KKTC’de şu anda gündem şu soru: Ne olacak bu Türk Lirası’nın hali?
Türk Lirası’nın gidişatı; “Aman Tanrım!”
-*-*-
Çok ciddi, sürekli ve hızlı bir değer kaybı söz konusu...
Türk Lirası’nın değer kaybının sorumlusu kimdir?
Tabii ki Recep Tayyip Erdoğan’dır!
Ve en basit çözüm olarak ilk akla gelen, “tabii ki Erdoğan gitmelidir!”
-*-*-
Türk Lirası’nın değer kaybı ne demektir?
Çok basit bir örnek verelim; kazancı Türk Lirası olan her Kıbrıslının, otururken, büyük veya küçük abdest yaparken, çalışırken, güneşlenirken, bisiklet sürerken, alkol alırken ya da sevişmeye çalışırken “yoksullaşması”dır!
-*-*-
Faiz politikasına, hırsızlıklara, kaybolan Dolarlara, Reza Zarrab’lara, 128 milyar Dolar’ın uçuşuna, 450 milyar Dolarlık dış borç birikmesine girmenin bir anlamı yok...
-*-*-
Çok basit bir başka örnek verelim...
Türk Lirası’nın değer kaybı ne demektir?
Kazancı Euro olan her Kıbrıslının, otururken, büyük veya küçük abdest yaparken, çalışırken, güneşlenirken, bisiklet sürerken, alkol alırken ve sevişirken “keyiflenmesi”dir!
-*-*-
Mesela Andreas ve Maria kardeşlerim, akşam evde oturuyor, KKTC’de benzinin litresi Euro cinsinden diyelim ki 1’dir!
Gidiyorlar, Kıbrıslı Türk Mehmet ve Ayşe’ye göre yukarıdaki yazıdan da anlayacağınız üzere, çok daha keyifli bir şekilde sevişiyorlar; sabah bir kalkıyorlar, KKTC’de benzin olmuş 0.80 Euro!
-*-*-
Evet, Türkiye’nin özellikle ekonomik anlamda mutlak iflası, KKTC’yi kesinlikle sevişmekten bile keyif alamayan insanlar topluluğu haline dönüştürmüştür!
-*-*-
Keyif kalmadı!
Mangalımız gitti, alkolümüz bitti!
İnşallah Erdoğan da gider!
-*-*-
Efendim, Erdoğan giderse kurtulur muyuz?
Yani Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa, ekonomik anlamda Türkiye’nin başı göğe mi erecek?
Elbette kısa sürede bu imkansızdır!
Ama ilerisi için umut vardır!
Ancaaaak, Erdoğan yeniden kazanırsa, hele hele de Batı’ya diklenir, Avrupa ile ipleri tamamen koparır, Amerika ile papaz olursa; saraylardaki mutlulukta değişiklik olmaz da, 85 milyonun anası ağlamayı bile unutur!
-*-*-
Emperyalizme teslim mi olacağız?
Güzel soru!
Mantıksız da değil!
Emperyalizme teslim olmak başkadır; kapitalist çıkar ilişkileri çerçevesinde kuralları, prensipleri ile oyunu iyi oynamak başkadır.
Kimse, teslim olun demiyor!
“İyi oynayın” diyor!
-*-*-
İyi oynamaya örnek mi?
Şu ana kadar oynanan iyi olsaydı, Dolar, Euro ve Sterlin geçen son 5 yılda yedi gabilemize bu şiddette tecavüz edemezdi!
Bu seviyede yoksullaşma yaşanmazdı!
-*-*-
Ve ayrıca, “iyi oynanmadı” demek dışında bir şey söylemiyorum...
Emperyalizme, kapitalist vahşete teslim olmaktan söz ettiğim de kesinlikle yoktur!
Açık olan şudur; Erdoğan’ın kazanması halinde, Türkiye’nin Afganistanlaşması riskinin de çok iyi analiz edilmesi, ayrıca şiddetle tavsiyemdir!
-*-*-
Erdoğan kazanırsa ekonomi toparlayamaz, demokrasi kötüleşir, insan hakları kaybolur, adalet boğulur...
Haaaa; “asla olmaz böyle bir şey” diyenler; işte o zaman Batı’ya, Avrupa’ya, Amerika’ya tam teslimiyetin ne olduğunu da görecektir!
-*-*-
Çünkü kazandığı takdirde, tam anlamıyla diktatörleşecek bir Erdoğan, ya Batı ile tamamen ipleri koparacaktır; ya da kendini ispat etmek ve asla Batı’dan uzaklaşmayıp, demokratik bir Müslüman görüntüsü sergilemek için kendi deyişiyle, “her türlü tavizi” vermek zorunda kalacaktır!
Kaybetmesi Türkiye’nin mutlu ve aydınlık geleceği için “şart”tır!
-*-*-
Türkiye’de 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri, tarihin en önemli siyasi sahnelerinden biridir...
Bu sahnenin sonunu kestirmek kolay değildir.
Bu sahnenin sonunda yenilen tarafın kargaşa çıkarma – bir çeşit darbe yapma olasılığı dahil, her türlü olasılık söz konusudur.
-*-*-
Tanrı’nın bu saatten sonra Türkiye için yapacağı hiç bir şey de yoktur!
Görev, Türkiye’yi seven herkesindir...
Türkiye’yi seven, gider oyunu kullanır, Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçer ve en azından “Aydınlık Türkiye’yi korur”...
EOKA ve TMT ne
kadar başarılı oldu?
Pazar günü bu türden yazılar yazmak istemem...
Ama, bazı bilgiler, kitaplar karıştırdım geçenlerde...
Aklıma takıldı...
TMT ve EOKA canım...
Birinin hedefi, Ada’nın tamamını Yunanistan’a bağlamaktı...
Ötekinin hedefi ise yarısını Türkiye’ye bağlamak!
-*-*-
EOKA’nın başarılı olup olmadığı tartışılır...
Bence başarılı olmamıştır...
-*-*-
Avrupa Birliği üyeliğini “Enosis” saymazsak, EOKA başarısızdır...
Özellikle EOKA B, tam başarısızdır!
Ama Avrupa Birliği üyeliğini “Yunanistan ile birleşme” kabul edersek, ortada bir başarı vardır... Yarım da olsa!
-*-*-
Peki TMT?
TMT’nin yemininin giriş bölümünü hatırlatalım...
Ne deniyor bu yeminin girişinde?
“Kıbrıs Türkünün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için...” deniyor!
-*-*-
Peki sonuç?
Kıbrıs Türkü’nün yaşayış ve hürriyeti, canı, malı, her türlü ananesi, mukaddesatı kesinlikle “tükenmiştir”...
Artık böyle bir “toplum” yoktur...
-*-*-
Kısacası TMT, kendi toplumunu 1974’e kadar korumuştur; hukuken olmasa da fiilen Kıbrıs’ın en azından yüzde 40 toprağını Türkiye’ye bağlamayı da başarmıştır ama “toplumu” ne yazık ki koruyamamıştır!
Hatta toplumuna şu anda örneğin Devlet Bahçeli seviyesinde yapılan aşağılama ve hakarete bile “TMT ruhu” adına, sahip çıkamaz durumdadır!
-*-*-
Eğer bu bir sınavsaydı, TMT’nin durumu, “otur oğlum, sıfır”dır!
Türkiye’de, Rusya’nın, Erdoğan lehine seçimlere müdahalesi konuşuluyor... Aynı Rusya’nın, Amerika’daki seçimlere de Donald Trump lehine müdahale ettiği iddia edilmişti... Tabii ki bunlar ispatlanması çok güç konular... Ama Amerika’daki seçimlerde, Rusya’nın müdahalesinden emin bir vatandaş, fotoğraftaki pankartı hazırlamıştı... Pankartta, “Rusya, eğer dinliyorsan, umarım ezik adamına Sibirya’da uygun bir yer bulmuşsundur...” deniyor...