“En kötü yazını yazdın” demişti, milletvekilimiz Birikim Özgür.
“O nasıl yaklaşım, Türkiye’den elektrik gelirse, KIB-TEK kapanacak ne demek? Her halükarda kamu bu alan içerisinde olmak zorunda… KIB-TEK’in kapanması söz konusu değildir”
***
Belki haklı olabilir.
Biraz duygusal, biraz fazla ‘tepkisel’ olabiliriz bizler de...
Çünkü anımsayınız, elektriği güneyden aldığımız dönemde, yine KIB-TEK vardı.
Vardı da, ne oldu?
20 sene boyunca elektriği bedava aldık, halktan parayı topladık.
Daha önce de yazmıştım, o parayla, şimdi ‘KIB-TEK Bankası’ kurulmuş olmalıydı.
Oysa ‘taş taş üzerine’ konmadı.
***
“Türkiye’den kabloyla elektrik gelirse…
Hesap ortada, 55 kuruş yerine, 26 kuruşa tüketiciye enerji verilecek.
Yani her bir fatura neredeyse ‘yarı yarıya’ düşecek.
Ancak, kabloyla gelen elektrik, genel tüketimin tümünü karşılamayacak.
KIB-TEK de yeni yatırımlar yapacak, o da üretimi sürdürecek.
Kabloya bağımlı kalmayacağız…”
Böyle anlatıyor Birikim Özgür…
Kendi köşesinde de yazmış zaten, “kablo projesi” diye…
İyi de o durumda ne kadar ‘özgür’ olacağız, hâlâ soru işareti beynimde.
***
Nasıl satacağız peki?
Yani ‘Türkiye’den gelen elektrikle, Kıbrıs’ta üretilenin farkı ne olacak?’
Ortak bir maliyet çıkacak herhalde…
Bilemiyorum.
***
Şunu anladım ki günün sonunda, her türlü alternatife değerlendirmek gerekiyor.
Öyle de…
Önce bir ‘proje’ olmalı elimizde…
Bir öneri, çalışma, rapor…
“Fırsatlar” neler ve “tehditler”, bilmeliyiz!..
Herkes konuşuyor da henüz bir ‘proje’ yok ortada…
Öyle değil mi sevgili Birikim Özgür!..
Hani, proje nerede?