“KKTC yurttaşı bazı isimler Türkiye’ye gidemiyor.”
Kim bunlar?
* * *
Amerikalı yazar ve editör Michael Rubin “Erdoğan’ın Siyasi Terimler Sözlüğü” başlıklı bir paylaşım yapmıştı.
FETÖ:
Erdoğan'ı tenkit eden Türkler.
PKK:
Erdoğan’ı tenkit eden Kürtler.
CIA:
Erdoğan’ı tenkit eden Amerikalılar.
* * *
Sanmam ki mesele bu kadar “sıradan” olsun... Ama insan aklının yanıt bulamadığı o kadar çok soru işareti var ki!
* * *
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi dün bir basın toplantısı düzenledi ve Türkiye’ye yurt dışından iade edilen “terör örgütü” üyelerinin çoğunun KKTC’de “gizlendiğini” söyledi.
Bunlar TC yurttaşları...
Bir de “KKTC yurttaşları” var.
Kimileri Kıbrıslı...
Yurttaş oldukları için “iade” edilmiyorlar. Türkiye’ye de gidemiyorlar tabii… Gitseler, tutuklanacaklar.
* * *
“Bu insanlar tam olarak ne yaptı, suçları ne” bilmiyoruz.
Sorduğumuz zaman yanıt da alamıyoruz.
* * *
Bir de Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olup da “Bakanlar Kurulu” kararı ile alelacele “KKTC yurttaşlığı”na alınanlar varmış.
İşte Türkiye, bu yöndeki Bakanlar Kurulu kararlarının geri alınmasını istiyor şimdi…
* * *
Kıbrıs Türk İşadamları Konseyi diye bir örgüt, 6-7 sene evvel bizi İzmir’e götürmüştü.
8-10 gazeteci ve yazardık.
Tümü tanıdığımız, memleketten bildiğimiz iş insanlarımız vardı.
Bir başka grup gazeteci arkadaşla da Avrupa’ya gitmişlerdi.
“Bu örgüt de neyin nesi” demiştik o dönem, “Kıbrıs Türk Ticaret Odası’na alternatif mi?”
Elçiliğin önerisi ile bu konseyi kurduklarını, Türkiye hükümetinin tam desteğiyle de yurt dışında yeni pazarlara açıldıklarını anlatmışlardı.
Erdoğan’ın Gül’ün uçağıyla dünyaya ulaşıyor, Türkiye’deki “kardeş örgüt” sayesinde yeni iş bağlantıları yapıyorlardı.
Üç dört gün bunları dinlemiş, Işık Kolejleri’ni gezmiş, modern okullardan etkilenmiş, islami unsurların fazlaca baskın olmasından ürkmüş ve Türkçe Olimpiyatları’na gitmiştik.
135 ülkeden yüzlerce öğrenci vardı.
Her ülkeden çocuklar Türkçe konuşuyor, şarkılar söylüyordu.
Kıbrıs yoktu, şaşırmıştım.
Tribünler hıncahınç doluydu ve kadınların neredeyse tümünün başı örtülüydü.
AKP’li tanınmış siyasiler kürsüye çıkmış, “Hocaefendi” diyerek uzaklara saygılar göndermişti. Erdoğan sanırım gelmemiş, uydu bağlantısıyla dev ekranlardan cemaate seslenmişti.
“Sanırım” diyorum çünkü, çok fazla orada kalmamış, arkadaşlarla İzmir Kordon’a bira içmeye gitmiştik.
* * *
Öğreniyorum ki, o bizi İzmir’e taşıyan iş insanlarının bazıları şimdi Türkiye’ye gidemiyor.
Akademisyenin, gazetecinin, askerin, memurun, işçinin, yatırımcının, popçunun, topçunun “hapse” girdiği bu darbeden, bir tek “siyasiler” yırtmış nedense!
Sanırım elli sene sonra ortaya çıkacaktır kokusu...
Ne olmuş, ne bitmişse!