*** Kıbrıslırum okurlarımızdan...
“Türkiyeliler’in bulunduğu otobüsü EOKA-B’nin elinden kurtaran Çangaris’ti...”
Bir Kıbrıslırum okurumuz, şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Sürekli olarak yazdıklarınızı takip ediyorum ve yaptığınız işin son derece insani bir iş olduğuna inandığım için ben de bildiklerimi size anlatmak istiyorum.
*** Bu olay 1974 yılında meydana gelmiş. Leymosun’a tutuklu olarak götürülen bazı Türkiyeliler, buradaki hapishanede tutulmaktaymış. Bunlar çeşitli yerlerden yakalanmış olan Türkiyeliler imiş.
*** Bir süre sonra onları esir tutan Kıbrıslırumlar, “Elimizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı insanlar var. Ya Türkiye uçakları gelip da Leymosun’u bombalarsa?” diye korkmaya başlamışlar.
*** Bunun üzerine esir tuttukları bir kısım Türkiyeliyi bir otobüse koyarak Trodoslar’da Agros köyü yakınına kadar götürmüşler fakat bu bölgede bulunan bir barikatta durdurulmuşlar.
*** Barikattakiler bazı EOKA-B’ciler imiş ve otobüstekilerin Türkiyeli olduklarını öğrenince, onları alıp öldürmek istemişler.
*** Otobüsteki Türkiyelileri, EOKA-B’nin bu öldürme niyetinden kurtaran Makarios’un kurduğu polis birliklerinden üst düzey bir yetkili olan Çangaris adlı Kıbrıslırum olmuş.
*** Çangaris, EOKA-B’cilerle epeyi çekişmiş ve sonuçta otobüsü EOKA-B’nin elinden alarak gerisin geri Leymosun’a götürmüş. Sanırım ondan sonra da bu Türkiyeli esirler, Türkiye’ye gönderilmişlerdi...
*** Çangaris adlı bu Kıbrıslırum bu konuda bir de kitapçık yazdı. Size bu kitapçığı da verebilirim...”
Bu okurumuza paylaştığı bu bilgiler nedeniyle sonsuz teşekkürler...
“Peristerona Piyi’deki Kıbrıslıtürkler’in evleri yakılmıştı...”
Bir Kıbrıslırum okurumuz (adı yanımızda mahfuz) bizi arayarak şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Ben 70 yaşında bir Peristerona Piyili’yim. Muratağa-Atlılar-Sandallar’da Peristerona Piyi’nin EOKA-B timinin gerçekleştirdiği katliamla ilgili yazdıklarınızı okudum. Bu katliamı gerçekleştirenler, hayvanlardan da aşağı yaratıklardır. Ben 1974’te köyde değildim fakat katliamı gerçekleştiren bazı EOKA-B’cileri çocukken tanırdım.
Bunlardan birisi P. idi, ailesi çok şovenistti, onun katliama karıştığını duyduğumda inanamadım... Duyduğum kadarıyla son birkaç yıldır kanserle boğuşuyor ve hastaymış. P. Leymosun’da “din eğitimi” öğretmeni idi, şimdi hala ders verir mi, yoksa emekli oldu mu, bilmiyorum. Katliama katılan bir diğer şahıs, M. adlı birisiydi, bu şahıs da okuldayken okulun delisiydi, çok densizdi ve çok haylazlıklar yapardı. Bu katliamı gerçekleştirenler dediğim gibi hayvanlardan daha aşağı yaratıklardır çünkü hayvanlar bile, bunların yaptığını yapmaz... Vahşi birer hayvan gibi davrandılar... Bu yüzden yıllardır “Peristerona Piyiliyim” demek bizim için büyük bir utanç kaynağı oldu, EOKA-B’cilerin bu yaptıkları nedeniyle. O nedenle size teşekkür etmek istedim. Çünkü siz yazılarınızda katliamın EOKA-B’ciler tarafından yapıldığını açıkça yazdınız, tüm Peristerona Piyililer’i töhmet altına almadınız ve aradaki farkı gösterdiniz. EOKA-B’nin bu katliamı nedeniyle, bazı masum Peristerona Piyili insanların da bazı Kıbrıslıtürkler tarafından “intikam” gerekçesiyle öldürülmüş olduğunu yazdınız. Bunun için size teşekkür ederim. Çünkü gerçekleri yazdınız.
Bir zamanlar Peristerona Piyi’de Kıbrıslıtürkler de yaşardı, bizim çok iyi aile dostlarımız vardı ki hala onlarla görüşmekteyiz. Mesela ben küçük yaşlarda komşu çocukları Ayten, Gülten ve Mehmet’le oynayarak büyüdüm, o zamanlar Türkçe de konuşuyordum, şimdi yaşlandım ve çoğu sözcüğü unuttum. Biraz praktis yapabilsem eminim Türkçe lisanını hatırlayacağım ama hala pek çok sözcük biliyorum. Ayten, Gülten ve Mehmet’in babası galliga (nalbant) idi ve köyde çok fazla iş olmadığı için sanırım 1940’lı yılların sonlarında, galiba 1946’da Kaymaklı’ya göç etmişlerdi. Sonra da kızlar Londra’ya göç etmişti. Fakat biz hala telefonda konuşuyoruz, dostluğumuz devam ediyor. Hatta Mehmet bugünlerde adadadır, gelip bana börek ve lokma getirdi. Biz uzun yıllara yayılan samimi dostluğumuzu sürdürüyoruz.
Bu katliamla ilgili çok düşündüm. Genelde Peristerona Piyililer’in civar köylerdeki Kıbrıslıtürkler’le iyi ilişkileri vardı. Böylesi bir katliama gerekçe olacak herhangi bir dramatik olay yaşanmamıştı.
1958’de TMT-EOKA devrinde, köyde yaşayan Kıbrıslıtürkler, Peristerona Piyi’den (şimdiki Alaniçi) bazı EOKA’cılar tarafından kovulmuştu. Onlar da kaçıp sanırım Muratağa’nın dışında evcik yapmışlardı. Peristerona Piyi’den kovulan Kıbrıslıtürkler, oldukça varlıklı ailelerdi, malları, tarlaları vardı. Hatta bu tarlalarını Kıbrıslırumlar’a da kiralarlardı. Köyden kovulduktan sonra onları kovan EOKA’cılar, Kıbrıslıtürkler’in evlerini yakmışlardı. Ben o zamanlar 17 yaşlarında bir genç kız idim... O günü çok iyi hatırlarım... Annem dışarıya fırlamış ve onları durdurmaya çalışmıştı, ona dönüp “Hanım, hanım! Derhal evine gir ve sesini çıkarma yoksa sonu fena olur! Zaten sen bunlarla çok samimiydin, bunu da bilirik” diyerek annemi tehdit etmişlerdi... Ve Kıbrıslıtürkler’in evlerini yakmışlardı...
Ortalık yatıştıktan sonra, köylülerimiz Kıbrıslıtürkler yine Peristerona Piyi’ye gelmeye devam ediyordu, bizim evimize de geliyorlardı. Dediğim gibi köyde malları, tarlaları olduğu için, bunların kiralarını almaya gelirlerdi. Her geldiklerinde de bize birşeyler getirirlerdi.
Ben Kıbrıslıtürkler’i, Kıbrıslırumlar’dan ayrı görmüyorum, hepimiz aynı adanın, aynı toprağın çocuklarıyız...
Lütfen yazmaya devam ediniz ki herkes gerçekleri öğrenebilsin... Tekrar teşekkür ederim...”
Bu Kıbrıslırum okurumuza sonsuz teşekkürler. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımı, isimli veya isimsiz olarak beni aramaya davet ediyorum. Kıbrıslıtürk okurlarım için cep telefonum 0542 853 8436, Kıbrıslırum okurlarım için CYTA telefon numaram 99 966518’dir. Birlikte bu topraklarda yaşanmış olan iyi ve kötü olayları açığa çıkaralım ki geçmişe bakarak nasıl bir gelecek kurmamız gerektiğini öğrenebilelim...