Kıbrıs (Güney) Yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Türkiye’nin “AB katılımına aday ülke olmanın ne anlama geldiğini idrak edemediği” belirterek Ankara’nın, “AB ve Güney Kıbrıs karşısında üstlendiği taahhütlerin uygulanmasının pazarlık konusu olmadığını” söyledi.
Türkiye Baş Müzakerecisi Egemen Bağış’ın “Rum kesiminin doğal gaz konusunda İsrail’in Truva atı olduğuna” dair açıklamalarını yorumlayan Markulli, “bu tarz açıklamaların Türkiye’nin AB’ye katılıma aday ülke olmanın ne anlama geldiğini anlamadığını gösterdiğini” belirtti.
“Türkiye’nin Rum kesimine Kıbrıs sorunu yüzünden kapalı olan AB katılım başlıklarından birinin açılması karşılığında; Mersin limanının Kıbrıs bandıralı gemilere açılacağına dair önerisiyle” ilgili haberi de yorumlayan Markulli, bunun çok eski bir öneriden ibaret olduğunun altını çizdi.
“AB PAZARLIK KONUSU DEĞİL”
Türkiye’nin yüzyıllardan beridir pazarlıklarıyla bilindiğini iddia eden Markulli, ancak Türkiye’nin “AB’nin pazarlık konusu olmadığını anlaması gerektiğini” ifade etti.
Kıbrıs Rum radyosu RİK’in haberine göre Markulli; Mısır’ın Güney Kıbrıs’taki yeni büyükelçisi Menha Mahrous Bakhoum ile Bakanlıkta gerçekleştirdiği görüşmenin ardından bazı açıklamalarda bulundu.
Kıbrıs (Güney) Yönetimi ile Mısır arasında imzalanan anlaşmalarla ilgili bir soruya karşılık, Mısır’ın bunlara itibar ettiğini ve Rum tarafıyla imzaladığı anlaşmaların hepsine saygı göstereceğini dile getirdi. Markulli, Mısır ile Güney Kıbrıs’ın; 2003 yılında iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgenin belirlenmesi anlaşmasını imzalamalarının dışında, hidrokarbon yataklarından birlikte istifade edilmesine dair “önemli bir anlaşma” daha imzaladıklarını belirtti.
ANLAŞMA ONAY BEKLİYOR
Anlaşmanın iki ülkede de onay için beklediğini dile getiren Markulli, “hidrokarbon yataklarından birlikte istifade edilmesiyle ilgili çeşitli ortak çalışmalara en kısa zamanda başlayabilmemiz için; Mısır büyükelçisinden istediğim şey, iki ülkenin özellikle de Mısır’ın, bu çok önemli anlaşmanın onaylanması istikametinde ilerlemeleridir” ifadelerini kullandı.
İleri sürülen Türk tehditlerini Mısırlı büyükelçiyle görüşüp görüşmediklerine dair bir soruya ise Markulli, Mısır’ın tutumunun net olduğunu ve Mısır’ın “uluslararası toplumun tüm diğer ülkeleri gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını tanımakta olduğunu” söyledi.
“Dünyada Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu münhasır hakkını tanımayan tek bir ülke bile bulunmadığını” savunan Markulli, “çünkü bildiğiniz gibi, ülkelerin çoğunluğu BM’nin Deniz Hukukuyla ilgili sözleşmesinin taraflarıdır, şu halde farklı görüşe sahip olmaları mümkün değildir” dedi.
Türkiye’nin ne yazık ki sadece bu anlaşmayı imzalamamakla kalmayıp, bu anlaşmanın muhalifi de olduğunu belirten Markulli, Türkiye’nin deniz hukukuyla ilgili olarak kendi yorumlarına sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin, K. Piri Reis araştırma gemisi ve Norveç araştırma gemisi “Bergen Surveyor” ile, Güney Kıbrıs’ın MEB’inde yapmakta olduğu araştırmaları şikayet etmek için girişimlerde bulunup bulunmadıklarına dair bir soruya karşılık ise Markulli, “ilk günden girişimlerde bulunulduğunu” söyledi.
Konuyla ilgili olarak hem Norveç hükümetine hem de Fransız hükümetine yönelik girişimlerde bulunduklarını dile getiren Markulli, öncelikle BM ve BM Güvenlik Konseyi nezdinde girişimlerde bulunduklarını sözlerine ekledi.