Ulusal Birlik Partisi (UBP) 28 Temmuz’da yapılacak erken Genel seçimlerine yönelik seçim bildirgesini duyurdu.
Ulusal Birlik Partisi, “Tam Yol İleri” başlıklı seçim bildirgesiyle halkın karşısına çıktı.
Bildirgede, “UBP, Dr. Fazıl Küçük’ün, Rauf Raif Denktaş’ın, Osman Örek’in, onlarla birlikte mücadele eden ve onların izinden giden isimsiz kahramanların partisi olarak doğmuştur; Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçlarına göre şekillenerek, Kıbrıs Türk halkını geleceğe taşıyacak parti olarak yoluna devam etmiştir” denilerek, UBP’nin, köklü bir geleneğe sahip olmasına karşın çağın gerektirdiği dönüşümlerde Kıbrıs Türk halkına öncülük etmesini de bildiği ve Kıbrıs Türk halkını bugünlere getirdiği kaydedildi.
UBP’nin Kıbrıs Türk halkının esenliği yolunda her türlü çabayı ortaya koyan, sırasında silaha, sırasında orağa, sırasında kaleme sarılanların partisi olduğu kaydedilen bildirgede, UBP’nin vizyonu şu ifadelerle aktarıldı:
“UBP, bu misyonunu devam ettirmeyi başarabildiği için 2013 seçimlerinde de iktidarın en büyük adayıdır. Önümüzdeki dönem için UBP’nin vizyonu 4 alana odaklanacaktır: Çözüm üreten siyaset, Sağlam ekonomi,
Güçlü toplum, Güvenli gelecek.”
UBP seçim bildirgesinin sunumu Golden Tulip Otel’de UBP Genel Başkanı İrsen Küçük, milletvekili adayları ve UBP’lilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
KÜÇÜK
Bildirgenin sunumunun ardından UBP Genel Başkanı İrsen Küçük bir konuşma yaptı.
UBP’nin seçim bildirgesinde hayali hiçbir şey olmadığını kaydeden Küçük, “Her vaadimiz, aslında yeni değil. Seçim bildirgemizde var olanlar başlattığımız ancak içimizdeki koltuk sevdalılarının ve onları yönlendirenlerin bitirmemize olanak tanımadığı projeler ve onların devamlarıdır” diye konuştu.
Diğer partilerin “yapacağız, çözeceğiz, arttıracağız yada azaltacağız” şeklindeki söylemlerine karşılık, UBP seçim bildirgesinde “yaptık, çözdük, arttırdık, azalttık” gibi ifadeleri bulunduğunu belirten Küçük, yaptıklarının yapacaklarının işareti olduğunu vurguladı.
KKTC’nin daha güzel, daha aydınlık günlere ulaştırılması yolunda, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile karşılıklı güvene dayalı imzalanan ekonomik programların başarı ile uygulandığını ve somut sonuçları bilimsel verilerle kanıtlandığını dile getiren Küçük, “Önümüzdeki yıl pozitif yansımalarının halkımızın her katmanında hissedileceği gerçeğini yaratılan yapay kaos, süreci maalesef gölgede bırakmıştır” dedi.
Herkesin gözü önünde yaşananların, ilkesel bir mücadelenin çok ötesinde siyasi hırsın ürünü olduğunu savunan İrsen Küçük, şöyle konuştu:
“HALK AFFETMEYECEKTİR”
“Bir yılı aşkın bir sürede türlü ayak oyunlarına rağmen Ulusal Birlik Partisi yönetimini ele geçirmeyi demokratik yolla başaramayanların CTP, DP ve TDP ile işbirliği yaparak partilerinin hükümetini düşürme rezaletini, halkımız, partililerimiz ibretle izlemişlerdir. Halkımız, tek başına iktidara taşıdığı Ulusal Birlik Partisi Hükümeti’nin, Ulusal Birlik Partisi milletvekili sıfatını taşırken muhalefetle işbirliği yaparak düşürenleri partilerini ve partililerinin cezalandırmalarını, KKTC’nin aydınlık geleceği yürüyüşünü akamete uğratanları asla affetmeyecektir. Çünkü, ihanetin bir başka adı ve de affı yoktur. Dahası ihanet edenler, elbette bir gün ihaneti tadarlar”.
Başbakanlık görevini yürüttüğü UBP’nin hükümete geçtiği dönemde Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bıraktığını iddia ettiği ağır faturaları ödemek zorunda kaldığını savunan Küçük, dahası önceki dönemde yarım kalan işleri kritik bir meclis aritmetiği ile arzu ettiklerinden daha yavaş bir seyirle çözebilmiş olmanın dezavantajını yaşadıklarını da kaydetti.
EKONOMİK PROGRAM
Türkiye Cumhuriyetiyle imzalan 2013-2015 Ekonomik Programıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tüm sektörleri ile ileriye taşınmasından rahatsızlık duyanların yıllardır yaptıkları demokrasi tellallığına rağmen, çirkin siyasi oyunlara alet olduklarını ileri süren Küçük, KKTC halkının bir kez denediğini ve umutlarının nasıl yok edildiğini gördüğünü kaydetti.
“KKTC bir Başbakan’ın imzasının taklit edildiği, sahte belge olayını yaşatanlara tanıklık ederken, duyduğu utancı, daha dün bağımsız milletvekili Ejder Aslanbaba’nın yüce meclisteki itirafı ile rüşvet skandalı karşısında şoke olarak bir kez daha misli ile yaşamıştır. Bu siyasi ayıbın faillerinin 28 Temmuz’da halkımızın doğru kararlarıyla hak ettikleri cevabı alacaklarından hiç şüphem yoktur” diye konuşan İrsen Küçük, yaklaşık üç buçuk yıl Başbakanlık yaptığını, zor bir görev üstlendiğini ifade etti.
Kıbrıs Türkü’nün bugünlere kadar verdiği varlık mücadelesini amcası Dr. Fazıl Küçük’ten öğrendiğini anlatan, yine Doktor Küçük’ten Anavatansız, onun desteği olamadan var olunamayacağını dinleyerek büyüdüğünü kaydeden Küçük, bu inançla KKTC-TC ilişkilerinin en üst düzeye taşınması için çalıştığını ifade etti.
Küçük, “Ne mutlu bana ki, hükümetler arası ilişkilerimizin güven temelinde en verimli süreci yaşanmaktadır” dedi.
“28 TEMMUZ SEÇİMLERİ MİLLETVEKİLİ OLARAK KATILACAĞIM SON SEÇİMDİR”
KKTC’nin geleceğinin doğru rayda olduğuna inandığını kaydeden Küçük, şöyle konuştu:
“Bize düşen görev bu hedefte tam yol ileridir. İrsen Küçük olarak huzurlarınızda ilk kez açıklıyorum. 28 Temmuz benim milletvekili olarak katılacağım son seçimdir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına, gelecek nesillerimize daha güçlü daha refah bir gelecek yaratma adına arkadaşlarımızla çıktığımız bu yolda birlik beraberlik için mutlaka hedefe varacağımıza yürekten inanıyorum.
Genç kardeşlerime güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teminatı, büyük, çağdaş, kurumsallaşmış bir UBP devretmek yeminimdir. Hedefimiz bu seçimlerde partimizi çok daha üst seviyelere taşımaktır. Ulusal Birlik Partililer güçlerinin farkındadır. Çünkü umut, Ulusal Birlik Partisi’dir, güneşin aydınlığı ortak adres, Ulusal Birlik Partisi ise KKTC’nin teminatıdır.
Biliyoruz ki; daha güçlü Ulusal Birlik Partisi, daha güçlü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demektir”.
BİLDİRGE
Görsel materyaller kullanılarak sunulan UBP’nin seçim bildirgesinde, partinin hükümetteki icraatları da geniş şekilde yer aldı.
Seçim bildirgesinde, siyasi ve buna bağlı olarak ekonomik ve sosyal yapıyı çağın gereksinmelerine göre sürekli bir dönüşüme tabi tutmak zorunda olduklarını kaydedilen UBP açıklamasında, özetle şunlar dile getirildi:
“Bugün KKTC siyasetinde önemli sorunlarla karşı karşıya olduğumuz bir gerçektir.
Kısaca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Kıbrıs Türk halkının gereksinmelerini karşılayabilecek şekilde yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Böyle bir dönüşüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte, KKTC yurttaşlarını da daha güçlü ve geleceğe umutla bakar hale getirecektir.
‘Dönüşüm’ demek, sadece KKTC hükümetlerinin yıkılıp yerine yenilerinin kurulması demek de değildir.
Dönüşüm aslında siyasi, ekonomik ve sosyal yapılanmamızı günün ihtiyaçlarına ve bir gelecek vizyonuna göre yeniden şekillendirmek demektir. Bugünkü yapımızın bir parçası olan kurumları, yeni gereksinmelere göre şekillendirmek demektir.
UBP kurumsallaşmayı yeni dönemde öncelikleri arasına alacaktır. Eski yapısal sorunlardan arınarak Parti’nin kişilere değil, kendi kurumsal değer, ilke ve sistemi esas alınarak siyaset yapması sağlanacaktır.
Siyasal Partiler Yasası üzerindeki değişiklikler üzerinde başlatılan çalışmalar yeni dönemde ivedilikle ele alınıp sonuçlandırılacaktır.
Dönüşüm, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dünya gerçeklerine uyumlulaştırmak demektir. Bizi dünyaya bağlayan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye’nin gerek AB uyum süreci, gerekse dünyanın çeşitli ülkeleri ile rekabet içinde edindiği bilgi ve deneyimler, dönüşüm projemizin başlıca esin kaynağı olacaktır. Ne yapacağımızı uzun uzun anlatmak yerine, ‘Türkiye’ye bakın. Oradaki her yenilik Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde de olacak; oradaki her gelişme, en kısa sürede Kuzey Kıbrıs’ta da yaşanabilecektir’ diyoruz.”
SİYASİ YAPIDA DEĞİŞİM
UBP bildirgesinde, siyaset kurumunun, alabildiğine yıpranmış ve pek çok yurttaş tarafından “toplumsal bir yük” olarak algılanır olmuş olduğunu savunularak, şöyle denildi:
“Siyaset mekanizmamızı, KKTC Meclisi’nde temsil edilecek bütün partilerimiz ile işbirliği içinde ve gerekli değişiklikler konusunda fikir birliktelikleri sağlayarak gerçekleştirmek istiyoruz.
Ulusal Birlik Partisi, yeni yasama döneminde, siyaset kurumunun itibar kazanması ve diğer toplumsal dönüşüm projelerine önderlik edebilecek yapıya kavuşması için liderlik yapacaktır. Bu dönem başlatılan ancak yarım kalan Siyasal Partiler, Seçim ve Halkoylaması Yasalarının bir an önce meclisten geçirilmesini sağlayacağız.
UBP Tüzüğü değiştirilerek parti yöneticileri, milletvekili ve belediye başkanlarının görev süreleri üst üste 3 dönem ile sınırlanacaktır.
Ulusal Birlik Partisi vizyonunda demokrasiyi ve siyaseti her türlü kirlilikten uzak tutacak demokrasimizi güçlü kılacak, zenginleştirecek, siyaset ve siyasetçiye güveni artıracak çabalar önemle yer alacaktır. Partimiz bu amaçla Anayasa, seçim ve halk oylaması, yasası siyasi partiler yasası, Meclis iç tüzüğü, Milletvekilliği ile bağdaşmayan görevler yasası ile ilgili yaptığı çalışmalarını yeniden gündeme getirecek ve sonuçlandırmaya çalışacaktır.”
EMEKLİLERDEN KESİNTİ KONUSU
Yeni iktidar döneminde üçlü kararname kapsamını daraltacağını, devletin hizmetlerini zaafa uğratacak uygulamalara son verileceğini ifade edilen bildirge, şöyle devam etti:
“Tüm gelirlerin vergilendirilmesi amacıyla yapılan yasal çalışma sonucu emekli maaşlarından yapılan vergi kesintisi sonrası yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasaya aykırı bulunması sonucu emekli vatandaşlarımızdan kesilen bu vergi miktarlarını geri ödeneceği yönündeki sözlerimiz doğrultusunda yapılan çalışmalar sonrası gerek Sayıştaylık gerekse hukuki görüşler sonucu yeni yasa yapılması zorunluluğu hasıl olmuştu. Bu doğrultuda başlatmış olduğumuz ancak bilinen nedenlerle erken seçime gitmek zorunda kaldığımızdan yetiştiremediğimiz bu yasa çalışmasını önümüzdeki dönem mutlaka hayata geçirilecek ve emeklilerimize verdiğimiz sözü yerine getirerek kendilerinden yapılan kesintiler geri ödenecektir.”
SAĞLAM EKONOMİ
UBP bildirgesinde, küreselleşen ekonomide rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisine inanan bir parti olunduğu vurgulanarak, özetle şunlar aktarıldı:
“Bunun için UBP olarak daha zengin, daha güvenli, daha müreffeh bir toplum için ekonomide de yeniden yapılanma gereğini savunduk. Sürdürülemez bir ekonomik yapı, siyaseti de sık sık dar boğazlara itmektedir. Ekonomik verimlilik, üretkenlik ve mali disiplin geleceğimizin ön koşuludur.
UBP olarak ekonomik reformun temellerini de yine halkımızla beraber attık. Sivil toplum örgütlerinin de yer aldığı, gerek bölgesel gerek sektörel çalıştaylar düzenlenmiş, tüm sektör temsilcilerinin görüşleri de alınarak kendi insanımızın katkıları ile 2013-2015 dönemini kapsayan ‘Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı’ hazırlanmıştır.
Bu program, Türkiye ile sonuçlandırılan ekonomik protokolün zeminidir.
2013-2015 Ekonomik Programı bir program döneminde GSYH’ya oranla en yüksek kaynak tahsisatına sahiptir.
KKTC, küresel değişim ve dönüşüm sürecine uygun bir şekilde kendi dönüşümünü de sağlayabilmek adına net bir şekilde tanımladığı hedeflerini bu program dâhilinde gerçekleştirebilecektir.”
BAZI KONULAR
UBP’nin seçim bildirgesinde yer alan konulardan bazı satır başları ise şöyle:
“Kamu personel rejimi, tüm kamu dairelerini kapsayacak şekilde gözden geçirilerek yeniden düzenlenecek (nitelikli personel alımı, sayısı, nakil, sınav usulleri vb.), personel giderlerinin bütçe içindeki payı program dönemi içerisinde azaltılarak bütçenin esnekliği artırılacaktır.
Sağlık hizmetlerinde kalite, etkinlik ve verimliliği sağlamak, kişilerin hizmete erişimini kolaylaştırmak amacıyla sağlıkta dönüşüm programı uygulamaya konulacaktır.
Kayıt dışı ekonomi ile mücadele bir ‘devlet politikası’ olarak ele alınacak ve ‘toplumsal mutabakat’ içinde çözülecektir.
Vergi politikalarının uygulanmasında; adalet, etkinlik, istikrar, öngörülebilirlik, vergiye uyum ve vergi tabanının genişletilmesi esas olacaktır.
İç borçlanma ve faiz yükünü sürdürülebilir kılmak amacıyla bütçede faiz dışı fazla yaratılması ve bütçenin faiz ödeyecek bir yapıya kavuşturulması hedeflenecektir.
Ekonomik faaliyette bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile sermayesinde kamu payı olan şirketler; mali, ekonomik ve teknolojik yapıları yetersiz olan, yarattıkları zararları, mali yükleri, sermaye ve zorunlu yatırım ihtiyaçları dikkate alınarak Özelleştirme Yasası kapsamında değerlendirilecektir.
Kamuda personel tahsis sistemi yeniden düzenlenerek, norm kadro esasına göre birimlerde hizmetin gerektirdiği kadar personel istihdam edilecek, ihtiyaç fazlası personel ihtiyaç olan birimlerde değerlendirilecektir.”
UBP, “insana hizmeti esas alan siyaset anlayışı ile KKTC ekonomisini, iktidarı döneminde başlatmış olduğu yeniden yapılandırma sürecini, süratle tamamlayacağını” kaydetti.
“MAKROEKONOMİK İSTİKRARIN DEVAMI SAĞLANACAK”
Ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmak amacıyla makroekonomik istikrarın devamının sağlanacağı belirtilen UBP bildirgesinde, ekonominin rekabet gücünü artıracak tedbirler alınacağı ifade edildi ve özetle şöyle devam edildi:
“Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan istihdam sorunu da bir taraftan devleti yeniden yapılandırarak, diğer taraftan da üretim, turizm ve üniversite sektörü gibi hizmet sektörlerine yönelik iç ve dış yatırımların önleri açılarak yeni yatırımlarla istihdam sorunu çözülecektir.
Yatak kapasitesindeki artışı sağlamak üzere, öncelikle, ilan edilmiş turizm bölgelerindeki yatırımların tamamlanması sağlanacaktır. Turizmin çeşitlendirilmesi desteklenerek, turistlerin, KKTC’nin tarihi ve doğal güzelliklerini tanıyabilmelerini sağlayacak politikalar oluşturulacaktır.
Bütün ülkelerde en büyük ve en önemli sektörlerden biri olmayı sürdüren tarım sektöründe dönüşümü gerçekleştirmek de Ulusal Birlik Partisi’nin başlıca hedeflerinden biridir.
Türkiye’den boru ile getirilecek olan suyun etkin kullanımını sağlamak üzere bir strateji belgesi ve Master Planı hazırlanacak ve uygulamaya konulacaktır.
UBP iktidarında hayata geçirilecek tarımsal dönüşüm programları sayesinde çiftçimiz gerçek anlamda bir girişimci, tarım sektörü ise ülkemize katma değer ve istihdam sağlayan ekonomik bir sektör olarak yeniden ortaya çıkacaktır.
Yol güvenlik standardının en üst düzeye çıkarılması, yol güvenliğinin artırılması trafik kazalarını en aza indirilecektir.”
GÜÇLÜ TOPLUM
UBP, seçim bildirgesinde, UBP’nin siyaset vizyonunun vazgeçilmez bir unsurunun güçlü toplum hedefi olduğunu dile getirdi ve “Bu bağlamda, suni olarak belirli çevreler, hatta bazı siyasi partiler tarafından körüklenmeye çalışılan “Türkiyeli-Kıbrıslı” ayrımının artık var olmayacağı bir toplum için; bu gibi art niyetli girişimlere fırsat verilmeyecek, başta Yurttaşlık Yasası olmak üzere birçok düzenleme elden geçirilecektir” dedi.
GÜVENLİ GELECEK
UBP seçim bildirgesinde Kıbrıs sorunuyla ilgili öngörüler ise özetle şöyle aktarıldı:
“Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs’ta egemen bir halktır. KKTC Devleti, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme hakkının ve egemenliğinin simgesidir.
UBP Kıbrıs sorununun, Kıbrıs’ta iki eşit ve egemen halkın özgün iradesi ile ve görüşmeler yolu ile çözümlenmesinden yanadır. UBP Kıbrıs Türk halkının egemenliği, siyasal eşitliği ve güvenliğini içeren bir anlaşma için çözüm çabalarını devam ettirecektir.
UBP Kıbrıs’ta iki ulusal halk, iki devlet ve iki demokrasi olduğu gerçeğinden hareketle bu gerçeklere dayalı yeni bir anlaşma düzeninin kurulması için barış arayışlarına devam edecektir.” (tak)