Biz, liderlerin 26 Şubat’ta buluşmalarını, iyi niyetle “hade kaldığımız yerden devam edelim” demelerini beklerken Anastasiadis’ten bu beklentileri sıfırlayan bir açıklama geldi;
“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin diyaloğu sonlandırdığı gece ve daha önce yazılı olarak da belirttiğim gibi öneriler bir anlaşma sağlamamıştır… O gece ben açıkça diyalog sonlanır sonlanmaz önerilerin artık geçersiz olduğunu söyledim” dedi Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Anastasiadis.
Sözü edilen görüşme ve öneriler 2017 yazında Crans Montana’da yapılan ve bir anlaşma sağlanamadan biten görüşmelerdi.
Ancak biz biliyoruz ki o görüşmede bazı yakınlaşmalar sağlandığı ancak uzlaşılamayan konu/konular nedeniyle BM Genel Sekreteri’nin görüşmeleri bitirdiği şeklindeydi.
Anastasiadis’in “görüşmeler geçersiz” açıklamasının yanında bir de “tutanakların kayıp olduğu” açıklaması da ilginç, kafaları karıştıran, soru işaretlerinin havada uçuşmasına neden olan tuhaf bir açıklamaydı.
“Ve üzüntüyle söylemeliyim ki, maalesef, tüm o günler boyunca, sabah, öğleden sonra ve gece, müzakereler devam ederken tutanaklar bulunabilirdi, sadece 4 Temmuz sabahı olan tutanaklar kayboldu” dedi Rum Lider…
***
İki liderin uzun zamandan sonra tekrar buluşmaları öncesinde Anastasiadis tarafından yapılan bu açıklamalar “bir çözüm, bir anlaşma olabilir mi?” amacıyla gidilecek toplantıya çok da iyi niyetli gidilmeyeceğinin bir ön açıklaması gibi görünüyor.
Belki 4 Temmuz’da yapılan görüşmeler sözlü yapılmıştır, kayıt olmamıştır ama önceki günlerde olan görüşmelerin tutanağı veya tarafların kabulleri/retleri bir şekilde kayıt altına alınmıştır herhalde…
BM gözetiminde olan görüşmelerin, tartışmaların ‘sıfır/geçersiz’ olarak algılanması ve öyle sunulması ne kadar doğrudur!
***
Normal hayatta, siyaset dışı, herhangi bir konuda iki kişiden birinin paylaşılan bir durumla ilgili açıklamaları olduğunda, diğerinin açıklama yapanı çok dikkate almaması, karşılık vermemesi çoğu zaman daha etkili bir karşı duruş yaratır.
Karşılık verilmesi açıklama yapanın ekmeğine bal süren bir durum olur ama dediğim gibi bu normal bir yaşam için geçerli…
Siyasette, hele de Kıbrıs sorunu gibi bir konuda ‘karşılık vermemek’ çok da olası değil galiba!..
Derken akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Akıncı’dan, Anastasiadis’in Crans Montana ile ilgili açıklamalarına tam karşılık değil ama bir açıklama geldi;
“Kıbrıs Rum liderliğinin yalpalamaları, önce kabul ettiklerinden geri adım atması, siyasi eşitliğin temel parametrelerini inkara yönelmesi çözüm yönünde en ciddi engel durumundadır. Ancak bu olumsuz tavırları bertaraf etmenin yolu, haklı ve doğru tezimizden vazgeçmek değildir” dedi Akıncı…
Umarım 26 Şubat tehlikeye girmez!