarlayacağız. Ben 25 yıl önce bunu bulduydum. Üstelik shuttle servis ile ülkeye Rum tarafı gibi parasız değil zengin turisti de getirebileceğiz. Yolcunun istediği saat gelebilmesini sağlayacağız. Aynı zamanda shuttle servis, havayollarının öyle astronomik bilet fiyatlarını da realiteye indirecek. Şimdi yılbaşı geliyor fiyatlar çıkar, bayram gelir yine aynı… Utanın be… Yediniz bitirdiniz memleketi…Turizmi ben başlattığımda sene 1969… ben zengin oldum İngiltere’de… fakir aileydik. Poli’de arkadaşım Lisani Ahmet’i öldürdüler beni de vurdular. İngiltere’ye gittim. Zengin olup döndüm. İlle vatanıma yardımcı olacağım. Turizm vasıtası ile hem Kıbrıs Türkü’nü tanıtacağım dünyaya hem de kin istemedim besleyeyim içimde, Rum-Türk’ü kaynaştırmak istedim. Bunu da turizmle yapabilirdim. O zaman Makarios’un elini öptüm, inşaat ruhsatı versin diye… Denktaş’a dediğimde ‘Kıbrıs Türkü’nün geleceği varsa bu turizmdedir’, o da bana dedi ki ‘Aziz bizi garson bile çalıştırmazlar’. Ama ‘ben otel yapacağım’ deyince inanmadı. Çok zor süreçler atlattım ama şimdi orijinal Türk koçanlarının üzerinde otellerim var. Herkesi birleştirecek turizmi başlattım. Yani Rum, Türkü birleştirmek için 1969’da buraları yalnız Rumlar tarafından idare edilirken… Ben inancımı yitirmedim, inat ettim, yapacağım dedim ve çok güzel işler de yaptığıma inanıyorum. Demem o ki istedikten sonra illa ki yolu bulunur, yapılır.
- YENiDÜZEN: Siyasi partilerin, hükümetlerin turizm politikalarını nasıl değerlendirdiniz?
- Aziz KENT: Charter yaparak ve TC’nin yardımlarıyla turizmde gerçekten son 2-3 yılda önemli çalışmalar yapıldı. Ama bu sürdürülebilir değil. Daha iyi nasıl olur? Tarihi eser yerlerimizi, Lefkoşa ve Mağusa Surlariçi’ni pazarlamakla… Othello’nun yapılmasında katkım var. Ama onu yapmak önemli değil. Lazımdı 2-3 oyun haftada sergilensin ve onu pazarlamak önemliydi.
- Kumarcılar Hanı’nı 35 senede yapabildik oysa 5 yılda biterdi. Hep engel olundu. 8 ayrı ülkede yaşayan hissedarlardan hisseleri satın aldım. Yıkık bir yerdi. Orada bu yeri yapmak için çok emek verdim. Gayem diğerlerine de belki örnek olur ve Surlariçi’ndeki birçok tarihi yeri yeniden ülkemize kazandırmak, turizm için cazibe haline getirmekti. Ama halen daha oturduk bekleriz tembel, tembel… Biz de yapmaya kalktığımızda karşımıza engel çıktı. Ya Eski Eserler Dairesi karşıma çıktı. Ya orada yıkık yerleri depo olarak kullananlar içinden çıkmazdı. Ama bende keçi inadı var. İlle olacak çünkü gayem turizm vasıtası ile Kıbrıs Türk halkını kalkındırmak. 35 yılın sonunda Kumarcılar Hanı’nı TC’nin de katkıları ile bu ülkeye kazandırdık. Bu memlekete bir şeyler verdiğim için gururluyum ve vermeye de devam edeceğim.
- YENiDÜZEN: Turizmde ‘vizyonda’ mı sorun var?
- Aziz KENT: Biz kültüre ve eğitime de önem vermedik. Kıbrıslı Rumlar bizden kimliğimizi dahi aldı. Çok güzel oteller oldu ama onunla bitmiyor iş. Kıbrıs’a niye gideyim? St. Hilarion’u görmeye gidiyorum der mi? Girne Kalesi’ni, Vunu’yi, Surlariçi’ni… Lefkoşa’nın Surlariçi hep tarih eser. Mesela Kumarcılar Hanı’nı yaptım. 35 yılımı yediler. Yani Kıbrıslı Rumlar değildi sadece bize engel olan kendi kendimize de engel olduk.
- YENiDÜZEN: Casino kültürü turizmi ne kadar etkiliyor?
- Aziz KENT: Memlekete casinoculuğu ben getirdim. Tamamen yönlendirme meselesidir. Benim düşüncem o zamanlar 2 tane casinoydu. Biri Girne’de biri de Mağusa’da… Gördüler kazancı, parayı birçok izin verildi. Tamam verdin. Ama onları da yönlendirecektin. Mesele sokaklarda betting shop yapılması yanlış. Casinolarda yapılsın. Sen vergini al, çok güzel vergi de alınıyor. Hükümet de hakkını alıyor. Hatta bazı ülkelerde hükümetler casinoları ortaklaşa çalıştırır. Fakat olur olmaz insanın da oraya girişini engelleyecek şart koş. Yerli de girsin ama önünde bir barikat olsun. Örneğin, yüksek vergi verenler girsin. Kesinlikle betting shoplar olmamalı. Çocuklarımızı zehirlemekten kurtarmalıyız.
- YENiDÜZEN: Kıbrıs sorunun çözümü sizce nasıl olacak?
- Aziz KENT: Kıbrıs sorunun çözümü gerçeklere dayalıdır. Eğer gerçekler özellikle Rum tarafında Kilise de bırakırsa, konuşulur ve Rum halkına 1950’den başlayarak gerçekler anlatılırsa çözüm kolaylaşır. Çünkü dünya ve Rum medyasını takip ediyorum ve görüyorum ki Rum halkının yüzde 80’ni gerçekleri bilmiyor. Ama Kıbrıs Türkü’nün gençleri de gerçeklere sahip değil. 83 yaşındayım ve ENOSİS bize çok zarar verdi. Bunları konuşurken sadece Türk olarak değil Kıbrıslı olarak bunu söylüyorum.
- YENiDÜZEN: 2018’de Kıbrıs’ta çözüm umudunuz var mı?
- Aziz KENT: Rumlar bu düşüncelerle devam ederse olmayacak ve bölmeyi onlar gerçekleştirecek. Rumlar paylaşım istemez. Ne hükümeti ne de zenginlikleri paylaşır. Eğer onlara yanaşılır ve gerçeklerle konuşulursa o zaman umut olacak. Çözüm ancak gerçeklere dayalı olabilir. Bu gerçekler de kilise tarafından açıklanırsa yapılacak anlaşma daha kolay olur.
- Rum arkadaşlarıma da sesleniyorum; “sevmesen de öp beni…”, “sevmesen de konuş benle” ama Rumlar yapmıyor bunu.
- YENiDÜZEN: Çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?
- Aziz KENT: Adama göre iş değil. İşe göre adam. Kamuda çalışanların yeniden yapılandırılıp, eğitilmesi ve aynı zamanda siyasilerin de… Öğrenmenin sonu yok. Dünyanın yaptığını biz de yapabiliriz. Rum da Türkü de halklarına gerçekleri anlatmalıdır. Kıbrıs sorunun çözümü gerçeklerden geçer. Gerçekler konuşulursa iki taraf daha rahat al ver durumuna girebilir. Bir de yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkleri nasıl acilen getirebileceğimizi düşünelim. Çünkü çok değerli insanlarımız var ve hepsi yurt dışında… Onları ülkemize kazandırmalıyız.
Son olarak da çok zor şartlarda ülkede turizmcilik yapan arkadaşlarımın, halkımızın ve tüm insanlığın yeni yılını en içten dileklerimle kutlarım.