Türkiye’de Neoliberal Hegemonya ve AKP

Türkiye’de sağduyunun önemli bir bileşeni olan Sunni İslamcı değerler belli kurumlar ve ağlar tarafından her gün yeniden üretiliyor.

Umut Bozkurt
bozumut@gmail.com

Türkiye’de 2002 yılında iktidara geldiğinden beri Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 2015 parlamenter seçimlerine dek oylarını sürekli artırdı. Bu tebliğ, temelde bir soruyu yanıtlamayı amaçlıyor: AKP neden bu kadar uzun süredir iktidarda kalabildi? AKP’nin iktidarının sınıfsal boyutuna vurgu yapılacaktır. Tebliğin temel tezi AKP’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılından itibaren ilk kez Türkiye’de burjuvazinin hegemonyasını tesis edebilmeyi başardığıdır (Yalman 2014, 46).

Türkiye’de 1960 ve 1970li yıllar sol-sağ ayrımının keskinleştiği ve sınıf çatışmasının şiddetlendiği yıllardır. Bu süreç, bir tarafta siyasi otoriterliği, öte yanda ekonomik liberalizmi getiren 12 Eylül 1980 darbesiyle son bulmuştur. Sınıf mücadelesinin hayatı durdurduğu 1970lerin sonlarında askeri bir darbeden medet uman büyük burjuvazi 1980 ve 1990lar boyunca da hegemonya krizi yaşamaya devam etmiştir (Akça, Bekmen and Özden, 2014, 23). 1990ların hegemonik krizinin hem sınıfsal hem de kimlikle ilgili boyutları vardı. 1990lı yıllar bir taraftan Türkiye’de neoliberal politikaların yarattığı ağır tahribatın görünür hale geldiği bir dönemdi. Bu politikalardan en fazla etkilenenler küçük toprak sahipleri, küçük işletme sahipleri ve zanaatçılar oldu (Boratav 2011). Bu yüzden iktidardaki siyasi partiler, bağımlı sınıfların desteğini almakta zorlandı. Öte yandan, 1990lı yıllarda Kürt meselesini siyasi bir çözüm yerine askeri yöntemlerle “çözme” çabası da siyasi partilerin Türkiye’deki dışlanan sınıflar ve kimlik gruplarının rızasını almakta zorlanmasına yol açtı (Akça, Bekmen and Özden, 2014, 23-24).

AKP’nin 2002 yılında başa gelmesi neoliberal hegemonyanın tesis edilmesine hizmet etti. AKP’nin en temel başarısı egemen sınıflar arasında bir birlik sağlayabilmesi ve bağımlı sınıfların rızasını alabilmesinde yatar (Akça, Bekmen and Özden, 2014, 6). Muhtelif araştırmalar ve kamuoyu yoklamaları, iktidarda olduğu sürece neoliberal politikalar izleyen AKP’nin işçi sınıfının hem örgütlü hem de marjinal kesimlerinin desteğini aldığını ortaya koymuştur (Bozkurt 2013, 373).

AKP’nin neoliberal hegemonyası ardındaki dinamikler

Hal böyleyken, AKP’nin neoliberal hegemonyayı tesis edebilmek için ne gibi stratejiler izlediği tartışmaya değer bir sorudur. Bu bölümde üç temel stratejinin altı çizilecektir. AKP’nin kalkınmacılık ve ekonomik ihtişama yaptığı vurgunun, sosyal yardım politikaları gibi populist politikalar uygulamasının ve ideolojik /sembolik alanı kullanmasının Türkiye’deki farklı sınıfların rızasını almasına nasıl katkı yaptığı tartışılacaktır.

i-AKP’nin kalkınmacılık ve ekonomik ihtişama yaptığı vurgu

AKP'nin Türkiye'nin ekonomik büyümesine ve büyük altyapı yatırımlarına verdiği önem, geniş halk kitlelerinden aldığı geniş çaplı desteği önemli ölçüde açıklıyor. Ağustos 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçim günü IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından yapılan bir ankette, Erdoğan’a oy veren seçmenin yüzde 97.25’inin AKP’nin "Türkiye'de önemli kamu hizmetleri" (Ipsos 2014, 48) üstlendiği için Erdoğan'a oy vermiş oldukları kaydedildi. Uygulanan “kalkınmacılık” politikası, inşaat sektörünü hükümetin temel önceliklerinden biri haline getirdi. Örneğin, 2005 yılı, alışveriş merkezlerinin (AVM) yaygınlaşmasında bir dönüm noktası olarak görülmektedir. 2005’te 106 olan AVM sayısı, 2010 yılında 263'e, 2014 yılında ise 447'ye yükselmiştir.  Ayrıca, 2002'de 43.430, 2006'da 114.204 ve 2007'de de 106.659 yeni inşaat projesi başlatılmıştır (Moudouros 2014, 187).

AKP'nin ihracata yönelik serbest piyasa stratejisi ve büyük miktarda yabancı yatırım çekilmesi de Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulundu. 2002 yılından bu yana, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) 230 milyar dolardan 788 milyar dolara yükseldi (Yörük ve Yüksel 2014, 107). Anadolu'da yeni sanayi merkezlerinin ortaya çıkışı, yeni pazarların aranması ve daha önce ihmal edilen Ortadoğu'nun cazip bir pazar haline gelmesi sonucunu doğurdu (Altunışık ve Martin 2011, 579). Sonuç olarak, 2010 yılında Türkiye'nin Orta Doğu'ya olan ihracatı 2005 yılından iki kat artarak 20.975.147 milyon dolara ulaştı. Türkiye'nin AB ile ticareti bu dönemde daha da önem kazandı ve 2010 yılında AB’ye ihracat 52.685.310 milyon dolara ulaştı (Altunışık ve Martin 2011, 580). AKP hükümeti ayrıca, Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) girişini artırdığı için de takdir topladı. Türkiye 2015 yılında yatırımcılar için en populer 22. ülke haline geldi ve küresel yatırımdan yüzde 1 civarında bir pay aldı (Hürriyet Daily News, 24 Haziran 2015).

ii- Sosyal yardım programlarında patlama

AKP'nin hegemonyasının arkasındaki bir diğer önemli faktör, neoliberal ekonomi politikalarının yıkıcı etkilerini hafifletmek için uyguladığı popülist politikalardır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri, sosyal yardımlarda ciddi bir artış oldu. 2003-2007 yılları arasında kaynakların % 54'ü sosyal yardım için (gıda, kömür vb.), % 23'i yoksul ailelere aylık ödemeler şeklinde şartlı nakit transferlerine harcandı (Yıldırım 2009, 98). 2006 yılında yapılan bir kamuoyu yoklamasına gore AKP oylarının çoğunluğunu ev hanımlarından ve ardından çiftçiler, özel sektörde çalışan mavi yakalı işçiler ve işsizlerden almıştır (Odak Araştırma 2006). Birçok gözlemci, kadınlardan, özellikle yoksul ailelerden gelen yüksek desteği bu sosyal yardım programlarının bir sonucu olarak görüyor (Tremblay 2014).

iii- Neoliberal hegemonyanın sembolik ve ideolojik kaynakları

Bu bölümde, neoliberal hegemonya kurmak için AKP'nin kullandığı ideolojik simgeler ve dini / kültürel kodlar üzerinde durulacak. Antonio Gramsci'ye göre, egemen sınıfların bağımlı sınıfların rızasını alabilmek için bu sınıfların bazı değerlerini sahiplenmesi gerekir (Jones 2006, 34). Dolayısıyla, her hangi bir hegemonya stratejisinin en temel bileşeni bağımlı sınıfların kültürel unsurları ile bağlantılar kurmaktır. Gramsci, sağduyu (common sense) kavramına atıfta bulunur. Gramsci’ye göre sağduyu, egemen sınıflar tarafından dolaşıma sokulmuş dünyanın “resmi” kavramsallaştırmaları ve insanların sosyal hayattaki pratik deneyimlerini içeren karmaşık bir oluşumu tanımlar. AKP’nin organik entellektüelleri neoliberal hegemonyayı Türk toplumundaki bu sağduyuya dayandırarak inşa etmişlerdir.

Türkiye’de sağduyunun önemli bir bileşeni olan Sunni İslamcı değerler belli kurumlar ve ağlar tarafından her gün yeniden üretiliyor. Bunlardan ikisinden bahsetmek anlamlı olacaktır: dini cemaatler ve İmam Hatip okulları. Konya üzerinde yaptığı çalışmasında Durak (2013) cemaatlerin işçiler üzerinde neoliberal hegemonyayı kurmak konusunda çok önemli bir rol oynadığı tespitini yapmıştır (Durak 2013, 27). Çalıştığı işlerini akrabaları ya da dini cemaatler aracılığıyla bulan işçiler, yüksek işsizliğin olduğu bir ortamda özellikle de işverenleri dindarsa, bir minnettarlık duygusuyla hareket ediyorlar (Durak 2013, 42). Dolayısıyla işveren ve işçilerin paylaştığı dini değerler, işçiler üzerinde bir disiplin yaratıyor.

Sunni İslamcı sağduyunun yayılmasını sağlayan ikinci etken, İslami ilkelere dayalı kamusal eğitim veren İmam Hatiplerdir (Alam 2009, 363). 1951 yılında sadece yedi tane İmam Hatip okulu varken, 2001 yılında 604 orta ve 558 lise düzeyinde imam hatip okulunun açılmıştır. İmam hatipler başlangıçta sadece vaiz yetiştirmek için meslek okulları olarak açıldıysa da zamanla bu okullar öğrencilerin hem dini hem de dini olmayan dersler aldığı alternatif bir eğitim sistemine dönüştü. İmam hatip mezunları önemli kamusal mevkilerde yer almaya, hukuk alanında çalışmaya, siyasete girmeye ve ulusal ve yerel hükümet yönetim kadrolarında çalışmaya başladıkça, Türk toplumunun ve devletinin İslamileştirilmesinde önemli bir rol oynamaya başladılar (Alam 2009, 364).

AKP’nin önceli olan Refah Partisi’nin 28 Şubat 1997 askeri müdahalesiyle kapatılmasının ardından imam hatip mezunlarının normal üniversitelere girmemesi ve sadece üniversitelerin İlahiyat Bölümlerine girmesini öngören bir karar alındı. 1998 yılında 396, 677 öğrenci İmam Hatiplerde eğitim alırken, bu sayı 2002 yılında 71,583’e düşecekti (Alam 2009, 364). AKP’nin 2002’de başa gelmesi, imam hatip okullarının hızlıca artmasına yol açacaktı.  AKP yeni bir düzenlemeyle 2011’den itibaren imam hatip mezunlarının üniversitede istedikleri bölüme girebilmelerini mümkün kıldı (Miller 2014, 24). AKP’den sonra imam hatip okullarına giden öğrenci sayısı yüzde 90 arttı. Bu 2015 itibarıyla, tüm öğrencilerin yüzde 9’unun, 10-18 yaş arasında bir milyon çocuğun imam hatip okullarına gittiği anlamına geliyor (Miller 2014, 23; Letsch 2015).

Sonuç

Bu tebliğin ana tezi, AKP’nin 2000’lerin başından itibaren ilk kez Türkiye’de neoliberal hegemonyayı tesis etmiş olduğuydu. AKP’nin en temel başarısı, egemen sınıflar arasında bir birlik sağlayarak ve bağımlı sınıfların rızasını almayı başararak burjuvazinin 1970lerden itibaren deneyimlediği hegemonya krizini aşmayı başarmış olmasıdır. AKP, izlediği neoliberal ekonomi politikalarıyla daha fazla eşitsizlik getirmiş olsa, işçi sınıfının desteğini almakta başarılı olmuştur. AKP’nin İslamcı değerleri kullanmasının işçi sınıfının rızasını almasına yardımcı olduğu görülmüştür.

Neoliberal hegemonyayı tesis ederken AKP temel olarak üç ana strateji kullanmıştır: ekonomik kalkınma, populist politikalar ve sembolik/ideolojik alan. AKP’nin ekonomik kalkınmaya yaptığı vurgunun seçmenden gelen desteği önemli ölçüde açıkladığı üzerinde durulmuştur. AKP döneminde çok fazla artış gösteren sosyal yardımların da özellikle dar gelirli bireylerden gelen rızayı açıkladığının altı çizilmiştir. Son olarak AKP’nin neoliberal hegemonyayı tesis etmek için başvurduğu Sunni Islamcı öğelerin dini cemaatler ve imam hatipler tarafından sürekli olarak nasıl yeniden üretildiği ortaya koyulmuştur.


Kaynakça

Akça, İsmet, Ahmet Bekmen and Barış Alp Özden.(editors) 2014. Turkey Reframed: Constituting Neoliberal Hegemony, London: Pluto Press.

Alam Anwar. 2009. “Islam and Post-Modernism: Locating the Rise of Islamism in Turkey”, Journal of Islamic Studies, 20:3: 352–375

Altunışık Meliha B and  Lenore G. Martin. 2011, “Making Sense of Turkish Foreign Policy in the Middle East under AKP”, Turkish Studies, Volume 12, Issue 4: 569–587

Bozkurt, Umut, 2013, “Neoliberalism with a Human Face: Making Sense of the Justice and Development Party’s Neoliberal Populism in Turkey”, Science & Society, Vol. 77, No. 3: 372–396

Buğra, Ayse, and Aysen Candaş. 2011. “Change and Continuity under an Eclectic Social Security Regime: The Case of Turkey.” Middle Eastern Studies, 47:3 (May): 515–528.

Coşar, Simten and Metin Yegenoğlu. 2009. “The Neoliberal Restructuring of Turkey’s Social Security System.” Monthly Review (April): 36–49.

Durak, Yasin. 2013.Emeğin Tevekkülü Konya’da İşçi-İşveren İlişkileri ve Dindarlık, (Workers resigning themselves to their fate; employer-employee relations in Konya and religiousity), İstanbul: İletişim Yayınevi

Haber Türk, 2002, November 2002 Election Results, available at: http://www.haberturk.com/secim2002

Haber Türk, 2007, July 2007 Election Results, available at: http://www.haberturk.com/secim2007

Hürriyet Daily News. 2015.“Turkey ranks 22nd most popular spot for foreign direct investors: Association”, June 24, Accessed August 6, 2015, http://www.hurriyetdailynews.com/turkey-ranks-22nd-most-popular-spot-for-foreign-direct-investors-association.aspx?pageID=238&nID=84484&NewsCatID=345

Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, (2014), Cumhurbaşkanlığı Seçimi Sonrası Araştırması (Opinion Poll After the Presidential Elections), 10 August, available at: http://www.ipsos.com.tr/downloads/pdf/IPSOS_SRI_2014Cumhurbaskanligi_Secimi_Sandik_Sonrasi_ArastirmasiVF.pdf

Jones, Steve. 2006. Antonio Gramsci. London: Routledge.

Letsch Constanze , 2015. “Turkish parents complain of push towards religious schools”, Guardian, February 12, Accessed July 27, 2015, http://www.theguardian.com/world/2015/feb/12/turkish-parents-steered-religious-schools-secular-imam-hatip

Miller, Alex Christie. 2014. “Pious Young Turks”, Newsweek, 26 December, Accessed July 27, 2015

Milliyet, 2015, June 2015 Election Results, 11 June, available at: http://www.milliyet.com.tr/secim/2015/

Moudouros, Nikos. 2014. “Rethinking Islamic Hegemony in Turkey through Gezi Park”, Journal of Balkan and Near Eastern Studies, 16:2, 181-195

Tremblay Pınar. 2014. “How Erdoğan won the women's vote”, Al Monitor, August 19

Yalman, Galip. 2014. “AKP Döneminde Söylem ve Siyaset: Neyin Krizi?” (Discourse and Politics During the AKP Era: The Crisis of What?) İktidarın Şiddeti AKP'li Yıllar, Neoliberalizm ve İslamcı Politikalar, edited by: Simten Coşar and Gamze Yücesan Özdemir İstanbul: Metis Kitap, 23-46

Yıldırım, Deniz. 2009. “JDP and Neoliberal Populism” (in Turkish). In The JDP book: The Balance Sheet of a Transformation, edited by İlhan Uzgel and Bülent Duru, Ankara: Phoenix Yayınevi.

 

Yörük, Erdem and Murat Yüksel. 2014. “Class and Politics in Turkey’s Gezi Protests”, New Left Review 89, September-October: 103-123

 

 

 

 

 

 

Dergiler Haberleri