Türkiye seçim sonuçları ve Kuzey Kıbrıs...

Kutlay Erk

Geçen Pazar günü sonuçlanan Türkiye genel seçimlerinin sonuçları Türkiye’ye başarılı siyasi süreçler yaşatsın...

Seçim sonuçlarının bazı ilginç okumaları var... Örneğin AK Parti 13 yıllık iktidarına rağmen pek az yıpranmışa benziyor; yüzde kırk oranında oy almış, meclis çoğunluğunu ve dolayısıyla da tek başına hükümet olmayı az sayıda milletvekili eksikliği ile kaçırmış... Bunu nedeni olarak değişik yorumlar olabilir belki ama kesin olan şu ki anamuhalefet partisi olan CHP hala daha birinci ve iktidar partisi olabilme seçeneği haline gelememiş; AK Parti ile olan farkı halen yüzde onbeş dolayında, az – buz da değil... Türkiye seçmeni CHP’yi iktidar partisi olarak göremiyor; CHP öyle bir imaj çizememiş, öyle bir güven  verememiş, öyle bir izlenim yaratamamış ki seçmen de CHP’ye “birinci parti ol, hükümeti sen kur” desin...

MHP toparlamış gibi; bu makale köşesinden ideolojik değerlendirme yapılacak olursa, daha fazla toparlamasa da olur... HDP önemli bir çıkış yaptı;  bu makale köşesinden ideolojik değerlendirme yapılacak olursa, iyi ki yapmış, daha fazlasını da yapabilseydi... MHP ve HDP’nin elde ettiği sonuçlarda, etnik köken üzerinden siyaset yapma tarzlarını yumuşatmış olmalarının etkisi olduğu görülüyor. HDP bundan sonraki siyasi çizgisinde ezilenlerin, sömürülenlerin, baskı altında kalanların, emekçilerin partisi olma tavrını sürdürürse, CHP’de kalan ve ayrıca halen dağınık olan ilerici, demokrat ve sol oyları da toparlayabilir.
Hükümet ortakları kimler olabilir? Alman örneği gibi bir ‘büyük ortaklık’ AKP – CHP hükümetinden, AKP – MHP hükümetine, AKP’nin ve hatta CHP’nin azınlık hükümetine kadar konuşuluyor; AKP dışında kalan partilerin ortaklığı ise çok ütopik kalıyor. “Hükümet kurulamasın ve erken seçime gidilsin” gibi senaryolar da var ama seçmenin kime ne yapacağına dair hiçbir parti güven duyamıyor...

Erdoğan’ın başkanlık sistemi rüyası belki kabusa dönüştü ama ortadan kalkacak bir proje olmayacak; Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğu sürede bu projeyi bazan uyutup bazan da “eşref saat geldi” diyerek yeniden canlandıracak. Ve belki de Erdoğan sessiz kalıp, siyasi bunalımların oluşmasını izlemeyi, derinleşen siyasi bunalımlarda bile atıl durup, yurttaşın “kurtar bizi baba” demesine kadar beklemeyi düşünüyor olabilir.

Tüm bunlar için “Türkiye’nin konuları, Kuzey Kıbrıs’a ne?” diye düşünülebilir... Doğru bir düşünce olmayacak ama... Bu seçimler ve sonuçları Kıbrıslı Türkleri özellikle iki konuda çok ilgilendiriyor; biri TL’nin para piyasalarındaki durumu, diğeri de Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde Türkiye’nin tutumu...

Dolayısıyla, seçim sonucunda hiçbir parti tek başına hükümet kuramayacağı ve koalisyon seçeneklerinde de belirsizliklerin yaşandığı bir meclis aritmetiği Türkiye’yi ilgilendirdiği gibi Kuzey Kıbrıs’ı da ilgilendiriyor.

Meclisten çıkabilecek ortaklık hükümetinin bileşenleri üzerinde halen belirgin bir durum yok. Siyasi yönetimde bir boşluk dönemi yaşanıyor. Ekonomi boşluk ve istikrarsızlık tanımaz, kendi doğasının kuralları ile devam eder. Bu da ekonomide durgunluk, paranın değerinde kayıplar, borsada dalgalanmalar yaratıyor. Türkiye bağlamında, seçimin hemen sonrasında TL değer kaybetmeye başladı; Kuzey Kıbrıs ekonomisi ve halkı da olumsuzluk yaşıyor..

Türkiye’de yeni hükümet kurulana kadar da bu böyle sürecek. Yeni hükümet istikrarlı bir ortaklık hümümeti olacaksa, ekonomi ve TL toparlamaya başlayacak. Eğer yeni hükümetin ortaklarının uyumlu olabileceğine dair endişe varsa, toparlanma mümkün değil. Bir de yeni hükümetin ekonomi politikasının ne yönde değişiklikler yaratacağı önemli; mevcudu terk ederek ve yeni bir ekonomi programı adına endişeler yaratan bir programsa, ekonominin toparlanması gene olası değil. Hele erken seçim olması stratejisi üzerinden kurgulanmış bir hükümet oluşacaksa, siyasi ve ekonomik istikrar hiç olası değil... Bütün bunlar, Kıbrıs Türk ekonomisini olumsuz etkileyecek. Görünüre göre de bu günlerin belirsizlikleri, geleceğin istikrarsızlığının habercisi gibi; Kuzey Kıbrıs ekonomisi için iyimser olmak zor... Ekonomiyi ve halkı korumak için Kuzey Kıbrıs hükümetine düşen çok görevler olacak

Kıbrıs sorunu çözüm süreci bağlamında ise, Türkiye’nin yeni hükümetinin tutumu önemlidir. Büyük bir değişiklik olacağa benzemiyor, Türkiye’nin görüşmelerin sürdürülmesini tehdit edecek bir değişikliğe girmesi olası görünmüyor. Kuzey Kıbrıs’ın cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki görüşme süreci dinamiği, Türkiye’den gelebilecek bir engellemeye olanak vermeyecek enerjiye sahip... Kıbrıs Rum tarafının da görüşmelerde ilerleme olmasına yönelik çabasının sürmesi halinde, süreç engellenemez... BM’nin görüşmelerin bu aşamasına verdiği önem ve ağırlık, açıklamalarından hissedilebiliyor; Türkiye’nin buna engel çıkarması stratejik hata olacak... Dolayısıyla, yeni Türk hükümeti belli değil, ortakları bilinmez ama Kıbrıs konusunda politika değişikliği ve ona bağlı ray değiştirme pek olası görünmüyor.

Birkaç hafta içinde ak koyun - kara koyun belli olacak; bazı koyunlar da kendi bacağından asılacak...