Milliyet Gazetesi Kıbrıs Temsilcisi Sefa Karahasan Kıbrıs Postası’ndaki yazısında adeta isyan etti.
Kendisi de Türkiye’den adaya gelen Sefa ilginç bir çıkış yaptı, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulan Türkiyeli dernekler derhal kapatılmalıdır!” dedi.
Sefa yazısında “Bir Türkiye kökenli ancak KKTC yurttaşı olarak, Türkiyeli derneklerin derhal kapatılmasını istiyorum…” diye de devam etti.
Peki Sefa’nın isyanının altında yatan nedir?
Neden bu dernekler kapatılmalıdır?
***
Sefa şöyle açıklıyor:
Bu ülkede hala ‘Göçmenler Derneği’ var!
Kabul edilemez.
Bu ülkede şu ilin bu ilin dernekleri var!
Kabul edilemez.
Kıbrıs Türk insanı ve kültürü ile 40 yıldır ‘kaynaşamayan’ bu halka ‘aynı duyguları’ yaşayacak duruma gelemeyen Türkiyeli varsa, bu ülkede yaşamamalı!
40 yıl ‘göçmenlik’ mi olur?
Kurulan veya şuanda faaliyetlerini sürdüren ‘bazı’ dernekler “ayrımcılığı” çağrıştırıyor diye binlerce eleştiri alıyor!
Kıbrıslı Türk-Türkiyelilik böylece giderek artıyor!
Her seçim dönemi, ‘bazı’ derneklerin partilerden aldıkları ‘yardım’ adı altındaki paraları ‘yakından’ biliyorum.
Siyasi parti yetkililerinin, “Sefa şu sizin ülkenin dernek yönetici az önce yanımdaydı, şu kadar para verdik” dediğini anımsıyorum!
Bugünden itibaren bu dernekleri yönetenler yeniden düşünmelidir.
Kıbrıs Türk halkı ile tek vücut olarak sorunlarda kafa yormalıdır.
Seçim dönemlerinde ‘dernek’ açılışları yapmamalıdır.
Siyasi partilerle ‘ilişkileri’ düzeyli bir seviyeye çekmelidir.
Bunları yaparken, artık ‘dernekleri’ kapatmak gerektiğini anlamalıdır.
Toplumsal olarak ‘mücadele’ verilmelidir.
Mücadele Kıbrıs Türk halkı ile birlikte olmalıdır.
Eğer yaşanan sıkıntılar varsa, bu sorunları çözmenin adresi ‘dernek’ kurarak olamaz.
Yeni bir yılda; toplumsal uzlaşı için ‘bölgesel’ derneklere değil ‘kültürel’ derneklere ağırlık vermeliyiz.
Birlikteliği vurgulayan.
Kıbrıs Türk kültürü ile Türkiye’nin yani Anadolu’nun kültürünü kaynaştıracağımız yapılaşmalar!
Bizlerin tek vücut olduğunu o zaman daha iyi anlatırız Kıbrıslı Türklere!
Yoksa kendi derneklerimizde; kendimiz çalar kendimiz oynarız!
***
Sefa Karahasan, hiç de yanlış düşünmüyor…
Aynen katılıyorum…
Maaşlar, haber…
Dünyanın başka bir ülkesinde “maaşlar ödeniyor” diye bir haber yazılır mı?..
Ya da “13. Maaşlar Cuma günü ödenecek”…
Böyle bir açıklama da yapar mı “normal” bir ülkede, normal yöneticiler.
Maaşları ödeyecekmiş!
Hadi canım.
Bunu bir de müjde gibi duyururlar ya ona gıcık oluyorum.
Yahu, herhalde sen maaşları ödeyeceksin, görevin bu!
Belediyelerin “çöpleri topladık, otları temizledik” diye haber merkezlerine haber geçtiği bir ülkede, Başbakan da maaşların ödeneceğini “haber” yapabilir demek ki…
Her şey ters, herkes bir acayip…