Tuvalet penceresinden firar etti

Üç gün önce ‘apandisit ‘ ameliyatı olan taburcu aşamasındaki İranlı tutuklu, dün sabahın ilk saatlerinde hastaneden firar etti…

Devrim DEMİR

Üç gün önce ‘apandisit ‘ ameliyatı olan taburcu aşamasındaki İranlı tutuklu dün sabahın ilk saatlerinde hastaneden firar etti.

Tuvalet penceresinden atlayıp, kaçan Mohamed Âmine Khereovbi’nin arama çalışmaları sürüyor.

Merkezi Cezaevi’nde ‘ uyuşturucu ‘ suçundan yargılanmayı bekleyen ve 3 gün önce apandisit ameliyatı olan Mohamed Âmine Khereovbi’nin firarı, ‘ güvenlik zafiyetini’ yeniden gündeme taşıdı.

İki gardiyan tarafından hastanede tedavi gördüğü odada gözetlenen tutuklu Khereovbi dün sabah saat 05.00 sıralarında tuvaleti bahane ederek, pencereden firar etti.

Khereovbi’nin kaçışı ile son 8 yılda firar eden mahkûm veya zanlı sayısı 14’e yükseldi.

Tuvalet penceresinden atladı, kaçtı

Merkezi Cezaevi’nde sirkat suçundan mahkûm olan Mohamed Âmine Khereovbi dün sabah saat 05.00’te gardiyan gözetiminde götürüldüğü tuvaletin penceresinden atlayarak firar etti.

Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem, yaşanan olayı YENİDÜZEN’e doğruladı.

Müdür Bilmem, hastaneden firar eden tutuklunun, uyuşturucu suçundan hükümsüz tutuklu olarak yargılanmayı beklediğini, arama çalışmalarının sürdüğünü, olayın nasıl gerçekleştiği ile ilgili ifadelerin alındığını kaydetti.

8 yılda 14 mahkum kaçtı

Çok rahat planlayıp kaçıyorlar

Firar edenlerin kimi Merkezi Cezaevi’nden kaçarken, kimisi tedavi oldukları hastaneden, kimi de dışarıda iş yapmaya götürüldüğü yerden, bazıları da polis hücresinden kaçtı.

Firar edenlerden 14 mahkûmdan, Yavuz Erten firar ettiği 2015 yılından bu yana bulunmazken, dün sabah kayıplara karışan Mohamed Âmine Khereovbi’nin izine de henüz rastlanamadı.

Kıbrıs’ın güneyine kaçan üç zanlı ise iadeden önce işledikleri suç nedeniyle adanın güneyinde yargılanmaya başladı.

4 zanlı ise Lefkoşa Polis Müdürlüğü hücresinden firar edip, ara bölgede tespit edilmişti.

Biri gardiyan biri polis gözetiminden kaçtı

YENİDÜZEN, 2011 yılından bugüne gerçekleşen firar olaylarını irdeledi.

2011 yılında hırsızlık suçundan mahkûm olan Erdal Dağcı, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’nda temizlik yaparken firar etmiş, sınırı geçmeye çalıştığı sırada Kermiya geçiş noktasında gardiyanlar tarafından yakalanmıştı.

Aynı yıl yaşanan bir diğer firar olayı ise mahkemede meydana gelmişti. ‘Irza geçme’, ‘ev açma’, ‘vahim zarar’ ve ‘ciddi darp’ suçlamasıyla cezaevinde hükümsüz tutuklu olan Ayhan Aydın, Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmak üzereyken, mahkeme binasından kaçmış, bir süre sonra Haspolat’ta yakalanmıştı.

Hastaneden kaçtı, bulunamadı… Yavuz Erten sır oldu…

2015 yılında çalışmak üzere götürüldüğü Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nden firar eden 35 yaşındaki mahkûm Yavuz Erten kayıplara karışmıştı.

Polis, Merkezi Cezaevi’nde Ağustos 2014’ten beri hükümlü tutuklu olarak bulunan mahkûm Yavuz Erten’in izine günlerce yapılan çalışmalara rağmen rastlayamamıştı.

Yılmaz Günler sonra yakalanmıştı

Öte yandan 2016 yılında ise hırsızlık suçundan tutuklanan Adem Yılmaz isimli zanlı, Mağusa Mahkemesi’nden cezaevine sevk edilmek üzere araca bindirilirken kaçmış, günler sonra Girne’de tespit edilerek tutuklanmıştı.

Bununla birlikte aynı yıl  Lefkoşa'da Lal Kuyumculuk ve Erdinç Kuyumculuk‘ta art arda yaşanan soygun olaylarıyla ilgili tutuklanan M.E, M.R, A.N ve S.R. Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde tutuklu bulunan İran uyruklu 4 zanlı, hücrenin havalandırma boşluğundan firar etmişti.

4 zanlı daha sonra ara bölgede yakalanmıştı.

İki firari güneyde tutuklanmıştı

2011 yılından bugüne dek meydana gelen 13 firarın 3’ü 2018 yılında meydana gelmişti.

2018 yılının ilk firarı Şubat ayında yaşandı. Merkezi Cezaevi’nde çöp dökmek için çıkan Süleyman Yılkar ve Aliser Eymirov’un olay yerinden kaçmasıyla yaşanmıştı.

Firar eden her iki isim de Kıbrıs’ın güneyinde yakalanmıştı. Kıbrıs’ın güneyinde de benzer suçları işlediği için her ikisinin önce Kıbrıs’ın güneyinde yargılanması kararlaştırılmıştı.

Gümüş de güneyde yakalandı

Geride bıraktığımız yıl Mayıs ayında, Girne Polis Müdürlüğü’nde görevli iki polis memuru tarafından rahatsızlandığı için Girne Akçiçek Hastanesi’ne götürülen Yılmaz Gümüş kan tahlili yaptırmasının ardından polis memurlarının hemşireden bilgi almasını fırsat bilerek firar etmişti. 

Günlerce her yerde didik didik aranan Gümüş, 23 Mayıs’ta Kıbrıs’ın güneyinde tespit edilerek, tutuklanmıştı.

Gümüş ve beraberindeki bir kişi Baf'ta yakalandıkları sırada üstlerinde bir miktar da uyuşturucu bulunmuştu. Gümüş’ün güneye kaçak geçmekten ve sahte belge taşımaktan Rum makamlarınca yargılanacağı belirtilmişti.

Yatılı tedavi gördüğü hastaneden kaçmıştı

Merkezi Cezaevinde, hükümsüz tutuklu olarak bulunan ve Lefkoşa Devlet Hastanesi Barış Sinir Ruh Hastanesi’nde gardiyan eşliğinde yatılı tedavi gören Soner Aydaş, sabah 04.00 sıralarında hastaneden firar etmişti.

“Sirkat”, “Ev açma”, “İkametgâhtan sirkat ve kasti hasar”  suçlarıyla ilgili olarak cezaevinde bulunan 32 yaşındaki Soner Aydaş, firardan altı saat sonra Girne’de tespit edilerek tutuklanmıştı.

‘Özel oda’ vurgusu…

“Hastanede mahkûm ve

tutuklular için özel oda şart”

Hak-Sen Genel Başkanı İzzet Türkmen, yaşanan firar olaylarını YENİDÜZEN’e değerlendirdi. Özellikle hastaneye yatan mahkûm ve tutukluların ayrı bir serviste tutulmadığına dikkati çeken Türkmen, kalabalık bir serviste yatan mahkûm veya tutukluyu bekleyen gardiyanların koridorlarda beklemek zorunda kaldığını ve bu durumun bir zafiyet olduğuna değindi.

Servislerin çok kalabalık olduğuna da vurgu yapan Türkmen, bir anlık dalgınlığın çok pahalıya mal olabileceğini ifade ederek, sistemde büyük bir yanlışlık olduğuna değindi.

Bakanlık bilgisine hastanede olan zafiyeti gündeme getirdiğini dile getiren Türkmen, 2019 yılı içinde birden fazla firar gerçekleştiğini özellikle hastanelerde bir an önce gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.

‘Personel çok yıprandı’…

“İdari mekanizmanın sorumluluğu yok”

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, firarın yaşanması ile büyük bir zafiyetin yeniden gündeme taşındığını söyledi. Kayalı, başka ülkelerde hastanelerde mahkûm ve tutuklu odası olduğunu, bu şartların buradaki hastanelerde ne yazık ki var olmadığını kaydetti.

Merkezi Cezaevi’nin durumunun ortada olduğuna dikkati çeken Kayalı, personelin çok yıprandığını, cezaevinde mevcut mahkûm ve tutuklu sayısının katlanarak artması ile mevcut personelle iş dönmediğini ve diğer vardiyalardan destek aldıklarını kaydetti.

Sabah saat 05.00 sıralarında hastaneden firar eden tutuklunun tuvalet penceresinden kaçtığını kaydeden Kayalı, gardiyanların ifadelerinin de alındığını belirtti.

Merkezi Cezaevinde personelin de motivasyon eksikliğinin ciddi şekilde, gözle görülür olduğuna vurgu yapan Kayalı, cezaevi idari mekanizmada yıllardır hiçbir sorumluluk alınmadığını ve ilgili firar girişimleri ile ne cezaevi yönetiminin ne de bakanlığın soruşturmayı yürütmediğini ileri sürdü.

“Küçük tedbirler bile alınmıyor”

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, 2019 yılının da firarlarla geçtiğine değinerek, kısa bir süre önce cezaevinden toplu firar girişiminde bulunmak isteyen ancak planlarını gerçekleştirmeden yakalanan mahkûm ve tutuklularla ilgili hiçbir şey yapılmadığını ve aynı koğuşta tutulmaya devam ettiklerine değindi.

Kayalı, cezaevinde şuan küçük tedbirler alınmaktan bile kaçınıldığına dikkati çekerek nokta kulelerde halen mesai saatlerinde görev yapıldığını, mesai bitimi boş kaldığını personelin ise cezaevine artık yetmediğine vurgu yaptı.

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri